Yeni Safak Online...
T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Güvenlik paranoyası, yeni terörizm tarzı ve Çeçenler

Moskova'daki rehine eylemini sona erdirmek için yapılan operasyondan sonra "terör" kavramı üzerinde yepyeni ve derinlemesine bir tartışma başlatılmalıydı. "Terörle mücadele"nin en etkin uluslararası norm haline geldiği yeni süreçte, "bireysel ve örgütlü terör", "sivil özgürlükler", "devlet terörü", "terörle mücadelede uygulanan yöntemler ve kullanılan silahlar", "güvenlik paranoyası" sorgulanmalıydı.

"Meşruiyet" ve meşruiyetin kaynağı olan devletlerin terörist uygulamalara, sabotajlara, suikastlere, işkence ve toplu katliamlara imza atmaları, "devlet" eliyle yapılan insanlık suçlarının örtbas edilmesi, uluslararası soruşturmaların engellenmesi, 'bireysel özgürlüklerle güvenlik arasındaki sınır'ın belirsizleşmesi, insan hakları örgütlerinin etkinliğinin zayıflatılması, bu örgütlerin bir çok soruşturmada engellenmeleri veya objektif kıstaslardan taviz vermeye başlamaları, terörle suçlanan örgütlerin veya toplumların neyin savaşını verdikleri, "terörle mücadele" için yeni tür nükleer/kimyasal silahların üretilmeye başlanması, "terörle mücadele" adı altında yürütülen sömürge ve istila savaşına inanmayan ülkelerin "terörle yüzleşmek" zorunda bırakılması ve güvenlik stratejilerinin belirlediği yeni uluslararası düzenin daha ne tür şiddet türlerine zemin hazırlayacağı günümüzün en ateşli tartışması olmalıydı.

Ancak olmadı, olmaz, olmayacak da...

Amerika'nın İngiltere ve İsrail ile yürüttüğü ve "terörle küresel mücadele" palavralarıyla kamufle etmeye çalıştığı yeni hegemonya savaşının, uluslararası hukuk normlarını, uluslararası teamülleri, temel hak ve özgürlükleri yok ettiği, ulusüstü kurumları ve sivil toplum örgütlerini işlevsiz hale getirdiği, özgürlüklerin yerine güvenlik paranoyasını hakim kıldığı, adaletin yerine silahın gücüne dayanan bir dünya düzenini öngördüğü ve bu yeni düzene karşı çıkan her bireyi, her toplumu, her ülkeyi ve her uluslar arası kurumu yok etmeyi amaçladığı bir dönemde, böyle bir sorgulamanın güç kazanması en azından yakın dönemde zor görünüyor.

ABD'nin öncülük ettiği yeni terörizm tarzı

Dünyanın bir bölümü silahsızlandırılırken "müttefikler"in askeri gücünün artırılması, ABD ve dostlarının nükleer/ kimyasal ve biyolojik silah edinmelerinin teşvik edilmesi, "terörle mücadele" adı altında yeni tür yasak silahların üretimine hız verilmesi, biyolojik silah içeren misket bombaları ve antibiyotiklere dirençli şarbon türünün geliştirilmesi için resmen fon ayrılması, üniversite laboratuarlarının küçük çaplı nükleer silah üretimine tahsis edilmesi ve bunların denenmesi, bu tür çalışmaların gizlenmesi için medyaya yasak getirilmesi, istihbaratçıların yönetiminde olan Rusya'nın açıkça zehirli gaz kullanarak onlarca vatandaşını öldürebilmesi ve bu vahşetin ABD ve müttefiklerince meşru görülmesi terör kavramını, unsurlarını ve "yeni terör tarzı"nı sorgulamamızı gerektirmiyor mu?

Afganistan'da binlerce "esir"i katlettiler. Konteynerlara doldurulan insanlar havasızlıktan veya dışarıdan ateş edilerek öldürüldü. Kurşun deliklerinden kan sızıyordu. Sorgulanan esirlerin kemikleri kırıldı, üzerlerine asit dökülerek, kurşunlanarak ya da dayakla öldürüldüler. Ardından da Mezar-ı Şerif dışında toplu mezarlara gömüldüler. Yabani hayvanlar ortaya çıkarmasaydı belki de bu mezarları uzun zaman öğrenemeyecektik. Askeri üsler esir kamplarına dönüştü, bütün dünyada masum insanlar evlerinden alınarak binlerce kilometre uzaktaki ülkelere/askeri üslere götürüldü. Bir çok insanın akıbeti hala bilinmiyor. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere hiçbir uluslararası kurum bunları sorgulayamadı, soruşturma açılmadı, açılanlar da engellendi. Soğuk Savaş döneminde Latin Amerika'da, Uzak Asya'da veya Ortadoğu'da katliamlara, darbelere, iç savaşlara ve yüz binlerce insanın ölümüne imza atanlar, şimdi daha vahşi bir senaryonun hazırlıklarını yapıyorlar. FBI, İslam ülkelerinde birçok yeni büro açarken, yüzlerce istihbarat görevlisi de Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde görevlendirildi. Yurtdışındaki FBI bürolarının sayısı son 2 yıl içerisinde ikiye katlandı. Ankara da FBI merkezlerinden biri oldu.

Güvenlik paranoyasını haklı çıkarmak için, dünyanın her köşesine asker yerleştirildi, bir çok ülke kuşatma altına alındı, yeryüzünün her köşesinde sabotajlar, patlamalar, suikastler, şiddet eylemleri başladı. Ancak hepsinin altından yeni kaos düzeninin mimarlarının imzaları çıkıyor. "Terörle mücadele senaryosu"na itiraz edenlerin başlarına belalar sarılıyor. Pakistan'da 11 Fransız uzmanın öldürülmesinin, bir Fransız tankerine saldırı düzenlenmesinin, Bali'deki şiddetin ve iki yüze yakın insanın ölmesinin ve Filipinler'de yaşanan patlamaların sırrı hala çözülemedi!

CIA komplosu açığa çıktı

Endonezya eski İstihbarat Şefi A. C. Manulang, Batı Cava'da tutuklanan Kuvyet asıllı Ömer el-Faruk'un CIA ajanı olduğunu açıkladı. CIA'nın el-Faruk'u Endonezya'daki İslami grupların içine sızıp bilgi toplaması için gönderdiğini belirten Manulang, "Faruk görevini bitirdiğinde, CIA bir senaryo düzenleyerek el-Faruk'u tutukladı" dedi. Yani görevi bitince paketlenip ABD'ye götürüldü. Manulang, Bali'deki saldırıları Müslüman grupları terörist olarak göstermek isteyen istihbarat kuruluşlarının yaptığını söylüyor. El-Faruk, el-Kaide üyesi olduğu gerekçesiyle Endonezya'da tutuklandı ve Haziran ayında ABD'ye teslim edildi. ABD de el-Faruk'un açıklamalarına dayanarak Endonezyalı din alimi Ebu Bekir Beşir'in liderliğini yaptığı Cemaat-ı İslami'yi terörist örgütler listesine aldı. Bali saldırısından sonra Beşir'i hedef gösteren ABD, Cakarta'ya baskı yaparak bu kişinin tutuklanmasını sağladı.

Terörizm gibi bir çok kavram yeniden sorgulanıp tanımlanmalı. Aksi takdirde, "terörle mücadele" adı altında çok büyük cinayetlere tanıklık edeceğiz.


2 Kasım 2002
Cumartesi
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED