|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Asparuk Paşa, sivil kıyafetle gazetecilerin karşısına geçip, "Şimdi sivilim, sorun bakalım" deyince, Tayyip Erdoğan'ın durumuyla ilgili soruların muhatabı oldu. Verdiği cevap bütün gazetelerde yer aldı: - Şeriatın kestiği parmak acımaz! Doğrudur. Başka doğrular da var. Öğretmenin vurduğu yerde gül biter, komutanın vurduğu yerde karanfil. O yüzden memleketimiz çiçek bahçesi gibidir. Yargı kararları da tartışma götürmez hesapta. Çünkü bağımsızdır. Çünkü hukukun üstünlüğü konusunda herkes hemfikirdir ve kararlar 'millet adına' verilir. Ama hepsi 'hesapta'. Bülent Bey de Avrupa'dan gelen eleştirilere karşı sesini yükseltirken, o hesabın doğru olduğunu varsayıyor olmalı. "Karışmayın" diyor Avrupa'dakilere, "kararı biz vermedik, mahkeme verdi." Yargı kararlarının tartışılamayacağını vurguluyor. İyi de, nasıl oluyor da esen siyasi rüzgarların etkisi görülüyor her dönemde? Unuttunuz mu, mahkeme kararıyla bir başbakan asıldı bu memlekette, bakanlar asıldı. On yıl hapis yatırıldıktan sonra, "Pardon, suçunuz yokmuş" denildi bazı insanlara. Menderes, Zorlu ve Polatkan "Pardon"u duyamayacağı için, anıtmezar yapıldı otuz küsur yıl sonra. Asparuk Paşa'nın şeriatla ilgili sözüne Tayyip Erdoğan'dan cevap geldi: - Acıyor.
BARLAS ARTIK YOK
Mehmet Barlas gitti. Daha karpuz kesecektik ama durmadı. Gitme dedim dinlemedi, ne yapayım! Bundan böyle uzaktan takip edeceğiz demektir. Hayırlısı. Tanınmış bir yazar bir gazeteye gelirken, gümbür gümbür reklam yapılır, günlerce ilanlar yayınlanır. Gideceği zamansa hiç akla gelmez böyle şeyler. Tıpkı evlilik gibi. Başlangıcında davetiyeler basılır, dağıtılır; düğün yapılır, çalgılar çalınır, oyunlar oynanır... Kına bile yakılır. Bitişindeyse tıs. Halbuki her iki durum da sosyal bir realitedir. Başlamak da hak, bitirmek de. Mehmet Barlas, usta bir yazı adamı olduğu kadar, aynı ölçekte bir sohbet adamıdır da. Üç yıl aynı gazetede çalıştık, bir gün olsun birbirimizin tavuğuna kışt demedik. Gazetede tavuk beslemiyoruz, orası başka. Fakat inanın ki tavuğumuz olsaydı bile demezdik. Barlas, büyüğüne de küçüğüne de aynı sevgi saygıyı gösteren biridir. Ve hayvanları ziyadesiyle sever. Son görüşmemizde Deniz Akkaya ile televizyonda 'tolk-şov' programı yapacağını söylemişti. Biriniz tolk yapar, biriniz şov demiştim. Artık, "Bir yanımca salınır servi hıramanım yok" diye şarkı söyleyemez. Söylese bile inandırıcı olmaz. Usta gazeteci Mehmet Barlas'ın yeri doldurulmaz. Düne kadar öyle sanıyordum, bugün de fikrim değişmiş sayılmaz. Ne var ki, beşinci sayfadaki köşesinin yerine güncel haberler konulmuş. Onun yerinde başkası olsaydı, yerimi boş bırakın diye talimat verir, öyle giderdi.
YALNIZLIK VE YABAN MANZARA
İki ayda bir çıkan Kaşgar dergisinin Eylül-Ekim sayısından bir şiir... Şair, İlyas Amangeldi. Türkmence'den aktaran, Hüdayi Can.
Hasır şakalı yaşlı hanımının,
Hanımı yaşlanmış, yatağı soğuk,
Yıldız sayar onlar, aya ürerler
Fakat... boynundaki tasması değil
ÇELİŞKİLER YUMAĞI
Almanya'da yaşayan yarım milyon Türk'ün oyu Almanya Başbakanını seçiyor, ama Türkiye'de yaşayan milyonlarca seçmenin oyu, kendi ülkesinin başbakanını seçmeye yaramıyor. Hayatımız hep çelişkiler toplamı olmak zorunda mı?
TARTIŞMALI BİR KARAR
Sadece bir kişi.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |