İki Galatasaray"dan kastettiğimiz şudur: Birinci Terim dönemi'nin süper kupa sahibi rüya takımı.

İkinci Terim dönemi'nin Galatasaray'ı.

İlk dönem Terim'in "İmparator" lakabı ile "İmparatorluğun" sınırlarını genişlettiği, başarılarla dolu Galatasaray'ın bir dünya takımı olduğu devir.

Terim bildiğiniz gibi genç ve tanınmamış oyuncularla (Ümit, Emre, Küçük Hakan, Ergün vb.) yaşlı ve tecrübeli olanları (Hagi, Popescu, Tafarel, Suat, Bülent vb.) harmanlamış, yepyeni bir sentez yakalamış idi.

İmparatorluk yükseldi, Avrupa'da şampiyon oldu, göğsümüzü kabarttı, yeni yetişen nesiller cim-bom hayranı kesildiler.

Üstelik bu başarıların yanına yaklaşan bir başka Türk takımı da çıkmadı.

Açıkçası (Bir Fenerbahçeli olan ben, kendim dahil) geçen bunca zaman içinde rakiplerinin Galatasaray'ı alkışlamaktan başka yapacakları bir şey kalmamıştı (Acı ama gerçek. O sıralar ben de şöyle bir söz etmiştim: "Rakibi alkışlamaktan yorulduk." Az-biraz Divan edebiyatı bilen için ne zor bir şeydir bu).

Sonra şöyle bir süreç yaşandı: Galatasaray başarılarının meyvelerini devşirmeye girişti. Bu hem idarî hem ferdî planda gerçekleşti. Başta Fatih Terim olmak üzere bazı futbolcular şanslarını Avrupa'da denediler.

İmparatorlukların yükselişi ve çöküşü tarihte çok görülmüş hadiselerdendi. Bu sebeple Galatasaray'ın dağılacağına dair düşünceler üretildi.

Lucescu geldiğinde eski takımdan neredeyse onbir kişi gitmişti.

Lucescu mevcut oturmuş sistemi takviye etti, mirası harcamadı, temkinli davrandı, aleyhinde çok şey söylendi ama o mütevazi adam bir imparatorluk bakıyesinden yine bir şampiyon çıkarmayı başardı. Avrupa'ya transfer olan futbolcuların çoğu şu veya bu sebeple yeniden yuvaya döndüler. Bunları Fatih Terim izledi. Şimdi yine ekibinin başında idi ve Galatasaray tarihinde İkinci Terim dönemi açılıyordu.

Elbette ki tarih tekerrürden ibaret değildir. Her yeni gün yeni biroluşumu birlikte getirir. Fatih Terim "elde kalan" unsurları gözden geçirdi. Onun döndüğünü gören eski futbolculardan bazıları, yine onun isteği ile takıma katıldılar.

Lotomotif Moskova karşısında seyrettiğimiz İkinci Terim Dönemi'nin Galatasaray'ı rakip sahada puan aldı, beğenildi ama; doğrusu güven vermedi. Lotomotif forvetleri biraz becerikli olsalardı netice değişirdi.

Şimdi Barcelona maçı var.
Üç neticeye açık bir karşılaşma.
Ama şimdi endişeliyim.
İnşallah yeni cim-bom eskisini aratmaz.

MUSTAFA KUTLU

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu