|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
AB Kopenhag Zirvesi, bu akşam saatlerinde Bella Center'da başlayacak. 15 üye ülkenin devlet veya hükümet başkanları ile 13 aday ülkenin heyetleri Kopenhag'da buluşacak. Zirve'nin ağırlıklı konusunun Türkiye'ye tam üyelik müzakereleri için tarih verilmesi olacağı ve iki gün sürmesi planlanan zirvenin, Türkiye nedeniyle uzayabileceği belirtiliyor. Başbakan Gül, AK Parti lideri Erdoğan, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides, Litvanya Dişişleri Bakanı Antanas Valionis, Estonya Başbakanı Siim Kallas, Slovenya Başbakanı Janez Drnovsek, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis dün Kopenhag'a gitti. Gül ve Erdoğan lobisi Bu akşam yerel saatle 19.00'da Konvansiyon Başkanı Valerie Giscard D'Estaing tarafından açılacak olan toplantı, akşam yemeğiyle sona erecek. Liderler, Kopenhag'da ikinci güne bu kez Avrupa Parlamentosu başkanıyla biraraya gelerek başlayacaklar, ardından ilk çalışma toplantısına geçecekler ve gündemde yer alan maddeleri görüşmeye başlayacaklar. Gündemin en önemli maddeleri Türkiye ve AB ekonomisi. Başbakan Gül ve beraberindeki heyet ile AK Parti lideri Erdoğan da AB liderleri ile görüşmelerini sürdürecek. Kopenhag'da öğleden sonra yapılacak ikinci çalışma oturumundan sonra liderler, müzakere süreçlerini tamamlayan 10 aday ülkenin temsilcileriyle bir araya gelecek. AB liderlerinin aile fotoğrafı çekiminden sonra da Danimarka Kraliçesi Margrethe ve Prens Henrik, konuklara Christiansborg Sarayı'nda resepsiyon verecek. Konuklar, daha sonra Danimarka Başbakanı Rasmussen'in vereceği akşam yemeğine katılacaklar. Türkiye zirveye damgasını vurdu İngiltere'de yayınlanan Financial Times gazetesi, Kopenhag'da yapılacak ve genişleme sürecinin kaderini belirleyecek AB Zirvesi'nde Türkiye'nin üyeliği ve mali konuların damgasını vuracağını yazdı. Kopenhag'da elde edilebilecek en büyük başarının Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşmak olacağını kaydeden gazete, AK Parti lideri Erdoğan'ın bu konudaki tavrının önem taşıdığını kaydetti. Erdoğan'ın AB'den müzakere tarihi almak istediğine, AB'nin ise Kıbrıs konusunda çözüm ve Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası ile ilgili bir anlaşma peşinde olduğuna dikkati çeken gazete ayrıca, Danimarka'nın, bir anlaşma ihtimaline karşı imza töreni için özel bir salonu hazır tuttuğunu belirtti. Türkiye'nin maliyeti 8 milyar euro
Merkezi Almanya'nın Essen kentinde bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi, Türkiye'nin AB'ye maliyetinin 8 milyar 222 milyon euro olduğunu açıkladı. TAM Direktörü Faruk Şen, Die Welt gazetesinin iddia ettiği gibi Türkiye'nin AB'ye maliyetinin 20 milyar değil 8 milyar 222 milyon euro olduğunu belirterek, İspanya'nın AB'ye maliyetinin 7 milyar 24 bin euro olduğunu hatırlattı. Buna göre, Türkiye AB üyesi olsaydı, 2001 AB bütçesine yapacağı ödemeler toplam 1,985 milyar euro, AB'den alacağı yıllık katkı ise 10,208 milyar euro olacaktı. Burada "aslan payının" Türkiye'nin tarım sektörüne yöneleceği ve Türkiye'ye 6 milyar 532 milyon euro kaynak aktarımı yapılacağı ifade edildi. AB Büyükelçisi: 2005 tatmin edici Avrupa Komisyonu Türkiye Büyükelçisi Hansjörg Kretschmer, AB 25 üyeli bir birlik haline geleceği için Türkiye'nin karşı çıktığı 2005 tarihini "tatmin edici" olarak değerlendirdi. Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili gelişmeler konusunda Yeni Şafak'ın sorularını yanıtlayan Kretschmer, 2005'te Türkiye şartları yerine getirirse 25 üyenin oyunun da olumlu olacağını savundu. Türkiye'nin AB'nin son üyesi olacağını belirten Kretschmer, AK Parti lideri Erdoğan'ın, "Türkiye müzakere tarihi verilmezse bu çifte standart olur" sözlerini de, "Türkiye insan hakları ve temel özgürlükler konusundaki reformları tamamlamalı. Tabii ki kendileri daha erken bir tarih bekliyor olabilirler. Ama 2005'i de küçümsememek lazım. Neticede belirli bir tarihtir" diye değerlendirdi. Bush, Türkiye için telefonla destek istedi ABD Başkanı George Bush, AB dönem başkanı Danimarka'nın Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'i ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ı telefonla arayarak, Türkiye için destek istedi. Rasmussen, Bush'un kendisiyle görüşmede, stratejik çıkarlar gereği AB'nin Türkiye'ye önemli bir destek vermesini istediğini söyledi. Rasmussen, "Bush'un, AB'nin içişlerine karışmak istemediğini, ancak Türkiye'ye olumlu ve güçlü bir mesaj verilmesinin herkesin çıkarına olacağına inandığını söylediğini" belirtti. Rasmussen, Türkiye ile ilgili kararın Selanik zirvesine kalmayacağını da söyledi. Fransa Cumhurbaşkanlığı sözcüsü de Bush'un Chirac'tan, Türkiye'ye Kopenhag'da tarih verilmesini istediğini belirtti. Arınç: Tarih almamak dünyanın sonu değil
TBMM Başkanı Bülent Arınç, "2005'ten daha önceki bir tarihin Türkiye'ye verileceği umudunu taşıyorum; aksi bir kararın çıkması da dünyanın sonu değildir" dedi. Parlemanto Muhabirleri Derneği'ni ziyaret eden Arınç, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Arınç, milletvekillerinin Meclis'e silahlı olarak gelmemeleri gerektiğini belirtirken, milletvekili lojmanlarının satılmasına ilişkin çalışmaların başladığını açıkladı. Arınç, milletvekili lojmanlarının mutlaka satılacağını belirterek, "Eski milletvekilleri hariç hiçbir yeni milletvekili lojmana girmedi. Lojmanlar mutlaka satılacak, yöntemini belirlemeye çalışıyoruz" diye konuştu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |