T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Baykal hocaefendi Seyyit Kutub okursa...

Boş bir uğraş gibi görünse de, arada sırada göz atıyorum parti mitinglerine... Hayır, "liderlerin televizyon performansı", "vücut dili", "seçmen davranışı" gibi laflara karnım tok.

Seçmen davranışının ne olduğunu dört günlük Ege ve Trakya gezisinde bizzat müşahede ettim.

Kimsenin umurunda değil seçim filan.

Halkımız, tabiri amiyane ile, "indir" peşinde. Ekmeğine bakıyor yani...

Zaten, "kim daha çok verirse ona meyletmeye mütemayil" kara kalabalıkların hangi davranışından yola çıkarak hangi siyasal neticeyi elde edeceksin?

Boş...

Liderlerin meydan muhabbetini daha "eğlenceli" buluyorum.

Hassaten Deniz Baykal'ı...

Baykal, "dini siyasete alet etme" konusunda, bu alanda kötü şöhret bulmuş partilerin fersah fersah ilerisinde; dini kavram ve ıstılahları pek yerinde kullanıyor mesela... "Ayıp" demiyor, "günah" diyor, "TCK ilgili yasalarına göre bedelini ödeyecekler" demiyor, "Allah çarpacak" demeyi tercih ediyor, "suç" demiyor, "haram" diyor...

Sabih Kanadoğlu da susuyor.

Canı sağolsun...

Baykal, bir televizyon konuşmasında da, Mısırlı alim Seyyit Kutub'dan bahis açmış.

Ben izlemedim.

İzleyenlerden dinlediğimi aktarıyorum.

Baykal, "İslam'da sosyal demokrasinin var olduğunu Seyyit Kutub da kabul etmiştir" diyesiymiş.

Yanlış da değil aslında.

Kutub'un, "İslam'da sosyal adalet" başlığı altında yazdıkları, sosyal demokrat fikriyatına pek de uzak sayılmaz. CHP fikriyatından sözetmiyorum, dikkat!

Fakat, Sabah başyazarı Erdal Şafak'a da ne oluyor?

Şafak, Seyyit Kutub'u övdüğü gerekçesiyle, Baykal aleyhinde zehir zemberek bir yazı kaleme aldı: Baykal, bir "terör teorisyeni" olan Seyyit Kutub'u nasıl övermiş!

Seyyit Kutub'un aslında kim olduğunu uzun uzadıya anlatacak değilim.

Buna gerek de yok.

Erdal Şafak'ın tarihle, özellikle yakın tarihle ünsiyeti olmadığını biliyorum, Mısır'ın "kolonyel" geçmişinden de haberdar değil, hele "ihya" ve "tecdit" kavramlarının ne anlama geldiğini bilmesine hiç imkan yok, dolayısıyla Seyyit Kutub'u anlatma çabalarım zaid kaçacak.

Zaten Şafak'ın bu konuda bildikleri, sadece "polis kayıtları"yla sınırlı.

Bu utanç da ona yeter.

Fakat ben, asıl, Deniz Baykal'a hayret ettim.

Baykal, ertesi gün yaptığı açıklamada, "Biz sadece Seyyit Kutub'un sosyal demokrasinin İslam'da var olduğu yönündeki düşüncelerini önemsiyoruz" diyerek, bir anlamda özür dileme cihetine gitti.

Seyyit Kutub bir terör teorisyenidir ama, biz onun sadece sosyal demokrasi yönündeki düşüncelerini önemsiyoruz, gibilerden

Bence "ihvan-ı müslimin"in bağımsızlıkçı ve antiemperyalist karakterini de incelemeli/önemsemelidir Baykal.

"Kuva-yı milliye" geleneğinden gelen "ulusalcı" ve "bağımsızlıkçı" bir parti, bu tarihsel deneyimi gözardı edemez.

Etmemelidir.

Bilmiyorsa Yaşar Nuri Öztürk'e sorabilir...

Öztürk iyi bir felsefeci, iyi bir ilahiyatçı, iyi bir hukukçu değil sadece, iyi bir mütercimdir de...

Seyyit Kutub'un bazı eserlerini dilimize o kazandırmıştır; "İslam-Kapitalizm Çatışması" örneğin...

Bu kitap, hem kafasındaki "sosyal demokrat" muğlaklığı giderecek, hem de dünyayla ve IMF'yle ilişkilerinde önemli bir perspektif sunacaktır...


30 Ekim 2002
Çarşamba
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED