T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yeni bir dönem başlıyor...

Seçimlerden sonra esmeye başlayan "AB fırtınası" yavaş yavaş diniyor. Kabul etmek gerekir ki, bu fırtına devlet başta olmak üzere merkez güçlerle hükümet arasında yaşanmakta olan "pastırma yazı"nı oldukça uzattı. Bu süre zarfında AKP kucaklayıcı bir siyasi parti olarak, Gül ve özellikle Erdoğan uluslararası alanda da tescil gören liderler olarak meşruiyet alanlarını genişlettiler...

Ancak şimdi tekrar içimize dönüyoruz.

Kopenhag Zirvesi'nde alınan kararın ardından, yani Avrupa kapılarının 2005 tarihinde açılma ihtimalinin iyice artmasının ardından "Avrupa Birliği meselesi Türk siyasetinde daha belirleyici hale gelecek" gibi görünüyor.

2004 Aralık tarihine kadar uzanacak siyasi sürenin gündemi ana hatlarıyla belli.

Bu süre içinde Türkiye'nin en önemli iki meselesi var:

İlki 28 Şubat 2003 tarihine kadar Kıbrıs'ta bir anlaşmanın ortaya çıkması...

İkincisi ise AB'ye hiçbir bahane bırakmayacak şekilde işkenceyle mücadele, ifade özgürlüğü ve askerin siyasal sistem içindeki rolü başta olmak üzere Kopenhag kriterlerini yerine getirmek ve bunları iki yıllık süre içinde uygulamaya yansıtmak...

Bu Avrupa hattının, son 1,5 aya oranla farklılık taşıyacağı açık...

Bu kez hat sadece nispeten daha rahat ve gerginlikleri içe yansımayan uluslararası ilişkiler ve Brüksel politikası düzeyinde oluşmayacak. Tersine "daha çok Türkiye'deki iç politika koridorlarına ve içerideki güçler dengesine kilitlenecek."

Bu açıdan Türkiye'nin zor bir döneme, hatta zor bir sınava gireceğini söylemek çok yanlış olmaz...

Her şeyden önce Kıbrıs sorununu çözmemiş bir Türkiye'nin AB'ye girmesi ya da bugüne kadar olduğu gibi Kıbrıs'ı koz olarak kullanması artık söz konusu değil. 28 Şubat tarihine kadar iki kesim arasında bir anlaşma sağlanmazsa Güney Kıbrıs AB üyesi olacak, Kuzey, yani Türk kesimi dışarıda kalacak.

Denklem çok bilinmeyenli...

Bir kere bu meselelerde AKP'nin izleyeceği güzergah henüz belli değil. AKP, Kıbrıs konusunda "reflekslerinden kaynaklanan bir içe kapanma eğilimi"yle "rasyonel bir tavra dayanan dışa açılma eğilimi" arasında "gidip gelebilecek bir parti" görüntüsü veriyor.

Üstelik tek sorun burada da değil. "Kıbrıs, diğer bir çok sorunu bir neşter darbesi atarcasına azdırabilecek çapta bir mesele." Bu sorunun içinde devletin ideolojik yapısı, ideolojik tavrı dahi gizli.

Başka bir deyişle, AKP'nin Kıbrıs'ta rasyonel ve çözüme yönelik bir tavır alması halinde bile bu partinin önüne bir dizi "mayınlı alan" çıkacak. "Denktaş faktörü", şahinlerle çatışma, "resmi devlet tezleriyle ters düşme" bunların en ciddilerinden...

Kopenhag kriterleri ve uygulama açısından da durum farklı değil...

Üç öncelikli sorundan, askerin rolü meselesi genel olarak Türkiye için, özellikle AKP için tam bir "demir leblebi" görüntüsü taşıyor. Bu sorunun, AB ile ilişkilerde artık sadece MGK üst kuruluyla tartışmasıyla sınırlı kalmayacağı ortada.

Bu durumda şu açık:

AB'ye uyum çerçevesinde askerin siyasi rolü meselesi, Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasından MGK Genel Sekreterlik yapısının sivilleştirilmesine, yüksek idari yargının iki başlı görünümüne son verilmesinden YAŞ kararlarının yargı, askeri harcamaların ise Sayıştay denetime tabi olmasına kadar uzanan, devlet işleyişinin tüm kritik noktalarını etkileyecek bir mevzuat değişikliğini gündeme getirmek zorunda kalacak. Elbette bunun, eğer o noktaya gelinirse, bir de uygulama safhası var.

Bu ise Türkiye'de ciddi gerginliklerin, ciddi tartışmaların başlaması, geri planda kalan askerin tavrını netleştirmek zorunda olması demek...

Evet, göze çarpan resim işte bu...

AB meselesi ve iç dengelerin bu hayati süreçte nasıl seyredeceğini görmek için biraz daha beklemek gerekiyor.



17 Aralık 2002
Salı
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED