|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Durup dururken yazdım. İlham geldi... Şairler bilir; öyle anlar vardır ki, yazmamak, kafanıza üşüşen düşünceleri kovmak elinizden gelmez. Bana da öyle oldu. İlhamdan kaçamadım. Bu şiirin Türk edebiyatında çığır açacağına inanıyorum. Ben yazdım diye söylemiyorum, gerçekten çok güzel bir şiir. Sabah uyanınca iki kere okudum ve çok beğendim. Mehmet Ocaktan'la Mehmet Şeker beğenmediler. Önyargılı olmak istemem ama, sanırım kıskandılar. İkisi de şair sonuçta. Doğal karşılıyorum. Şiirimde en çok hoşuma giden yer, "yazanlar", "ozanlar" kafiyesiyle biten ikinci bölüm oldu. Buna biliyorsunuz, "zengin kafiye" diyorlar ve ben böyle bir kafiyeye ne İbrahim Tenekeci'nin, ne Murat Menteş'in, ne Hakan Arslanbenzer'in, hatta ne de İsmet Özel'in şiirinde rastladım. Üçüncü kıtanın son iki dizesi de oldukça güzel. Bir gün hukuk gelecek demişler... Umut bu ya, oturup beklemişler... "Burada mesaj kaygısını ön planda tutmuşsun" dedi Mustafa Karaalioğlu, "Başka türlü de ifade edebilirdin!" Sinirlendiğimi belli etmemeye çalışarak: "Nasıl yani?" diye sordum. "Bi kere şiirin ismi faul... Ne demek hukukun öyküsü? Ayrıca kafiyeler de tam oturmamış. Aşırı zengin..." Hır çıkmasın diye sustum. Kim ne derse desin, bizim gazetede sanattan anlayan tek kişi Mehmet Barlas. Odasına çıktım, eşyalarını topluyordu. Başka bir gazeteye transfer olmuş. Şiirimi uzattım. Aldı, büyük bir dikkatle okudu. "Harika bir şiir" dedi, "İsmi de muhteşem. Artık böyle güzel şiirler yazılmıyor. Seni kutluyorum. Ama... Sanki biraz Naci Ünver etkisi var. Yoksa bana mı öyle geldi?" Gerildiğimi farkedince ekledi: "Büyük ozanlardan etkilenmek yanlış bir şey değil, dert etme. Sanat etkileşimdir. Zamanla kendi sesini bulursun..." İşte bu önemli şiirin tam metni:
HUKUKUN ÖYKÜSÜ
Kimi hukukcular burun uzatmışlar davalara,
Giderek değişmiş yasaklar,
Gün olmuş, kapatalım demişler aykırı partileri,
Bir ara gelir gibi olmuş hukuk,
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |