|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Katil Doğanlar, Saraybosna'ya Hoşgeldiniz, İnce Kırmızı Hat filmlerinde başrol oynayan Woody Harrelson, Guardian'a yazdığı yazıda, ABD'nin dış politikasına ağır eleştiriler yöneltti.
"Körfez Savaşı'nın başından beri, bir milyon Iraklı öldürdük" diyen Amerikalı sinema sanatçısı Woody Harrelson, The Guardian'daki yazısında, ABD dış politikasına ve Irak'a savaş planına ağır eleştiriler yöneltti. Harrelson'ın yazısını NTV'nin çevirisiyle özetliyoruz: Harvey Weinstein benim de oynadığım Saraybosna'ya Hoşgeldiniz filmini Clinton'a gösterdiğinde ben de gitmiştim Beyaz Saray'a. Clinton'la birkaç dakika yalnız kaldım. Saddam'ın silah denetçilerini ülkeden attığına dair haberler gündemin bir numaralı maddesiydi. Ne yapacağını sordum. Cevabı çok rahatlatıcıydı: "Herkes onu bombalamamı söylüyor. Askerlerin hepsi 'bombalaman lazım' diyor. Ama tek bir masum insan dahi ölürse, yükünü taşıyamam" dedi. Gözlerine baktım ve ona inandım. Clinton'ın o sırada insani yardımları bloke edip binlerce masum insanın ölümüne göz yumduğunu bilmiyordum. Saddam'a zehirli gazları biz verdik Ben bir babayım ve ne kadar çok, ne kadar yoğun olursa olsun hiçbir propaganda yarım milyon çocuğun ölümünü "zaiyat" olarak kabul etmeye ikna edemez beni. Saddam Hüseyin bizim oğlan. Onu iktidara getiren CIA. İran Şahı'nı, Noriega'yı, Marcos'u ve Taliban'ı iktidara getiren CIA. Baba George Bush, Saddam onu İran'a ve Kürtlere karşı kullandıktan sonra bile Saddam'a, sinir gazı ve teknoloji sağlamayı sürdürdü. Af Örgütü'nün, Kürtlere karşı gaz kullanımı dahil olmak üzere Saddam'ın sayısız katliamının dökümünü yaptığı rapor masasında beklerken, Bush 2 milyar dolarlık "tarım" kredisi, Thatcher da yüzbinlerce dolarlık ihraacat kredisi verdi. 10 yıl sonra, oğlu aynı çizgide ilerliyor: "Irak halkıyla bir sorunumuz yok." Yarım milyon Iraklı ana-babanın bu lafla içlerine su serpilmiştir, eminim... 10 trilyon dolar savaş vergisi "Bir gazetede, kendisinden alınan vergiden savaş çabalarına gidecek kısmını ödemeyi reddeden bir kadından bahsediliyordu. Yüzde 17 gibi bir orandı ödemeyi reddettiği. Ama Amerika'da ödemeyeceğiniz kısım yüzde 50'yi bulur. ABD yönetimi enerjisinin yüzde 50'sini savaşa ve kitle imha silahlarına harcıyor. Son 30 yılda, bu 10 trilyon dolardan fazla bir paraya tekabül ediyor. " Irkçı ve emperyalist savaş Yalanlardan bıkmış bir Amerikalıyım ben. Ve "bizim devlet" deyince, söylediklerinin çoğu yalan. Okullarımızda bize tarih diye öğrettikleri bir skandal. Christof Kolomb'un Amerika'yı gerçekten keşfettiğine inanarak büyüdük. Kolomb'un peşinde olduğu tek şey vardı: altın. Kızılderililer onu hediyelerle ağırlarken günlüğüne şöyle yazmıştı: "Silahları yok. Demir yok... 50 adamla hepsini etkisiz hale getirebilir ve istediğimizi yaptırabiliriz." Kolomb bugünkü ABD dış politikasının en mükemmel simgesi. Bu ırkçı ve emperyalist bir savaş. Beyaz Saray'ı ele geçiren savaş tacirleri (siz "şahinler" diyorsunuz, ben böyle güzel bir kuşu harcayamam), bir ulusun acısını alıp, "terörist" diye tanımlayıp beyaz olmayanlara karşı sonsuz bir savaşa dönüştürdüler. ABD için dünya bir oyun "Washington'dakiler için dünya dev bir Monopoly oyunu. Gezegenimizi kirleten, insan haklarını dünya çapında ihlal eden dev endüstriler Amerikalı politikacıların canı ciğeri, en yakını. Ama savaş dönemlerinde insanlar sağduyularını kaybeder. Bayraklar, sarı kurdeleler, posterler var. Medya kuruluşlarının herbiri savaş davulları çalıyor. En sağduyulu insanlar bile başka ses duyamaz hale geldi. ABD'de, savaşın ya da bir şehre 30 bin fit yükseklikten misket bombaları atmanın adil olmadığını söylemeyegörün, hemen korkaklıkla suçlanırsınız. Televizyonda hiciv programları yapan Bill Maher, Afganistan bombardımanıyla ilgili yorumda bulununca, Disney, fişini çekiverdi onun. İfade özgürlüğüyle övünen bir ülkede, tek bir muhalefet sözü işinizden olmanıza yetebiliyor." Bush'un yerinde olsam...
"Bush'un yerinde olsam Kyoto anlaşmasına uyardım. Uluslararası Ceza Mahkemes'ine katılırdım. Monsanto, Dupont ve Exxon gibi dünyayı mahveden şirketlere teşvik vermeyi keserdim. Nükleer enerji fabrikalarını kapatırdım. Bu kadarıyla şimdiden 200 milyar dolar tasarruf etmiş oldum bile. Daha bir 100 milyar dolar da, küçük şirketlerin ilaç üretmemesi için verilen savaşı durdurarak tasarruf ederdim. Savunma bütçesini de yarıya indirerek yılda 200 milyar dolar daha koyardım kenara. Baksanıza sadece yeryüzünü kirletenlere ve savaş tacirlerine hayır diyerek 500 milyar dolar tasarruf etmiş oldum. Sonra 300 milyar doları vergi mükelleflerine geri verirdim. Geri kalanı alır, çocuklarımızın öğretmenlerine hakettiklerini ödemek için kullanırdım. 100 milyar doları alternatif yakıt ve yenilenebilir enerji üretimi için kullanırdım. Dünya Çevre Zirvesi'ne katılmakla kalmaz, ona sponsor olurdum. E tabii, bir de kendime yüklü bir zam yapardım."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |