|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
AK Parti'nin olağanüstü seçim başarısına rağmen hâlâ, "Başbakan adayı kim olacak?" sorusu üzerinde yoğunlaşılıyor olması seçmenin verdiği mesajdan gereken dersin alınmadığını gösteriyor. Ders şöyle dursun, sandığın verdiği sıcak mesajın dahi anlaşılamadığı görülüyor. Oysa, sorulması gereken soru şudur: "Seçmen, AK Parti'yi tek başına hatta Anayasa'yı değiştirecek bir güçle iktidara taşımasına rağmen Tayyip Erdoğan'ı başbakan olarak görmek istememekte midir?" Böylesi elbette düşünülemeyeceğine göre, Erdoğan'ı hâlâ icranın dışında tutmaya çalışmanın, yok saymanın ve yeni hükümeti daha baştan aksak ve eksik bırakmanın anlamı nedir? Yoksa hâlâ, AK Parti liderinin bir Anayasa değişikliği ile icraya dahil edilmesi, sözgelimi 109.maddede yapılacak düzenleme ile Başbakan'ın Meclis dışından da atanabilmesine imkan tanınmasının veya; 76. maddedeki milletvekili seçilme şartlarının demokratikleştirilmesinin ülkeyi gerilime sürükleyeceği safsatasına mı inanılıyor. O zaman herkes elini vicdanına koysun ve düşünsün... Bu saatten sonra Erdoğan'ın icra dışında olması mı, olmaması mı gerilim doğurur? Besbelli ki gerilim, sandığın talebi apaçık ortadayken Erdoğan'ın zaten çok tartışmalı olan milletvekili seçilememe yasağının doğurduğu sonuçlarda ısrar etmekten doğacaktır. Ama ülke, ekonomiden dış politikaya, sosyal problemlerden demokratikleşmeye kadar her alanda devasa problemlerle karşı karşıya bulunurken, seçmenin bu sorunların çözümü için adres gösterdiği kişiyi oyun dışında tutmak akıl kârı değildir. İnsanlar madem Tayyip Erdoğan markasına Türk siyasi tarihinde görülmemiş bir yatırım yapmış, benzersiz bir kredi açmışlardır; o halde bu markaya şans tanınmalıdır. 3 Kasım'dan yansıyan irade, sadece Meclis'in yapısını değil bundan daha önemli olarak hukukun önünü de açmıştır. Bu seçim, hukukun önünü açan ve tartışmalı kararlara son noktayı koyan bir seçim olmuştur. Hukukun demokratikleşmesi, siyasi yasakların kaldırılması konusunda artık mazeret kalmamıştır. Halk yasağı kaldırmıştır, sıra siyasettedir... Bugün itibariyle Türkiye'nin önünde iki yol bulunmaktadır ve ikisinin aracı da siyasettir. Yolların ilki, bu ülkeye milyarlarca dolar kaynak ve yıllar kaybettiren sun'i gerilim yoludur. Ki, bu gerilim üzerinden politika yapanlar, yasaklara sığınıp rakiplerine galebe çalmayı fırsat bilenler, dramatik bir tasfiyeyle siyaset sahnesinden silinmişlerdir. İkinci yol, sandığın verdiği mesajın çizdiği yoldur ve bu da gerilimsiz, dürüst ve demokratik bir dönemin açılması seçeneğidir. Bu yolu açmak için AK Parti'ye olduğu kadar, CHP'ye de görev düşmektedir. CHP elbette, yeni dönemde muhalefet güçlerinin lokomotifi olarak en az iktidar kadar önemli bir sorumluluk üstlenecektir. Başlangıçta, yapacağı muhalefetin centilmence olacağını göstermek gibi bir imkana sahiptir. Bu da Erdoğan'ın ve bütün siyasi yasakların önündeki engellerin kaldırılması için AK Parti ile birlikte, hatta AK Parti'den de önce davranarak Anayasa değişikliği önergesi vermektir. Şüphesiz, mevcut tabloda AK Parti'nin böyle bir desteğe sayısal olarak ihtiyacı bulunmamaktadır ama iki parti arasında kurulacak siyasal ittifak Türkiye'nin yararına olacaktır. Böyle bir girişim CHP'ye kaybettirmeyecek, aksine kazandıracak ve yapacağı muhalefeti değerli hale getirecektir. Hukuk lehine böyle bir tavır; hem CHP'yi geleneksel "tek parti anlayışı" iticiliğinden kurtaracak, hem de "yasakçı" devlet bürokrasisi ile arasına mesafe koymakla halka, halkın iradesine yakınlaşmasını sağlayacaktır. Türkiye, özgür ve yasaksız seçim yapmayı başaramadı ama müsabaka ahlakının gelişkin olduğu temiz bir yarış oldu. Herşey sandıkta başlayıp bitti ve yeni Türkiye'nin koordinatları belirgin hatlarla ortaya çıktı. Bu koordinatlarda Tayyip Erdoğan vardır ve artık onun işlere el koyuşunu geciktirmeye çalışmak, Türkiye'ye vakit kaybettirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. O halde, Erdoğan'ı Başbakanlık koltuğuna oturtmaya yönelik girişimleri bir gerginlik aracı olarak sunmaya çalışmak yerine, sahiplenmek gerekmektedir. Demokrasi ve hukuk epeyidir zaten bunu gerektiriyordu. Şimdi, halk da böyle istiyor!..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |