İstanbul'un renkli simalarından Fatma Ragıbe Kanıkuru, her seçimde aday olurdu.
Mevcut partilerin hiçbirini beğenmediği için, 'bağımsız' girerdi.
Kendi kampanyasını kendi kafasına göre yürütür, propagandasını tek başına yapardı.
Elinde çantası, torbaları, fotokopileri...
Kolunda 'görevli' bandı, başında siyah kalpak ve göğsünde ay-yıldızla açık çarşı Kapalı Çarşı demeden dolaşır, vatandaşlardan oy isterdi.
Belediye başkanlığı seçimi olsun, milletvekilliği seçimi olsun, yıllardan beri yılmadan girdi seçimlere.
Az çok oy da alırdı.
"Kuvvacı Fatma" namıyla meşhur müzmin adayımız bu seçimde aday olamadı.
Sebep, adaylık için yatırması gereken meblağı, sağlık harcamalarında kullanması.
Geçenlerde kalabalık bir gruba nutuk verirken, elindeki belgeleri konuşturdu.
Hastaneden aldığı resmî rapor, vak'anın 'zehirlenme' olduğunu ortaya koymaktaydı.
Altında profesörlerin imzası.
Muhtemelen siyasi rakiplerinin parmağı vardı bu işte.
Nutuk bittikten sonra bir sandalyeye ilişti.
Kalabalık grubun kendi aralarındaki konuşmaları devam ededursun, Kuvva-yı Milliyeci Fatma, bir arkadaşı kolundan çekiştirmekteydi.
"Sana bir şey soracağım" diyordu.
Sonunda kenara çekildiler ve şu soruyu fısıldadı:
- Seçimde kime rey vereceğiz?
Arkadaşımız bu soruyla büyük bir şaşkınlığın içine düştü.
- Yapma be Fatma! Bir siyaset dehası olarak sen de bu soruyu sorarsan, vay halimize!.. Asıl, biz sana danışacağız.

Şu günlerin kıymetini bilelim

Hava güzel, sular akıyor, elektrik arada bir gidip gelse de çark dönüyor...
Güneş pırıl pırıl, kuşlar cıvıl cıvıl, dereler şırıl şırıl...
Bulut isteyene bulut, umut isteyene umut...
Etrafımız ateş çemberi olsa da 80 yıldır savaştan uzağız...
Yollar açık, köprüler yerli yerinde...
Arabalar vızır vızır...
Depremi çoktan unuttuk...
Cumhur sıkıntılı olsa da Cumhuriyet Bayramımız var, kutluyoruz.
Amerika, Irak'a saldırıyı erteledi; belki de hiç olmayacak...
Önümüzde seçim var. Sandık bizi bekliyor...
Kıtlıktan uzağız çok şükür...
Her türlü zorluğu yenecek güç ve irademiz var, inancımız var. Kararlıyız.
Ayyuka çıkan yolsuzluklar son bulacak, her biri ayyuktan indirilecek ve ayyukun yolu tıkanacak.
Hırsızdan, üçkâğıtçıdan, yetim hakkı yiyenden hesap sorulacak.
Borçlar ödenecek, ülkenin önü açılacak.
Eskiden memlekete bu kış komünizm gelecek diye endişe edilirdi, artık memlekete bu kış demokrasi gelecek ümidi taşımaktayız.
Sıkıntılarımız büyük ama yarın herşey daha güzel olacak.
Ekmeğimiz büyüyecek, memlekette güller daha gür açacak.
Karanlıktan aydınlığa çıkacağız.
Daha ne olsun?

'Köyümüze yol isteriz'

Şanlıurfa ili, Siverek ilçesi, Aşağıtaşlı köyünden Mahmut Demirkıran, yolsuzluktan şikayetçi.
Kim değil ki demeyin, bahsettiğimiz bildiğiniz yol; hani şu üstünden geçip gidilen.
120 haneli köyün asfalta uzaklığı 8 kilometre.
Yol olmadığı için taşımalı eğitim yapılıyor.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne, Bölge Müdürlüğü'ne, İl Müdürlüğü'ne, Köy Yolları Daire Başkanlığı'na; nereye gerekiyorsa her tarafa başvurmuş fakat bir sonuç alamamışlar.
Kışın çamurdan, yazın tozdan kurtulmak istiyor Aşağıtaşlılar.
Üstelik köyde çok zengin kum ve beyaz taş (kalker) ocağı olduğunu bildiriyorlar.
Asfalt olması gerekmiyor diyorlar, stabilize edilse, kalker dökülse yeter.
Yolsuzluğun her çeşidinden kurtulmak lazım.

SİLAH NAMLU ÇAPI

Geçenlerde 'yeni bir tabanca' konusuna yer vermiştik. Balıkesir'den Uğur Erdoğan, bilgi hatasını düzeltiyor.
Sayın Şeker;
Bir okuyucunuzun silah namlu çapı konusunda eksik bilgi sahibi olduğunu düşünüyorum.
1 inç 2,54 cm ve 100 kalibredir.
Bu çerçevede 38 kalibre silahlar 25,4 mm x 0,38 : 9,65 milimetreye karşılık gelir.
Aynı şekilde 7,65 mm silahlar da 30 kalibre olur.

GÜNÜN SÖZÜ

Düşlerine doğru güvenle yürü. Düşlediğin hayatı yaşa.
Henry David Thoreau

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu