T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kitap çıktı!

Yanlış hatırlamıyorsam, 1983 yılının başlarıydı; dönemin en 'temiz' ve nitelikli dergilerinden Yönelişler'de basılan şiirlerimin toparlanarak, artık bir kitap olarak yayımı konusunda yayıncı bir arkadaştan gelen teklifi, "Henüz erken" gerekçesiyle kabule yanaşmamıştım. Nitekim, bir yıl sonra Ekim ayında çıkan ilk şiir kitabım Mağara Külleri'ni oluşturan şiirlerin ağırlıklı bir bölümü daha önce Yönelişler'de basılmış olmakla birlikte, dergide yayımlandığı hâlde, eleyerek dışarıda bıraktığım ve dolayısıyla kitaba almadığım birkaç şiir de mevcuttu. Sonradan, o kitap konusunda aceleci/acemice davranmamakla ne kadar doğru bir iş yaptığımı anladım. Zira, herhangi bir dergide basılan şiir(ler) unutulabilir, gözden kaçabilirdi belki ama; bir şiir kitabında yer bulan şiir(ler), o andan itibaren şairin denetiminden, iradesinden artık tamamiyle kurtulmuş sayılacağından, pek âlâ, bir şiir dolayısıyla da olsa, kitap sigaya çekilebilir veya şairin başı ağrıyabilirdi. Kaldı ki, kimi şairlerin, gençlik hissinin verdiği acelecilikle çıkardıkları ilk şiir kitaplarına bizatihî kendileri tarafından uygulanan bir "unutma/unutturma" siyasetinin örnekleri önümüzdeydi.

Bu bakımdan, şair nezdinde, herhangi bir dergide yayımlatılan şiirlerin yanında, şairin kitabına alacağı şiirler, kelimenin bütün anlamlarıyla keskin bir "sorumluluk" paydası taşıyacaktır. Bir başka ifadeyle, bir şairin "şiir çizgisi" ele alınırken, edebiyat çevrelerinde göz önünde bulundurulacak, dikkate alınacak veya bir eleştiri objesi kılınacak olan esas unsur, o şairin falanca dergide filanca tarihte yayımladığı şiir(ler)den ziyade, bir kitabın iki kapağı arasına aldığı şiir(ler) olacaktır..

İlk şiir kitabımın basılma hikâyesini hatırlamamın sebebi, bu hafta çıkan 6. şiir kitabım Hurûfî Melâl'in yaşadığı uzun ve karmaşık basılma süreciyle ilgili.. İnsanların olduğu gibi kitapların da bir kader-kaza serüveni olabiliyor bazen; tıpkı son kitabımın başına gelen türden..

Efendim, esasen Hurûfî Melâl, İpek Dili'nin şiir serisi projesi dahilinde geçen sene bu vakitlerde çoktan çıkmış olacaktı. "Seri" diyorum; zira, benim kitabımın yanı sıra, kapakları hazır olan Halil Güney ile Kemâl Yanar'ın ve bilâhare basılmasını plânladığımız Seyhan Arslan'ın ilk şiir kitapları sözünü ettiğim serinin ilk çalışmalarındandı. Ancak olmadı; ekonomik krize yenik düştük. Sonra bir ara, bir arkadaşımla İstanbul'a taşımayı düşünüp yeni bir yayınevi olarak hizmet vermesini amaçladığımız İpek Dili'nin yayım faaliyetinin realize edilmesi işlemi de akim kaldı. Neyse..

Kısmet bu günlereymiş. Hurûfî Melâl, yaklaşık bir yıllık gecikme sonrasında, nihayet, Hece Yayınları arasında çıktı!

Düşünüyorum da, söylendiği gibi, her şey bir kader ile.. Mağara Külleri adına göstermediğim aceleciliği, günler-haftalar geçip yayımı geciktikçe, bir an önce çıkması bakımından ister istemez Hurûfî Melâl için göstermiş olsam da, kitabın kaderi değişmedi. Bu arada, ilk kitabımda, benim önlemiş göründüğüm erken çıkış handikapı sonrasında elenen şiirler daha sonra da hiçbir kitabıma girmezken; sözünü ettiğim yayın macerası esnasında yazdığım birkaç şiir, bu son kitapta yer bulmuş oldu. Dolayısıyla, ilk ve son kitap arasında kendiliğinden ters bir simetri oluştuğunu farkettim.

Son bir-iki gündür, bazen kendi kendimi şöyle mırıldanırken buluyorum: Kitap çıktı! Kitap çıktı!..


28 Ekim 2002
Pazartesi
 
İHSAN DENİZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED