|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Cemil Sait'in oğlu niye geldin? CHP'nin eski bakanlarından Sait Barlas'ın oğlu olan Mehmet Barlas, CHP'nin genel başkanı İsmet İnönü'ye çok yakındı. Hatta 1965 genel seçimlerinde AP karşısında kaybeden İnönü ile röportaj yapmak için yatak odasına girecek kadar... "Röportaj için yatak odasına çıktı. Odaya girdiğinde tatlı bir ihtiyar yatağının içine kıvrılmış uyuyordu. Omuzuna yavaşça dokununca uyandı:
-Ne var Cemil Sait'in oğlu, niye geldin?
AŞKI İÇİN GAZETECİ OLDU Sivas'ta ilkokulda okurken Özen isimli bir kıza platonik aşkla bağlanan Oktay Ekşi, Ankara'ya taşınan çocukluk aşkını görmek için gazeteci olmayı kafasına koydu. "Ne yazık ki Özen'i görmesi mumkün olmuyordu. Çünkü Oktay Ekşi'nin kaydolduğu Gazi Lisesi Hergele Meydanı'nda, Özen ise zengin çocuklarının okuduğu Yenişehir'deki TED Koleji'ndeydi. Tek çare yine gazetecilik olabilirdi. Oktay, Özen'in TED'in voleyboy takımında oynadığını öğrenmiş ve gazeteci olanların okul karşılaşmalarını izlemelerine kimsenin engel olmadığını duymuştu." MEHMET ALİ BİRAND: PKK terörünün en yoğun yaşandığı dönemde Abdullah Öcalan ile röportaj yapan Mehmet Ali Birand, Bekaa vadisinde PKK'lılardan gözlerini bağlamalarını istedi. "Yola çıktığımızda gözlerimi bağlamalarını istedim. Avrupa temsilcisi nedenini sorduğunda 'Yarın öbür gün kampınıza Türk askeri baskın yaparsa bunu Birand söyledi diye beni vurmaya kalkarsınız, ben görmek istemiyorum' dedim." HASAN PULUR: Gazeteciliğe başladığını büyükannesine söyleyince "Eyvah bizim torun yalancı olacak" tepkisiyle karşılaşan Hasan Pulur, Milliyet'te çalıştığı dönem yayın politikasının değişmesi üzerine gazeteden ayrılmaya karar verdi. Milliyet'in patronu Ercüment Karacan, Pulur'un Hürriyet'e transferini önlemek isteyince usta gazeteci rest çekti. "Pulur'un kararlı sözleri Karacan'a patronluğunu hatırlatmış gibiydi. Öfkeli bir ses tonuyla konuştu: -O zaman tamam. Ben açar telefonu, Erol Simavi'ye söylerim. Erol şimdi Bodrum'da. Ona söylerim ve sana Babıali'de hayat hakkı tanıtmam. -Yaparsınız ama ben de daktilomu alırım ve adliyenin kapısında arzuhalcilik yaparım. Ona da engel olamazsınız herhalde." CENGİZ ÇANDAR: Diplomat olmak isteyen Cengiz Çandar üniversitede okuduğu dönemde Proleter Devrimci Aydınlık dergisinde Yazı İşleri Müdürü olarak çalıştı. Dergide çıkan yazılar nedeniyle 7,5 yıl hapse mahkum olunca yurtdışına kaçmaya karar verdi. Filistinli öğrenciler kanalıyla Suriye'nin başkenti Şam'a kaçan Çandar orada gerilla eğitimi gördü. Mezun olduktan sonra Golan tepelerinde yaşadı. BEKİR ÇOŞKUN Bekir Coşkun, Ankara'da okurken pavyonlarda kanun çalarak geçimini sağladı. Maksim Gazinosu'nda çalışırken tanıştığı Zeki Müren, kendisine iyi bir iş buldu... Bekir Coşkun Hür Anadolu gazetesinde polis muhabirliği yaparken, bir caddede kanalizasyon çukurlarına düşen otomobiller ile ilgili haber yapmak istedi. Ama çukurlara düşen otomobillerin sürücüleri fotoğraflarının çekilmesine izin vermedi. Bunun üzerine kendi otomobilini çukura düşürerek fotoğrafını çekti. GÜNERİ CİVAOĞLU Güneri Civaoğlu, 1986 yılında Sabah'ın patronu Dinç Bilgin ile buluştu. Sabah'a başlamak için köşe yazılarının birinci sayfadan anons edilmesi şartını öne sürdü. Hatta bir sigara paketini Bilgin'in önüne koyarak "Köşem birinci sayfadan bu büyüklükte verilecek" dedi. CAN DÜNDAR:
"Yankı dergisinde çok şey öğrendim ama çok acı çektim. Derginin sahibi Mehmet Ali Kışlalı, Ahmet Taner Kışlalı ile beni bir odaya kapatır ve 'yazmadan çıkmayacaksınız' diye kapıyı üstümüzden kilitlerdi. Tuvalete bile haber vererek giderdik."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |