|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yolsuzlukların üzerine gidileceği haberi Yeni Şafak'ta yer aldı. Bence hiç vakit geçirmeden dosyalar açılmalı. Bürokrasinin yargılandığı davalara siyasetçiler de ilâve edilmeli.
İhale Komisyonu devre dışı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Yurdakul Yiğitgüden hakkında "İhaleye fesat karıştırmak" ve "görevi kötüye kullanmak" iddialarıyla dava açtı. (28 Eylül 2002 - Hürriyet) Kanadoğlu, iddianamesini Yargıtay 5'inci Dairesi'ne gönderdi. Elektrik dağıtım santrallerinin işletme haklarının devrinde, Refahyol döneminde oluşturulan 1. İhale Komisyonu'nun değerlendirmeleri gözardı edildiği için, Kanadoğlu, fesat iddiasını dile getiriyor.
Sabih Kanadoğlu'na göre, 25 görev bölgesinde elektrik dağıtım santrallerinin devri konusunu inceleyen İhale Değerlendirme Komisyonu'nun Tedaş'tan gelen üyeleri, bir çok konuya itiraz etmiş ama, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersümer tarafından devre dışı bırakılmışlardı. Ersümer, 27 Ekim 1997 tarihli bir talimatı, müsteşar Yurdakul Yiğitgüden'e göndererek "Yapılan işlerin kontrolü, eksikliklerin tetkiki ve kurulacak Üst Kurulu teşkil etmek üzere, Enerji İşleri Genel Müdürü'nü (Mustafa Mendilcioğlu'nu) görevlendirelim" demişti. Bu talimat üzerine, Müsteşar Yiğitgüden, Müsteşar Yardımcısı Haldun Atıf Danışman, Enerji İşleri Genel Müdürü Mustafa Mendilcioğlu, TEDAŞ Genel Müdürü Kadir Ramazan Coşkun ve Enerji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Osman İlhan'dan oluşan yeni İhale Komisyonu, 3 Aralık 1997'de, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer tarafından onaylandı. İkinci İhale Komisyonu, ilk İhale Komisyonu'nun uyarılarını gözardı etti. Bazı firmaların, ihale şartnamesine aykırı tekliflerini değerlendirmeye aldı. Bunlar Başsavcı'nın iddianamesinde Ersümer'in müsteşarı Yurdakul Yiğitgüden'e yönelttiği iddialar.
Meclis'te eleştiri
Enerji konusunda yıllardır çeşitli makaleler yazdım. Özellikle, enerji santrali işletme hakkı devirlerinin imtiyaz yaratıp serbest rekabeti engelleyeceğini; Enerji Piyasası Kanunu, tüketicinin farklı üreticiler arasında bir tercihte bulunmasına fırsat verecekken, geçmişte, enerji dağıtım santrallerinin özel sektöre devredilmesini, devletin 30 yıl süreyle bu firmalardan belirli fiyat ile elektrik alma taahhüdüne girmesini hem köşe yazılarımda, hem Meclis kürsüsünde eleştirdim. Cumhur Ersümer, bu eleştirilerimize karşı, enerji dağıtım santrallerinin işletme hakkı devrinin, Refahlı Enerji Bakanı Recai Kutan tarafından gerçekleştirildiğini belirtiyordu. Başsavcı Kanadoğlu'nun iddianamesinden de anlaşılacağı üzere, düpedüz gerçeği saptırıyordu. Ersümer'in ve Mesut Yılmaz'ın doğru konuşmadıklarını, ben, 20 Ocak 2000 tarihinde, Meclis kürsüsünden yaptığım bir konuşma ile şöyle anlatıyordum: "...Refahyol döneminde, Recai Kutan Enerji Bakanı'yken, Tedaş'a ait elektrik dağıtım santrallerinin işletme haklarını devretme amacıyla, 25 adet görev bölgesi tesbit edildi. Bu bölgeler, Resmi Gazete'de 1996 yılında yayınlandı. Alınan teklifler, 3 Nisan 1997 tarihinde, fiyatlar tek tek okunarak, basının huzurunda ilân edildi ve kayda geçirildi. Bununla yetinilmedi; dosyaların nasıl değerlendirileceği, yani değerlendirme kriterleri, 11 kişiden oluşan Değerlendirme Komisyonu tarafından imza altına alındı. Kurulan Alt Komisyon, değerlendirmeleri yapıp sonuca ulaşacağı bir noktada, Refahyol Hükûmeti, malûm oyunlarla devrilip, 55'inci hükûmet (Yılmaz Hükûmeti) kuruldu. Sonra, her nedense, bu ihaleler 6-7 ay bekletildi. Neden açıklanmıyor, gizli pazarlıklar mı yapılıyor söylentileri yayıldı. Nihayet Ocak 1998'de, Enerji Bakanlığı sonuçları bir basın bildirisi ile duyurdu. Bu basın bildirisinde, evvelce imza altına alınan kriterlerin noksan ve çelişkili olduğu iddia edildi. Çelişkilerin ve noksanların Enerji İşleri Genel Müdürlüğü'nce düzeltildiği, yine Enerji Bakanlığı tarafından açıklandı. Dolayısıyla, Refahyol'dan sonra kurulan 55'inci hükûmet, bırakınız, sabahtan beri burada iddia edildiği gibi, Refahyol döneminde oluşturulan Alt Komisyon'un değerlendirmelerine saygı göstermeyi, değerlendirme kriterlerini bile değiştirmiştir. Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, İhale Komisyonu'nda bulunmamasına, yetkisiz bir merci olmasına rağmen, farklı kriterler ortaya koymuştur..." (20 Ocak 2000 - Zabıtlar)
O gün Ersümer, bizi yalanlamaya ve mesuliyeti Refahyol'un Enerji Bakanı Recai Kutan'ın omuzlarına bırakmaya çalışıyordu. Ama, işte, Sabih Kanadoğlu'nun, müsteşar Yiğitgüden'i hedef alan iddianamesi, haklı olduğumuzu teyid etmiştir. Meclis kürsüsünden sözlerime şöyle devam ediyordum: "...Sadece ilk değerlendirme, Refahyol döneminde gerçekleşti. İlk değerlendirme ile son değerlendirme arasında çok önemli farklar vardır. Meselâ Avrupa yakasında, 270 milyon dolar, Doğan Holding aleyhine bir rakam ortaya çıkmıştı. Daha sonraki değerlendirme, Anasol-D tarafndan yapıldı. 270 milyon dolarlık fark, kayıp kaçak oranıyla telâfi edildi. Doğan Holding % 30 oranındaki kayıp kaçak oranını, ilk sene % 19'a düşüreceği taahhüdüne girdi ve Avrupa yakasında ihaleyi aldı." (20 Ocak 2000 - Zabıtlar)
Suyu kesilen adam
Yargıtay Başsavcısı'nın, Recai Kutan'ın müsteşarına değil, Cumhur Ersümer'in müsteşarı Yiğitgüden'e yönlendirdiğini görüyoruz. Zaten Ersümer, göreve gelirgelmez, bütün üst düzey yöneticileri değiştirip kendi ekibini kurmuştu.
Bir başka Meclis konuşmamda da, bu hususa temas ediyordum: "...Herhalde dünyanın hiçbir yerinde. kendi atadığı yüksek bürokratlar hapisteyken, koltuğunda dimdik oturan bir bakan görülmemiştir. 'Kendi atadığı bürokratlar' diyorum. Çünkü Sayın Recai Kutan Enerji Bakanı olduğu vakit, kendisinden önce bakanlık koltuğunda oturan Hüsnü Doğan'ın bürokratlarıyla birlikte çalıştı. Recai Kutan, Enerji Bakanlığı'ndan ayrılınca, onun yerine gelen Cumhur Ersümer, Hüsnü Doğan'ın atadığı bütün bürokratları görevden aldı. Kendi bürokratları, şu anda maalesef göz altında; Sayın Mendilcioğlu gözaltında ama Sayın Ersümer Bakan koltuğunda... Değerli arkadaşlar, bizim durumumuz kese yaparken suyu kesilen adamın durumuna benziyor. Kirler kabardı, ama üzerimizden çıkmadı... Elektrik Piyasası Kanunu'nda, diyorsunuz ki: 'Bölgelerinde dağıtım hizmeti yapma hakkını elde etmiş olan özel sektör dağıtım şirketleri, sözleşmelerini serbest rekabeti sağlamak üzere tadil edecekler.' Peki önce neden bu dağıtım tekellerini yarattınız? Sonra da, serbest rekabeti sağlamak üzere elektrik Piyasası Kanunu'nu çıkarıyorsunuz." (14 Şubat 2001 - Zabıtlar)
Tahkim
Ersümer, tahkim hakkının evvelce imzalanan imtiyaz sözleşmelerine verilmesi için çok bastırdı. Yap-İşlet-Devret Kanunu'na, bu hükmü koyduramadı. Fakat Demirel devreye girdi ve tahkim hakkının, enerji sektöründe, evvelce imzalanan 46 imtiyaz sözleşmesine uygulanması sağlandı. Bu 46 projenin, 23'ü, Yap-İşlet-Devret modeline göre inşa edilecek termik ve hidroelektrik santralleri, diğer 23'ü ise, kurulu tesislerin işletme haklarının devriyle ilgiliydi. İşletme hakkının devri, mevcut 8 adet termik santralin 20 yıl süreyle, 15 adet elektrik dağıtım santralinin de 30 yıl süreyle özel sektöre verilmesini öngörüyordu. Cumhur Ersümer, tahkimin geriye doğru işletilmesini sağlamak için, TBMM'de yaptığı konuşmada "Tahkimin eski projelere uygulanmasını engellerseniz, 22 milyar doların, enerji sektörüne gitmesinin önünü kesmiş olursunuz" diye görüşünü savunmuştu. Oysa ortada 22 milyar dolarlık bir kaynak yoktu. 48 proje için sadece 7 milyar dolarlık bir meblağ söz konusuydu. Ben, Cumhur Ersümer'e soruyordum: "Devlet, yaklaşık 2 yıllık kârı karşılığında, 30 yıl için, elektrik dağıtım hakkını firmalara devretmiştir. Elektrik dağıtım santrallerini 1.7 milyar dolara 30 yıl için kiralıyorsunuz; 8 termik santrali de 20 yıl için, 1.3 milyar dolara kiralıyorsunuz. Toplam 3 milyar dolar alıyorsunuz ama, 20 ve 30 yıl içinde gelir kaybınız ne? İşletme hakkını devrettiğiniz 8 adet termik santralin yatırımının maliyeti ne kadardı?" (20.Aralık. 1999 - Zabıtlar)
Bu ülkede, elektrik konusunda devletin menfaati hiç korunmadı. Sorduğumuz sorulara Cumhur Ersümer tatmin edici cevaplar hiç vermedi. Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi, yanıltıcı, gerçeği çarpıtan cevapları tercih etti. Şimdi, müsteşar Yiğitgüden hesap verecekse, Cumhur Ersümer'in de Meclis bünyesinde soruşturulması gerekmez mi?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |