T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Seçim öncesi ve seçim sonrası

Seçimlere doğru son geri sayım başladı; geri sayımla birlikte seçim yasakları da devreye girdi. Bu dönem içinde okuru kamuoyu araştırmalarıyla ya da siyasi partiler arasındaki yarış tahlilleriyle bilgilendirmek mümkün olmayacak…

Ancak geçirdiğimiz ve geçirmekte olduğumuz seçim kampayasının niteliği sadece sadece muhtemel sandık sonuçlarına değil, "ülkenin içinde bulunduğu ruh hali"ne ilişkin bir dizi veri içeriyor aslında.

Bakın nasıl bir seçim kampanyası geçirdik:

1. Sandıktan "çözüm yerine sorun" çıkacağını varsayan bir seçim kampanyası yaşadık.

Buna paralel olarak seçimlerin tarihinde yapılıp yapılmayacağı tartışması, bazı partilerin seçimi erteletme çabaları kampanyanın önemli bir kısmını işgal etti. "Seçim sonrası 28 Şubat uyarıları" bazı siyasi partilerin korku ve panik yaratarak oy isteme mekanizmasına dönüştü. Elbette hemen her her partinin her siyasetçinin kafasını, açık bir şekilde dillendirmeseler de "seçim sonrası nasıl bir ortam oluşacak"sorusu meşgul etti...

2. Seçim kampanyasını tanımlayan en sembolik ve kritik aşama Yargıtay Başsavcısı'nın AKP hakkında açtığı kapatma davası oldu. Siyasi alana ilişkin dizayn çabalarının alabildiğine sürdüğünü ifade eden bu aşama ülkenin çözemediği toplumsal sorunların ne kadar tehlikeli ve otoriter bir zihniyet ürettiğini ve üretebileceğini bir kez daha ortaya koydu…

3. Bu kampanya dönemi siyasi partilerin çözüm önerileriyle, makro siyasi paketlerle değerlendirildikleri bir kampanya olmaktan çok, ne tür soru ve sorunları sembolize ettiklerine bakıldığı bir kampanya oldu. Kimi partiler yolsuzlukla, kimileri köhnelikle, kimileri çözülmeyen toplumsal sorunları ne ölçüde sırtlarında taşıdıklarıyla tanımlandı ve seçmen ittifakları bu bakış etrafında oluşmaya başladı…

4. Her ne kadar eldeki verilere göre iki parti diğerlerinin önüne çıktıysa da, bu kesifleşme toplumsal taleplerin iki ana siyasi dalda toplanması ve siyasi arenanın dağınıklığını giderecek bir istikrar ögesi anlamını taşımadı. Tersine iki parti etrafında toplumsal düzeyde mevcut olan bir kutuplaşma önplana çıktı. Kültürel olarak, ekonomik olarak iki farklı Türkiye'nin, toplumun merkezi ile çevresinin kutuplaşması oldu bu. Ve oylarını arttıran partiler doğal seçmenleriyle, önerdikleri siyasi projelerle değil, aslında bu iki cephenin liderleri olarak birer cazibe merkezi oldular.

Şimdi şunu sormak gerekir: Tüm bunlar seçim sonrası doğacak atmosferden ne kadar bağımsız olabilir?

Bu sorunun yanıtını tam olarak bilmiyoruz…

Bu köşeyi takip edenler seçim sonrasına ilişkin ciddi endişeler taşıdığımı, hatta bir ölçüde karamsar olduğumu bilirler…

Karamsarlığımın nedeni bu "ülke siyasi kültürünün ilkeci bir zeminden çok faydacı bir zemine oturması"ndan kaynaklanıyor.

Zira huzur ve istikrar gökten düşmez, ilkesel demokratik mücadele ve ilkeleri merkez alan bir irade gerektirir…

Bu mücadele ve iradenin olmadığı anlarda olumlu görünen tablolar olumsuza, olumsuz görünen ise olumluya dönüşebilir…

Örneğin Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi koşullar dikkate alınacak olursa; tek teke siyasi partilerin diğer siyasi partilerin varlığını da kuşatacak bir şekilde siyasi alanın devlet politikaları karşısındaki özerkliğine sahip çıkmaları, bazı temel toplumsal sorunları büyük uzlaşmalar üreterek bunları çatışma alanı dışına çıkarıp, devlet müdahalesine kapamaları belirleyici olabilir…

Bu, seçim sonrası ortaya çıkması muhtemel olumsuz bir ortamı kırabilir…

Örneğin geçen hafta Kanal D'de gerçekleşen Erdoğan-Baykal karşılaşmasının adabı, uzlaşma noktalarını içeren tartışmaları seçim sonrasına taşınır, buna yapılacak müdahalelere karşı demokrasi mantığıyla ve demokrasi adına direnilirse, resmin tonu değişir…

Evet, az kaldı umalım, bekleyelim ve görelim…



29 Ekim 2002
Salı
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED