Onlar, yolda pek fazla görmeye alışık olmadığımız çocuklarımız. Onlar umursanmayan ve hayata karşı nasıl ayakta durabileceklerini ailelerinden başka çok az kişinin düşündüğü çocuklar. Ülkemizde sayıları 500 bini bulan otistik, hiperaktif, down sendromlu, konuşma ve düşünce engelli çocuklar onlar. Ailelerinin "Şimdi biz bakıyoruz ama biz ölünce tek başına ne yapacak?" dediği çocuklarımız. Bu çocuklar okula gidemiyor, yaşıtlarıyla oyun oynayamıyor, büyüyünce herkes gibi bir yuva kuramıyor ve kendi çocuklarını sevemiyorlar. Onlar için tek umut kaynağıysa, rehabilitasyon okulları. Bu okulların sayısıysa ülkemizde parmakla sayılabilecek kadar az maalesef. Devlet bu çocuklar için okul kurmuyor. Ancak hastaneler bu çocukları, özel rehabilite okullarına sevk edebiliyor.

Orta Asya ve Türk Sanat Musıkisi

İşte bu özel okullardan biri Çapa'da 7 yıldır engelli çocuklara eğitim veren Canım Rehabilitasyon Merkezi. Burasının en önemli özelliğiyse, engelli çocuklara Orta Asya müziği ve Türk Sanat Musikisiyle tedavi uygulaması. Müzik ve dans terapiyle çocukların büyük ilerlemeler kaydettiğini belirten Eğitimci Leyla Ocak, " Gelen çocukların % 70' i önemli bir oranda iyileşiyor." diye konuştu. Her 10 aileden birinde otistik bir çocuk olduğunun altını çizen Ocak, " Çocukları rehabilitasyon uygularken, nihavend, ırak, zengule, zirefbend ve rast makamlarını dinleterek tedavi ediyoruz." dedi. Çocuklara yapılarına ve günün saatlerine göre ayrı ayrı makamlar dinlettiklerini belirten Ocak, " Her sabah mutlaka rast makamı dinletirim." dedi.

'HASTA OLDUĞUNU KABUL ETMEDİM'

Otistik çocuğunu iki yıldır merkeze tedaviye getiren Yaşar Gürdamar, "Artık eskisi gibi saldırganlığı ve hırçınlığı kalmadı" diye konuştu. Otistik çocuğunun ikiz kardeşine de doktor tarafından hiperaktif tanısı konulduğuna önceleri inanmadığını belirten Gürdamar, "Yanılmışım. Okula başladığının üçüncü günü öğretmeni çocuğumun hiperaktif eğilim gösterdiğini ve uyum sağlayamadığını söyledi. Ben de ikinci çocuğumu da bu merkeze getirdim. Şimdi öğretmeni de ondan memnun" dedi. ODTÜ, Ege ve Trakya üniversitelerinden mezun olan psikolog Ali Tunç, müziğin eğitimde çok önemli bir yerinin olduğunu kaydetti. Bu işe 6 yıl önce bir annenin otistik bir çocuğu için, "Şimdi ona biz bakıyoruz. Peki ama biz ölünce ne olacak?" demesi üzerine başlayan Tunç, ülkemizdeki doğumların % 6-7'sinin sonucunda zihinsel hasta çocukların dünyaya geldiğini belirtti.