|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Detroit-New York uçağı, bavulu yüklenmiş bir yolcunun kendisi uçağa binmediği için, tüm bavulların boşaltılıp yeniden yüklenmesini bekledi ve uçağın içinde bir buçuk saat beklemek zorunda kaldık. 11 Eylül spazmları... Uçak, 11 Eylül'de İkiz Kuleler'e çarpan ile aynı cinstendi. Sıkıcı bekleyiş süresinde, zihnimde o günü ve uçakların içini canlandırmaya çalıştım. Boston-New York seferi de, tıpkı Detroit-New York süresince, yaklaşık bir saat. Bir saat içinde uçak ele geçirilip, havada tutuklanmadan 'saldırı hedefi'ne varabilir miydi? Evet, bu mümkün. Amerikan havaalanlarındaki trafiği bilenler ve havada her an bulunan uçak sayısı hakkında kaba bir fikri olanlar için bu çok inanılamayacak bir durum değil. Örneğin, sadece Detroit havaalanı, içinden uçağa binilecek kapılara yolcuları, terminal içinde iki vagonluk hızlı trenle götürecek kadar büyük ve karmaşık. Gözüm, her üçlü sıranın orta koltuğunun arkasındaki telefonlara ilişti. Uçağın büyüklüğü, herhangi bir yolcunun uçak kaçırılmış olsa da, uçuş sırasında telefonu alıp, yakınlarına telefonla durumu bildirme şansını, korkunun getirdiği zorluk olsa da, sağlayabilir. Uçakta bir buçuk saat oturtmaktan ve New York'a geceyarısı varacak olmaktan ötürü sinirlenmiştim ama New York'un La Guardia havaalanına indikten sonra gördüğüm manzara, iyi ki gecikme olmuş dedirtti bana. Terminal binasından çıktıktan sonra, şehir ufkunda Manhattan'ın ışıkları gözüküyordu. Empire State binası, çatısındaki elektrikler söndürülmüş olduğu için bir sönmüş volkan görüntüsüyle bütün binaların üzerinde, İkiz Kuleler'in yokolmasından sonra, yeniden üstlendiği vakur üstünlüğü sergiliyor gibiydi. Ama gözüme çarpan İkiz Kuleler oldu! Göğe doğru tırmanan iki ışık hüzmesi, İkiz Kuleler'in bulunduğu yerden, aynı yükseklikle, bir zamanların gerçeğinin hayal halinde gece karanlığına yerleştirmişti. Önce halusinasyon mu görüyorum diye aklımdan geçirdim. Şehre yaklaştıkça, İkiz Kuleler, daha doğrusu, onların bir zamanlar sahip olduğu yükseklikte göğe yükselen ışık hüzmeleri belirginleşti. Williamsburg Köprüsü üzerinden Manhattan'a doğru yaklaşırken, kesinleşti. İkiz Kuleler, iki ışık hüzmesi halinde yerle gök arasındaki yerlerini almışlardı. Sonra öğrendim. 11 Eylül'ün altıncı aydönümü nedeniyle, 11 Mart gününden itibaren, bir ay süreyle, karanlık bastıktan şafak doğana dek, İkiz Kuleler'in yerinde aynı yükseklikte iki ışık hüzmesi, 11 Eylül'ü hatırlatacak ve anacak. Gerçeğin hayali, iki ışık hüzmesiyle New York'ta yaşanacak. Sabah saat 08:46'da ve 09:03'te, koca New York, sessizliğe büründü. İkiz Kuleler'in onyedi dakika arayla, altı ay önce ardarda vurulduğu anlar... Aradan geçen altı ay içinde, geleceğin uluslararası sistemini biçimlendirecek önemli gelişmeler yaşandı. Bu arada Afganistan'da iktidar değişti; Irak'ta iktidar değişikliği gündeme girdi. Aradan geçen altı aydan sonra, Amerikan askerleri, Afganistan-Pakistan sınırları yakınlarındaki yalçın dağlarda savaşıyorlar. Bu ne demek? The New York Times'ın haftasonu ekinde askeri konularda yazan yetkin kalemi Michael Gordon'un 'Oyun Planı' başlıklı yazısında ifade ettiğince, 'Savaş'ın ikinci aşaması'na girildi demek. Michael Gordon'un satırları: "Taliban'ın Afganistan'da iktidardan uzaklaştırılmasını takiben, Bush yönetimi 'İkinci Aşama'ya sözcüğünü kullanarak dünya çapında harekete geçirileceğini açıklamıştı. Teröre karşı kampanyanın bundan sonraki aşamasında, Amerikan kuvvetleri ve müttefikleri El-Kaide ve kalıntılarını dünyanın her yerinde izleyeceklerdi. Amerika, seferberliğe, hatta Saddam Hüseyin'i devirmek amacıyla Bağdat üzerine yürümeye işi vardıracak kadar devam edecekti..." Ama yazının, 'bizi' yani Türkiye'yi de ilgilendiren şu bölümleri önemli: "Amerika, şu sırada Afganistan'da nasıl savaştığını ve orada barışı sağlama almak için neleri göze alabileceğini gösterecek şekilde düşmanlarına ve müttefiklerine sinyaller gönderiyor. Birincisi, tam zaferde ısrar ederek ve Afganistan'da kendi birliklerini riske atabileceğini göstererek, Washington potansiyel düşmanlarına bir mesaj veriyor. Bu anlamda, Gardez'in güneyindeki dağlarda savaşan Amerikan askerleri, Taliban'ın yanında savaşmaya gelen Arap, Özbek ve Çeçen savaşçılarla çatışmaktan öteye bir şey yapıyor. Şayet Washington, bir askeri harekatı başlatma kararı verdiği takdirde, direnmenin anlamsız olacağı, zira Amerika'nın Saddam Hüseyin'i devirmek için gereken herşeyi yapacağı mesajını –ille bir uyarı söz konusuysa– Irak ordusuna vermiş oluyorlar. ... Aynı zamanda Afganistan'daki zaferin siyasi ve ekonomik sonrasının incelikle ele alınması, Amerika'nın ülkeleri biraraya getirmekten ziyade bombalamakta başarılı olduğuna ilişkin kaygıları bulunan müttefiklerin bu kaygıları yatıştıracaktır. Uluslararası barış gücü misyonuna Amerikan desteği, bu anlamda, Kabil'de sükuneti sağlamak ve Afgan savaş ağalarının kavgasını önlemekten ötede bir çabadır. Bu, .. Irak'ın toprak bütünlüğünü güvence altına alarak, yeniden kurulmasına destek olmak konusundaki kaygıları –ki Türkiye, S.Arabistan ve bölgedeki diğer ülkeler için küçümsenmeyecek ölçüdedir– gidermek için bir sınavdır." Amerika, 'Afganistan dosyası' tümüyle kapanmadan Irak'a bir harekata girişebilir mi? Yani, Amerika 'iki cephede, aynı anda' savaşabilir mi? Evet. Buna gücü var. Stratejisi ise iki ya da daha fazla cephede savaşmaya ayarlı. Peki, son gelişmeler Afganistan'a saplanıp kalma ihtimaline –Vietnam anıları– işaret etmiyor mu? Hayır. Afganistan'da 1000 kara askeri var şu anda; ve geçenlerde Kış Olimpiyatları'nda Salt Lake City'de güvenliği sağlamakla görevli asker sayısı 5200 idi! Ve, Pentagon'dan dikte ettirildiği sezilen yazının son paragrafı: "Son tahlilde, gerçek bir ikilem yok. Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Bağdat'a karşı daha sert bir politika için destek almak üzere Ortadoğu yoluna düştüğü sırada, Afganistan'ı toparlama üzerinde yoğunlaşmak, Washington için bir anlam ifade ediyor. Afganistan'daki Amerikan askeri harekatının ve 20 yılı aşkın süredir savaştan başka hiçbirşey tanımamış bir ülkede istikrarı sağlamanın başarısı önemli bir görevin başarılmasından ötede bir şeydir. Ortadoğu'daki herkese Amerika'nın Irak'ta çok daha büyük zorlukla (far more formidable challenge) başetmeye hazır olduğunu gösterecektir." 11 Eylül'ün altıncı aydönümünde, gelecek için bazı ipuçları...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |