İşçi, memur, emekli, asgari ücretli, çiftçi, batan işadamı, kriz nedeniyle işten çıkartılanlar,Türkiye'yi bu hale getirenlerle 2001 yılından bu yana yaşadığı tarihin en derin yoksullaşmasının hesaplaşmasını yarın seçim sandığı başında yapacak.

Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle binlerce insan işsiz kalırken, yüzlerce fabrika kapatıldı, binlerce esnaf kepenklerini indirmek zorunda kaldı. Yarın sandık başına gidecek vatandaşlar yoksulluk, açlık ve işsizliğin, yasakçılığın ve yolsuzluğun hesabını soracak Yarın ki seçimde oy kullanacak olan 41 milyon vatandaşın yarısından çoğu yoksulluk sınırı olarak hesaplanan aylık 1 milyar liralık gelirin altında ayakta kalma mücadelesi veriyor.

IMF programının uygulanması ile Türkiye'de 2002 yılında açık işsizlik, yüzde 15'e yaklaştı. Ücret ve maaş gelirleri yüzde 30 düştü. Yeşil kartlılar 12 milyonu aştı. banka kartları borçlarını ödeyemeyenlerin sayısı yüzde 115 arttı.

Ekonomi, tarihinin en kötü yıllarını yaşadı. Son 3 yılın büyüme ortalaması yüzde birde kalırken, 2. Dünya Savaşı yıllarını içeren "karne dönemi"ni bile geride bıraktı. Milli gelir büyüklüğü ile, kriz öncesi OECD ülkeleri arasında 16. büyük ekonomi olan Türkiye, kriz yılında 4 basamak gerileyerek 20. sıraya düştü.

2000'de yüzde 4 büyüyen tarım, 2001'de yüzde 6 küçüldü. Çiftçi ekim yapamaz hale geldi.

Eğitimli genç işsizlik oranı yüzde 30'u buldu.

Kullanılabilir gelir, dolar bazında yüzde 28 azalırken ücret ve maaş gelirleri yüzde 30 düştü.

Ödeme gücü olmadığı için tedavi giderleri devletten karşılanan yeşil kartlı nüfusa her yıl en az 1,5 milyon kişi eklendi Son koalisyon iktidarı süresince 100 milyar dolar faiz ödendi.

TL'nin dolar karşısında yüzde 115 değer kaybettiği 2001'de , şubat krizi öncesi tasarrufu dolarda olan büyük kazanç sağladı.

Hortumlanmış bankalara yaklaşık 20 milyar dolar, arpalık olarak kullanılmış kamu bankalarına da 23 milyar dolar destek verilip, fatura toplumun borç yüküne eklendi. Küçük firmalarda kapatmalar yüzde 15 arttı.

Yasaklar ve yolsuzluk arttı

Bankaların hortumlanmasının yanında Beyaz Enerji, Vurgun ve Balina operasyonları olmak üzere ortaya çıkan yolsuzlukların siyasi sorumluluları ile bürokratların hiçbirinden hesap sorulamadı. Seçimlerde, halkın siyasi yasaklar başta olmak üzere din ve vicdan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü , örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmamasının hesabının sorulacağı belirtiliyor. Düşüncesini açıkladığı için siyasetçilere yasak getirilirken, siyasi partilerin kapatılması devam etti. 18 Nisan seçimleri öncesinde "Başörtüsü yasağını çözeriz" sözleri verilmesine rağmen, üniversitelerdeki başörtüsü yasağının İmam-Hatip liselerine kadar sıçramasının hesabının sorulacağı da belirtiliyor.

TÜRKİYE'NİN GETİRİLDİĞİ SON DURUM

Geçim sıkıntısı çeken halk gıda harcamalarını azalttı