|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ne olursan ol gel!
Onüçüncü yüzyıldan bugüne ulaşan felsefesini hepimiz biliyor ve tanıyoruz O'nu. Bu toprağın yetiştirdiği dehalardan Mevlana, yüzyıllara meydan okuyarak evrensel çağrısını yineliyor; "gel" diyor!
Bu topraklarda yaşamış dünyaca ünlü büyük mutasavvıf, düşünür, şair; Mevlana Celaleddin Rumi. Tüm dünya tarafından aynı saygı ile kabul görmüş, gönüller sultanı Mevlana, gözlerini dış dünyadan biraz da kendi içlerine çevirmek, ruhunda yolculuk yapmak, kendini bilmek isteyenlerin rehberliğini yapıyor ve asırlardır her türlü karanlığa muhabbet ışığını tutuyor. Onu bu kadar vazgeçilmez yapan ve ruha dokunan sıcacık çağrısını artık herkes biliyor; "Gel, yine gel! / Kim olursan ol, / Yine gel! / İster Kâfir, İster mecusi, ister putperest ol, yine de gel! / Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir; / Yüz kere tövbeni bozmuş bile olsan da gel....'' Hamdım, piştim, yandım O'nu tanımak zor değildir. Kendini en bilindik kelimelerin, en derin manalarıyla anlatır. Kendini üç kelimeyle özetler ve aslında bu kısacık mesajında sonsuzluk yolcularına en anlamlı dersi vermektedir; "Ömrümün özeti şu üç sözden ibarettir: "Hamdim, piştim, yandım." Zamanının entellektüeli Çağın aydını görünümünde olan Mevlana, dinsel bağnazlığa karsı çıkar. "Cüppe ve sarıkla insan alim olmaz" diyerek, alimliğin insanın kişiliğinde bulunan bir hüner olduğunu söyler. O'na göre herşey insan içindir ve özellikle kadına gereken önemin verilmesi düşüncesindedir. Medreseye kadınların gelmelerini ister ve onlara ders verir. Ölüm, düğündür onun için Tüm insanların, İlahi'nin bir görüntüsü olduğu düşüncesiyle insanlar arasındaki her türlü ayrımcılığa karşı çıkar. Böylesi bir davranış O'na göre Allah'a saygısızlıktır. Sevgiye âşık olan Mevlana, birçoğumuza göre acı görünen ölümü de sevgi içinde yoğurmuş, düğün gecesine benzetmiştir. Ve hayret edenlere şöyle seslenir: "Ölüm yaşayıştır, yaşayış; fakat gerçeği örten görüş tersine gösterir onu."
İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU Mevlana'nın Irak, Türk ve Hint edebiyatındaki yeri onüçüncü asırdan bugüne kadar devam eder. Çok iyi bir eğitim gören Mevlana, kimya, astronomi ve matematik ilmine vakıftır. Avrupa, Orta Çağ'ın karanlığını yaşarken; Moğol orduları vahşet saçarken, O, tüm dünyaya barış ve kardeşlik mesajlarını iletir; Anadolu'da Yunus'la birlikte, İslam'ın insana bakış açısını söyler ve sevgi tohumlarını eker. Din, dil, ırk ve renk farkı gözetmeden insanları birliğe çağırır. Umutsuzluk yerine umut, kin yerine sevgi, savaş yerine barış, düşmanlık yerine, kardeşlik fikrini yayar. Aslında insan hakları bildirgesi yüzyıllar öncesinde Mevlana tarafından yazılmıştır. HALE KAPLAN ÖZ
|
|
|
|
|
|
|
|