|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Rusya'nın tiyatrodaki katliamı uluslararası yaptırımı gündeme getirdi. Rusya, 1997'de kabul ettiği BM Kimyasal Silahlar Sözleşmesi gereği, kullandığı kimyasal maddeyi bildirmesi gerekiyordu.
Yeni Şafak'ın sorularını cevaplayan Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kibaroğlu, devletlerin eylemcilere karşı kimyasal maddeler kullandığını bunun en güzel örneğinin de polisin kitlesel eylemlere karşı kullandığı göz yaşartıcı gazlar olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Kibaroğlu, Rus güvenlik güçlerinin kullandığı kimyasal maddelerin eylemci ve rehinelerin ölümüne neden olmasıyla ilgili olarak, "Rusya 1997 yılında Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ni kabul etmişti. Bu sözleşmeye göre elindeki kimyasal silahları kullanması mümkün değil. Ancak sözleşmede silah olarak kabul edilmeyen bazı maddeler kullanılmış olabilir" dedi. Bazı maddelerin doğrudan kimyasal silah olarak kabul edilmediğini bildiren Kibaroğlu, bu maddelerin yüksek dozda kullanılmaları durumunda silah etkisi yaptığını kaydetti. Rusya'nın kullanılan maddeleri açıklaması durumunda değerlendirme yapılabileceğini dile getiren Doç. Dr. Kibaroğlu, operasyonda kullanılan maddelerin bildirilmemiş olması durumunda Rusya'ya BM yaptırımının gündeme geleceğini ayrıca Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün BM Güvenlik Konseyi'ne başvurması durumunda da yaptırımın söz konusu olabileceğini ifade etti. Bu arada, Moskova'da yayınlanan gazetelerdeki yorumlarda, güvenlik kuvvetlerinin ya sinir sistemini etkileyen valium maddesi içeren bir gaz ya da BZ gazı kullanmış olabileceği üzerinde duruluyor. 1960'lı yıllarda ABD tarafından geliştirilen BZ gazını Sovyetler Birliği Afganistan işgalı sırasında kullanmış ancak BZ türü gazları da kapsayan kimyasal silahların yasaklanmasıyla ilgili anlaşmayı 1997 yılında Rusya da imzalamıştı. Bir saat içinde beyni etkileyen BZ gazı kişiyi hemen uyutuyor. Bazı uzmanlar BZ ya da benzer bir gaz kullanılmasının kimyasal silah kullanıldığı anlamına geleceğini vurguluyorlar. Gaz kullanılması hataydı Rus kimyasal silah uzmanı, operasyonda gaz kullanılmasını hata olarak değerlendirdi. Eski Rus Kimyasal Silah Uzmanı Ken Alibek, operasyon gaz kullanımının anında olmasa bile kapalı alanlarda ölüm getiren türden bir yapıya sahip olduğunu açıkladı. Öte yandan, operasyonun ardından hastanelere kaldırılan rehinelerden 9'u çocuk 405 kişinin hâlâ hastanede bulunduğu, 145 rehinenin yoğun bakım ünitesinde kalmaya devam ettiği, 45'inin ise durumunun ciddiyetini koruduğu kaydedildi. Gazı, Batı gizli servisleri mi verdi? Almanya'dan yayın yapan "100-6" adlı radyo, Rus özel harekat komandolarının Moskova'daki Çeçenler'in rehin alma eylemini bitirmek için düzenledikleri operasyon esnasında kullandıkları gazı Batılı ülkelerden birinin gizli servislerinden aldığını ileri sürdü. FSB kendi stoklarındaki gazların çok eski tarihli olduğunu bildirerek, Batılı ülkelerin gizli servislerinden yardım istedi. Adı açıklanmayan bir ülke, operasyonda kullanılmak üzere ancak daha önce hiç denenmemiş çok miktarda gazı Rus gizli servisine gönderdi. Dünya medyası Putin'i kınadı Daily Telegraph gazetesi, yüzlerce kişinin ölümüne neden olan tiyatro baskınını "Çeçen krizi sürüyor" başlığıyla değerlendiriyor. Yazısına, "Rusya değişmiş olabilir ama Rus ordusu değişmemiş" diye başlayan Daily Telegraph, "Rehine krizinin ardından Rus yetkililer Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi 'inkarcı' bir tutum izlemeye başladı" diye yazıyor. Gazete, "Ölü sayısı arttıkça ve ölümlerin sebebinin eylemciler değil de Rus ordusunun kullandığı gaz olduğu ortaya çıkınca, Putin'e yönelik suçlamalar artacak. 2000 yılının Nisan ayında yaptığı 'Çeçenistan'da savaş bitti' açıklaması da yüzünde patlayacak" diye yorumluyor. "Çeçenler başından beri Rus yönetimine karşı çıktı. Rus birlikleri topraklarında olduğu sürece de pes etmeyecekler" diyen Daily Telegraph, "Moskova, Çeçenler'in özerk hükümet taleplerini karşılamanın bir yolunu bulmak zorunda kalacak" diye yazını noktalıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dürüst olmadığını belirten The İndependent gazetesi, "Putin, Soğuk Savaş taktiklerini bir yana bırakmalı ve bu konuda işbirliği yapmalıdır" dedi. Fransız Liberation gazetesi "120 ila 150 arasında ölü varken bundan başarı diye söz etmek mümkün mü?" diye soruyor. "Bu olay Paris'te, Washington'da ya da Londra'da olsaydı sonuç böyle olmazdı" diyen gazete, neler olup bittiğini tam bilmeden Jacques Chirac, George W. Bush ve Tony Blair'in Vladimir Putin'e destek bildirdiklerini duyuruyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |