Din İşleri Yüksek Kurulu, 18.10.2001 tarihinde Kurul Başkanı Doç. Dr. Şamil Dağcı'nın başkanlığında toplanarak günümüz şartlarına göre sadaka ve fitre konusunu görüştü. Görüşme sonucunda alınan kararlar İl Müftülükleri kanalı ile İlçe Müftülüklerine bildirildi. Diyanet İşleri Yükek Kurulu, asgari ücret, geçim standardı, gıda fiyatları gibi bazı kriterleri göz önüne alarak, bu yıl en düşük sadaka ve fitre miktarını 3 milyon lira olarak belirledi.

Bu miktarın, nakden ödenebileceği gibi, ayni olarak da verilebileceği kararlaştırıldı. Bu yıl zekat verebilmek için alt mal varlığı sınırı, 80,1 gram altın karşlığı, 1 milyar 500 milyon lira olarak tespit edildi. Yani kenarında 1 milyar 500 milyonu olan her müslüman fitre ve zekat vermekle yükümlü.

Öğrecilere burs ve yardım sağlayan vakıf ve derneklere fitre verilmesinde bir sakınca bulunmuyor. Muhtaç olan (kardeş, amca, dayı, teyze) gibi yakın akrabalara fitre verilmesi uygun bulunurken, anne baba, dede nine, torun gibi asli yakınlara, muhtaç olsalar da zekat ve fitre verilemeyeceği kaydedildi. Din İşleri Yüksek Kurulu açıklamasında fitre ve zekatın insanları rencide etmeden verilmesinin uygun alacağına da dikkat çekti.

EN ÖNEMLİ İBADETLERDEN BİRİ

Sadaka ve fitre, İslam'da önemli yeri olan mali ibadetlerden biridir ve insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan varlığının zekatı kabul edilmiştir. Bu nedenle sadaka ve fitre'ye, "can sadakası" veya "beden sadakası" da denilmektedir. Bireyin sadaka ve fitre ile mükellef olması için öngörülen zenginlik ölçüsü (nisap), zekatta aranan nisaptır. Sadaka ve fitre, Ramazan Bayramı'nın birinci günü tan yerinin ağarmasıyla vacip olmakla birlikte, fakirlerin bayram ihtiyaçlarını karşılamaları için, Ramazan ayı içinde de verilebilir. Hadislerde sadaka ve fitre miktarı, buğday, arpa, hurma veya üzümden bir miktar (yaklaşık 2.917 gram) olarak belirlenmiştir. Sadaka ve fitrenin bu sayılan maddelerden belirlenmesi, o günkü toplumun ekonomik şartları ve beslenme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır.