T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Şaka var, ŞAKA VAR...

Ak Parti'nin hükümeti tek başına kurabilecek çoğunlukla Meclis'e gireceği belli olduktan sonra, her gazetede, "Olayı manşete nasıl yansıtalım?" sorusuna cevap arandı. Yeni Şafak, sözgelimi, "Milletin zaferi" hükmünü "Tarihî tasfiye" alt-manşeti ile desteklemişti... Kendini 'yenileyen' Sabah, "Anadolu ihtilâli" başlığıyla çıktı. Radikal ise "Seçmen ağır konuştu" nötr başlığını tercih etti.

Görmemişsinizdir diye kaydedeyim: Hürriyet'in dünkü manşeti şuydu: "Sosyal patlama sandıkta oldu." Soruya cevap aranırken, Ertuğrul Özkök'ün kendisinden 'bir arkadaşım' diye söz ettiği kişi, "Yarın herkesin içinden geçen sözü manşet yapmamızı ister misiniz?" diye sormuş... "Evet" cevabına karşılık, önerisini, "Merak etmeyin, ordu var" biçiminde formüle etmiş... Özkök, "Hiç kuşkusuz sadece bir şakaydı, hatta eşek şakası" diyor bu başlık teklifi için...

Bence, dünkü Hürriyet'i hazırlayanlar, öneriye kulak vermeliydiler. Böylece, adının ilk harflerinin 'E. Ö.' olduğunu sandığım o 'arkadaş'ın son beş yıl içerisinde Hürriyet'in manşetine taşıdığı 'eşek şakaları'nın sonuncusundan da mahrum kalmazdı okurlar... Sonuçta, "Görev silâhsız kuvvetlerin" veya "O bakanın üzerini biz çizdik" gibi onlarcasının yanına kaldırırdık "Merak etmeyin, ordu var" manşetli Hürriyet'i...

Türkiye, Ak Parti iktidarına biraz da o manşetler sayesinde erişti. 'Silâhsız kuvvetler' ışıkları açıp kapatarak bir iktidarı işbaşından gönderdiler. Medya milletin gözünden çoktan düşmüş siyasileri desteğiyle ayakta tuttu, hükümetler kurup hükümetler düşürdü... Sonunda, insanlar, "Yeter, karar milletindir" diyen sese kulak vermeye başladı.

Siyaseti fildişi kulelerinden dizayn etmeye alışkın 'medya seçkinleri', bu seçimde, sandıktan bir CHP-Ak Parti iktidarı ile Deniz Baykal'ın başbakanlığı çıkacağına kendilerini inandırmışlardı. Yalnız kendileri inansalar neyse, gönüllerinden geçeni galiba CHP liderine de kabul ettirmişlerdi. "Seçimden sonra yüzlerine vurmak için lâzım olur, kullanırım" düşüncesiyle topladığım nabız tutma yazılarını, değmeyeceğini bildiğimden, arşivimden çıkartmıyorum. AKP'nin oyların yüzde 50'sinden fazlasını aldığı illerde bile, sürekli, "CHP ileride" izlenimleriyle döndü bazı yazarlar...

Seçim bitti, öndegelen birkaç gazetenin günler boyu sürdürdükleri yayınların olumsuz etkisi yurtdışından duyulmaya başladı. İlk gece, seçimleri değerlendiren yabancı gazete, televizyon ve radyolar, ısrarla, "İslâmcı parti iktidara geldi" yorumunu yapıp durdu... 'E. Ö.' tipi 'arkadaşlar'ın daha önce manşetlere yansıttıkları olumsuz mesajlar yüzünden, Batı, "Türkiye'de İslâm devrimi oldu" sandı.

Ak Parti, "Merak etmeyin, ordu var" manşetini hak etmek için ne yaptı Allah aşkına? Tayyip Erdoğan ve kurmaylarının ağzından yerleşik sistemi tehdit eden herhangi bir söz mü çıktı? Erdoğan, seçimden sonra, "Kimsenin yaşam tarzına karışmayacağız" mesajını vermek için kameralar karşısına çıktı. Avrupa Birliği ile ilgili 'bağlayıcı' sözler sarf etti. IMF ile ilişkilerin sürdürüleceğini söyledi. Seçimden önce de, partili ekonomistler, seçmenleri ikna etme faaliyetine katılmak yerine, yurtdışına gidip ekonomi programlarını anlattılar.

Toplumda her üç kişiden biri, yalan-yanlış haber bombardımanından etkilenmedi ve oyunu Ak Parti'ye vermekte tereddüt etmedi. Oyunu pekâlâ AKP'ye verebilecekken, medyadan etkilenerek sandık başına gitmeyen kişiler olmuş mudur acaba? Ya da, "Verirsem yeni bir 28 Şubat'ı dâvet eder miyim?" çekingenliğiyle oyunu barajı aşamayan partilerde ziyan eden? Bir hafta sonra seçim yenilense sizce sandık tablosu ne olur? Ben kendi düşüncemi yazayım: Baraj altında kalan partilerin hepsi biraz daha kan kaybeder; CHP'nin oyu ise fazla artmaz...

Ertuğrul Özkök'ün 'eşek şakası' üzerine yazdıklarını kendisiyle tartıştığım bir dostum, "Olaya bir de iyi tarafından bak" diye uyardı beni; "O cümleyi manşete taşımamışlar, bir de taşımadıkları bilgisini Ertuğrul Özkök okurlarla paylaşmış..." Biraz onun dürtüsüyle, biraz kendi içimden gelen "Avans ver" hissiyle yazdıklarını bir daha okudum. Hımm... Bir yazar olarak ilk tepkim şu: Keşke yazısına 'eşek şakası' anekdotu ile başlamasaydı da sonra yazdıklarını daha doğrudan ifade etseydi... Bir partinin tek başına iktidara geldiği günde, önemli bir bölümünün Hürriyet okuru olduğunu sandığım Ak Parti'ye oy veren milyonlarca seçmene saygı adına...

'Eşek şakası' yazısının çıktığı gün Hürriyet yönetmenini şaşırtan bir gelişme yaşandı. Onun yazısında "Ama merakla beklediğim başka bir şey vardı: / Batılı medya bu olaya nasıl bir etiket yapıştıracaktı? / İlk izlenimler korktuğumun başımıza geleceği yolunda işaretlerdi. / Ajanslar, AKP'yi 'İslâmcı parti' olarak tarifi tercih ettiler" satırlarıyla dile getirdiği endişenin aksi yönde işaretler görüldü. Yabancı yatırımcılar AKP iktidarından kaygı duymadıklarını açıkladı. Gazete manşetleri yüzünden, güne tedirginlike başlayan piyasalar, yabancıların açtığı kredi sayesinde, bir saat içerisinde yerli yerine oturdu. Sabahın ilk ışıklarıyla 1.725 milyona fırlayan dolar, 15 gün önceki 1.670 bin seviyesine döndü, borsa yükseldi, faiz geriledi...

Kendi halkına inançsızlara yabancıların yaptığına ne denir? Esas 'eşek şakası' bu...


5 Kasım 2002
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED