T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yuva bile yıkar bunlar...

Bu yazıyı, Yeni Şafak okurları içerisinde hatırı sayılır bir grup olduğunu sandığım magazin-sevmeyenler okumasın; onlar, en son paragrafta bulacakları 'kıssadan hisse' ile yetinebilirler...

Meclis'e yeni giren ve başarılı bir milletvekili olacağı şimdiden anlaşılan bir dostum, beni, bu konulara duyduğum ilgiden dolayı gazetenin magazin sorumluluğuna lâyık görür; kendisi de şoförüm olmaya tâliptir... Herkesin bir fantazisi vardır ya, yeni meşguliyeti izin vermeyeceği için onunkini kayda geçirmekte bir zarar yok: Dostum otomobilin önünde, ben arkada, Laila'dan Reina'ya eğlence merkezlerini gezip duruyoruz...

Bazılarının elini bile değdirmeden bir kenara attığı magazin eklerinin bağımlısıyım. Bir aralar, 'Klas' gibi dergileri, 'Hafta Sonu' gibi haftalık gazeteleri de izlerdim. Toyluk günlerimde o gazete ve dergilerden pek çok malzeme derlediğimi hatırlıyorum. "İstanbul ve Ankara gece hayatında kim kimdir?" sorusunun cevabını iyi bilirseniz, Türkiye'nin yönetimini de daha iyi anlayabilirsiniz...

Magazine özel ilgim sebebiyle, son ayların en gözde televizyon dizisi 'Çocuklar duymasın' eksenli yeni tartışmadan da haberdarım. Dizinin 'babası' Tamer Karadağlı, 'Çocuklar duymasın'ın bir yan-ürünü olarak doğup TRT'de ilgiyle izlenen 'En son babalar duyar' dizisinde oynayan nişanlısı Arzu Balkan'la evlendi geçenlerde; çok geçmedi, bir gazetede, sanatçının, bekârlığının son gecesini, bir TRT programcısıyla geçirdiği haberini okuduk...

Yeri burası olmadığı için ayrıntıya girmiyorum. Ancak, gazetenin haberi veriş tarzında 'kekre' unsurlar bulunduğunu belirtmeliyim. Nitekim, dün, bir başka gazetenin magazin eki, kocaman harflerle, "HEPSİ YALAN" başlığıyla çıktı. Haberde, yeni evlenen Tamer Karadağlı ile olaya adı karıştırılan TRT programcısının ağzından, "Aramızda hiçbir zaman yazılanlar yaşanmadı" biçiminde özetlenecek bir 'yalanlama' da yer alıyor. Karadağlı, "Çocuklar duymasın'ın başarısını baltalamak için bizi kurban seçtiler" de demiş...

'Çocuklar duymasın' ilginç bir dizi. Anne ile babanın, evin kızıyla oğlunun, dede ile anne-annenin sürekli didiştiği, her fırsatta kavga ettiği bir dizi bu. Sanırsınız ki, evlilikler, horoz dövüşü için... Ancak, bizim insanımız, bu diziyi nedense benimsedi. Yeni bölümleri atv'yi o akşam 'en çok izlenen kanal' yaptığı gibi, TGRT'de kalan eski bölümlerinin tekrarı da kanalın toplam reytingini muazzam etkiliyor... Tam bir reyting canavarı 'Çocuklar duymasın'...

"HEPSİ YALAN" manşetiyle çıkan magazin eki atv'nin de bağlı bulunduğu grubun gazetesine ait... Diziye ilgiyi azaltmış olacak ki, "Bekârlığa veda" haberi karşısında birkaç gün sessiz kalan grup, bu haberle, durumu kurtarma çabasında... Haberi, yeni evli çiftin mutluluk saçan bir fotoğrafıyla da süslemişler...

Konuyu sabrınızı zorlama pahasına neden Kulis'e taşıdığımı sanırım anladınız: Medya grupları arasındaki rekabet, iddialar ciddiye alınacak olursa, özel hayatları tahrip edecek, yuva yıkacak boyutlara çıkmış... Hayatlarını 'iyi günde – kötü günde' beraber sürdürmeye karar vererek evlenmiş bir çifti, başarılı bir diziyi gözden düşürmeye yarayacağı için, boşanma noktasına sürüklemeyi göze almışlar... Bunun için de, gazetelerini kullanmaktan çekinmemişler...

Ne kadar ciddi bir iddia, değil mi?

Reyting savaşlarında hiçbir kutsalın kalmadığı bir noktaya varılacağı en baştan belliydi. Bir süre önce, şimdilerde 'savaşan taraf' olan medya grubunun koçbaşı sayılabilecek bir sanatçısı, Mehmet Ali Erbil, farklı bir medya grubu tarafından hedef seçilmişti. Onun yeni evlendiği eşiyle ilişkileri gündeme taşınıyor, hastalığı hakkında imalı görüşler ileri sürülüyordu. Günlerce bu yoldaki haberleri tek bir medya kuruluşunun gazetelerinde ve magazin programlarında izleyip durduk...

Buna karşılık, M. Ali Erbil'i hedef seçen grubun en önemli sanatçısı İbrahim Tatlıses de, bu çarpık savaş mantığından nasibini aldı. Dördüncü bir medya grubu, televizyon haberlerinde, onun eşiyle sorunlarını deşelemeye başladı. İş, sonunda, yayınlardan tahrik olan birinin, rakip kanal tarafından eleştirilen eşi ayağından vurmasına kadar vardı...

Örnek seçtiğim bu olaylarda da, tarafların, karşı grubun reytinglerine zarar vermek üzere atağa kalktıkları çok belirgindi. Tamer Karadağlı ve 'Çocuklar duymasın' dizisi etrafındaki son gelişme, bu yoldaki söylentileri ayyuka çıkarmış oldu... Medya gruplarının reyting için yapmayacağı yok; bu artık belli...

Oysa, döne döne tekrarlanan bölümleri bile yüksek reyting alan 'Çocuklar duymasın' dizisinin gözler önüne serdiği gibi, Türkiye'deki reyting hesaplamasında çarpık bir durum var. Reyting hesaplamasında kullanılan 'denek aileler', başka işleri yokmuş gibi, her akşam 'Çocuklar duymasın' dizisi izlemiyorlar herhalde... Oysa, reyting tablolarına bakarsanız, denek aileler, her akşam, büyük bir iştahla ve hangi bölümü kaçıncı kez tekrarlanırsa tekrarlansın, sadece o diziyi izliyorlar...

'Reyting' konusuna bir mantık getirmek şart. İktidarın öncelikli konuları arasında bulunan RTÜK Yasası ile, 'reyting hesabı', üst kurulun ilgi alanına sokulabilir... 'En çok izlenen' denilen programların gerçekten 'en çok izlendiği' ancak o zaman anlaşılacaktır...


10 Aralık 2002
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED