T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bu toplum mühendisleri, siyasetin içine ettiler!..

Bu önümüzdeki 3 Kasım günü, bir genel seçim mi yapılacak? Yoksa bir referandumda oy kullanmak için mi, seçmenler sandığa gidecek?

Söz konusu "Referandum", gerek "Devlet", gerek "Yargı" ve gerekse bir kısım "Medya" tarafından, şöyle sunuluyor..

-AK Parti'ye ve Tayyip Erdoğan'a, evet mi, hayır mı?

Öylesine yanlış bir sunum ki bu..

Giderek kökleşen bu sunum yüzünden, Türkiye yeniden 1946'ya, 1950'ye, 1961'e, 1983'e falan geri dönebilir..

1933'te Atatürk, Türklüğün cihanın medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacağını öngörmüştü..

1989'da Turgut Özal, 21'inci yüzyıl Türk asrı olacak demişti..

Ve 2002'de bizler, hiç de müstehak olmadığımız bir geriye dönüşü yaşıyoruz, yaşatılıyoruz..

1946'da sandıklardan, seçmenin seçtiği değil, Devlet'in belirlediği iktidar çıkmıştı..

1950'de kime Demokrat Parti'nin ne yapmayı planladığına bakmadı.. Sadece 27 yıllık CHP'ye "Yeter artık" dedi..

1961'de, 27 Mayıs Cuntası'na tepki, 1983'te 12 Eylül rejimine tepki gösterdi seçmenler..

3 Kasım'da da, AK Parti ve Tayyip Erdoğan'ın engellenmesine karşı ve yandaş olanlar arasında, bir referandum yapılacak sanki..

Sanki, AK Parti'yi istemeyenlerin tek alternatifi CHP!..

Veya AK Parti'yi isteyenlerin karşısında, diğer bütün partiler var..

Yine, seçim genellemeler üzerine oturdu..

Birşeye "Evet", bir şeye "Hayır" denilecek..

Hangi liderin vizyonu olduğuna hangi parti kadrolarının çözüm üretebileceğine falan, hiç bakılmıyor..

Acaba hangi "poli-teknik"ten mezun oldu Türkiye'de siyaseti böylesine açmalara sürükleyen toplum mühendisleri?..

Halkın bir bölümünü, sürekli "Ötekiler" konumuna sokmak projesini, acaba kimler üretti?

Onların yüzünden, Türkiye "Yeni"yi, "Değişim"i üretemiyor..

Sürekli eskiler cilalanıp, "Öteki olmayanlar"a veya kendilerini "Öteki sanmayanlar"a can simidi olarak sunuluyor..

Deniz Baykal, şimdi "Yeni" mi yani?

Bu mantıkla, 5-6 yıl sonra Mesut Yılmaz da "yeni" olmayacak mı?

İki yıla yakın süredir ekonomiyi yöneten Kemal Derviş mi, "Değişim"in simgesi?

Bakın gelişmiş ülkelere..

Belirli bir dönem iktidar olan politikacılar, sonra yerlerini yenilere bırakıp, çekiliyor..

Ancak savaşlar ve büyük krizler, mesela De Gaulle gibi, Churchill gibi isimlerin, siyasal yeniden-doğuşlarına sebep oluyor..

Clinton gibi bir isim bile artık emekli yani.

Bir de bize bakın.. Sürekli krizdeyiz..

ŞAKA

Devam edelim..

Tayyip Erdoğan, AK Parti'li adayların tanıtım toplantısında şöyle konuştu..

-Sene 1950.. Demokraside ilk adım, "Yeter söz milletindir." Sene 2002.. Diyoruz ki "Karar milletindir."

Acaba biz de şöyle desek mi?

-Tashih-i karar-ı millet, yargınındır..

SEÇİM VAR, SEÇİM VAR

Almanyalı Türklerin oyları daha değerli!..

Bu pazar günü, Almanya'daki 60 milyonu aşkın seçmen sandık başına gidecek..

Seçim yarışı, anketlerde başabaş giden, şimdiki Başbakan Schroeder'in Sosyal Demokrat Partisi (S.P.D.) ve yabancı düşmanlığı üzerinde oynayan Stoiber'in Hrıstiyan Demokrat Partisi (C.D.U) arasında geçecek..

Alman siyasetinin 3'üncüleri olan Liberaller (FDP) ve Yeşiller ise, yüzde 10'lara dayanan bir oy oranına oynuyorlar..

Neticede, Sosyal Demokratların ve Hristiyan Demokratların, kamuoyu yoklamalarında yüzde 38'lik eşit paya sahip oldukları görüldüğü için, Almanyalı Türklerin (sayıları 450-480 bin) oyları, çok önem taşıyor..

Bir açıdan Almanyalı Türklerin oyları, Türkiye'deki Türklerin oylarından daha ağırlıklı..

Burada, kim ne oy verirse versin, bazı partiler yargı kararı ile engellenebilir..

Ama, Almanyalı birkaç yüzbin Türk, orada iktidar partisini belirleyecek..


20 Eylül 2002
Cuma
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED