T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Dil zenginliği mi, anlaşmazlık mı?

"Poğaça (veya her neyse) kaç şekilde yazılır?

Sokak simitçileri, börekçileri ve pasta(ha)neler hep satarlar. Satılanlar arasında en ucuzu olduğu için belki de, cama yazarlar.

Vaktiyle saymaya kalktığımda şaşırmıştım, en sonunda bir tasnif yaptım. Sizinle de paylaşmak isterim.

Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde doğru yazım olarak 'poğaça' gösteriliyor. Ancak yöresel şive, göz-kulak-dil aktarımı ve okur-yazarlık seviyesine göre değişik kelimeler ortaya çıkıyor.

Poça, poaça, pohça, poğça, poğaça, pohaça, pohuça, poğuça...

Bu listeyi uzatmak mümkün. 'Borça, Porça' gibi.

Bunların tümü sokaklarda yazmaktadır. Bu da dilimizin ne kadar zengin olduğunu gösteriyor." Okurumuz Cengiz Keleş böyle düşünüyor.

Gerçekten de dil zenginliği mi demeliyiz, yoksa bu çeşitliliğe bakarak, bir kelime üzerinde bile anlaşmakta zorlandığımıza mı karar vermeliyiz?

OKULDA YEMEK

Yaptığı araştırma sonunda, özel okullarda alınan yemek ücretlerini görünce hayrete düştüğünü belirtiyor Orhan Günaydın. Yıllık 800 milyon ila birbuçuk milyar lira arasında değişen rakamlar görünce bir hesap yapmış. Okulların toplam açık olduğu gün sayısı yaklaşık 180.

Yıllık yemek ücreti olarak 800 milyon isteyen özel okulların günlük yemek bedeli dörtbuçuk milyon. Birbuçuk milyar isteyen okullardaki günlük bedel ise 8.333.333.TL. Orhan Bey kendisinin yemek firması olduğunu belirtiyor. Bazı okullara teklif sunmuşlar. Verdikleri ortalama teklif 2.250.000.TL/gün. "Buna rağmen işi alamadık. Demek ki daha düşük teklif veren firmalar var" diyor. Okulların açık olduğu gün ve ortalama öğrenci sayısı düşünülerek bir hesap yapılınca, ciddi miktarda kâr çıktığı görülüyor.

DENİZ

Bülent Bey, "Denizi çok özledim" diyordu geçen günkü röportajda. Hürriyet sürmanşetten vermişti.

Deniz Baykal'ın cevaben iki kelimeden ibaret de olsa bir şey söylemesini bekledik, ses çıkmadı.

BİLGİSAYARIN EKRANINA BAKARKEN

BİLGİSAYARIM canım benim. Sevgili arkadaşım. Dostum, dert ortağım, sırdaşım.
BELGELERİM yerinde durdukça endişeye mahal yok. Her şey orada saklı.
OUTLOOK EKSPRESS Taksim'den geçer mi?
GERİ DÖNÜŞÜM KUTUSU çok faideli bir kutudur. Selam sana ey kutu.
AĞ KOMŞULARI ile iyi geçinmek lazım. Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
EDİTÖR var, büdütör var. Hangisi daha çok lazım? Tabii ki editör.
NORTON ANTİVİRÜS haydi uç norton!
İNTERNET olmasa, nasıl bağlanırız?
WİNDOWS'u açık bırakmayın, sivrisinek girmesin.
BAŞLAT bitir, başlat, bitir.

Yengemiz Ketrin Derviş, artık tam anlamıyla bizden biri olmuş.

"Hi" diye selam verene "Merhaba" diye cevap veriyormuş.

"Hi hi" diyene ne diyor?

DEPREMİN YERİ

Fransız L'Atalante gemisi, Marmara Denizi'nde deprem araştırmalarına başladı. Gemideki uzmanlar "Depremin olacağı yeri size parmağımızla göstereceğiz" açıklamasında bulundular.

Depremin yerini gösterin de, isterseniz ayağınızla gösterin, parmak şart değil.

DEMOKRASİNİN ÖYKÜSÜ

Kimi hükümdarlar burun uzatmışlar bacalara,
Koyduğumuz yasaklara uymayanlar var mı diye,
Aldıklarında tütün kokusunu,
Vurdurmuşlar evdekilerin topunu.

Giderek değişmiş yasaklar,
Sanık sandalyesine oturtulmuş kitaplar,
Sadece kitaplar mı?
Bunları yazanlar,
Gizlice okuyanlar,
Ve de ozanlar.

Gün olmuş, asalım demişler aykırı düşünenleri,
Sonunda müebbet olmuş en ehveni,
Bir gün demokrasi gelecek demişler,
Umut bu ya, oturup beklemişler.

Bir ara gelir gibi olmuş demokrasi,
Bir de bakmışlar ki,
Yaşasın yasaklar,
Diye haykırıyor YASAKÇIBAŞI.

Naci Ünver
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı


20 Eylül 2002
Cuma
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED