|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Avrupa Birliği birkaç devlet arasında yapılan kömür çelik birliğinden başlayarak Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), Avrupa Topluluğu (AT) ve Avrupa Birliği'ne (AB) doğru gelişmiş bulunan bir uluslararası birliktir/birleşmedir. Bu topluluk zaman içinde hukuk, ekonomi, ticaret, para ve dış siyasette birlik sağlayarak tek bir devlet (birleşik devlet) olma yolunda ilerlemektedir. Avrupa toplulukları arasında –farklı yönleri bulunmakla beraber– bir kültür birliğinden, bir "Avrupa kültüründen" bahsetmek de mümkün ve tutarlıdır. Durum böyle olunca bir müslüman topluluğun/milletin Avrupa Birliği'ne girmesi demek, bu birliğin hukuk, ekonomi, dış siyaset, hatta kültür alanına girmesi, "kendine ait ve farklı olanlarla bunları değişmesi" demektir. Böyle bir değişimi İslam nasıl karşılar, başka bir deyişle Avrupa birliğine girmek caiz midir? Bu yazıda işte bu konuyu kısaca açmak ve tartışmak istiyoruz. Avrupa Birliği "bir ekonomik topluluk/işbirliği" mahiyetinde iken ben de, birçok başka fıkıhçılar gibi bu topluluğa girmenin caiz ve faydalı olacağını yazmıştım; çünkü bazı koruyucu şartlar ileri sürmekle beraber eski fıkıhçılar da "müslüman olmayanlarla iş ve ticaret ortaklığını" caiz görüyorlardı. Türkiye zaten Batı'dan –çoğu işe yaramaz– birçok şey almış, çağdaşlaşmayı batılılaşma şeklinde gerçekleştirme yolunu tutmuştu. Ekonomik işbirliği sayesinde hiç olmazsa yoksulluktan kurtulur, belki de Batı'ya İslam'ı daha iyi anlatma fırsatını elde ederdi... (Altınoluk Dergisi, Temmuz, 1987, sayı: 17.) Topluluğun ismini bile değiştiren kurucu antlaşmalarda önemli değişiklikler yapıldıkça yukarıdaki hükmü yeniden gözden geçirmek gerekli hale geldi. Yeniden gözden geçirdikten sonra, "eğer bir zaruret yoksa bu birliğe girmek caiz değildir" noktasına ulaştım. Aradan yıllar geçti, şimdilerde hemen hemen tartışmaksızın, bir emr-i vaki olarak bu birliğe girmenin caiz olduğu bir yana, "denize düşenin yılana sarılması" kabilinden olarak zaruri ve vacip olduğu söylenmeye başladı. Ama meseleye biraz daha yakından bakıldığında, İslam'ın hedefi, alternatifler, fayda ve zarar listeleri bir daha gözden geçirildiğinde böyle bir hükme varmanın en azından çok kolay olmadığı ve huzur içinde "evet" denemeyeceği görülecektir. İslam'ın hedefi: İslam, diğer ilâhî/semâvî dinlerin geldiği kaynaktan, Allah tarafından, vahiy yoluyla gönderilmiş, en son ve en kâmil dindir. Bu din geldikten sonra Allah, başka dinleri (bir başka yoruma göre ise aslı ve özü bozulmamış ilâhî dinler demek olan İslam'dan başka bir dini) asla kabul etmeyeceğini bildirmiştir (Al-i İmran: 3/85). Kur'an'daki pek çok âyetin ortak ifadesine göre İslam'a inananlar Allah katında başkalarından üstündür, birbirlerinin kardeşleridir, hür iradeleriyle Allah'a itaat ve kulluk etme emanetini yüklenmiş, bu yüzden –yalnızca diğer insanlar gibi potansiyel olarak değil, aynı zamanda fiilen– yaratılmışların en üstünü olmuşlardır. Kutlu ve kutsal bir misyon yüklenmişlerdir: "Zorlamadan, herkese din hürriyeti vererek insanlara İslam'ı anlatmak ve sevip benimsemeleri için çaba sarfetmek." Müminler hem kendi maddî ve manevî değerlerini korumak hem de bütün dünyada adalet ve din hürriyetini sağlamak için –bunların düşmanlarına karşı– güçlü olmak durumundadırlar. Allah'ın vahyettiği ve bu vahye dayalı olarak ictihad yoluyla elde edilen hayat kuralları uygulanacak ve bunlar –zıt, ters ve uyumsuz olan– başkalarıyla değiştirilmeyecektir. Müslümanların dinden ve buradan beslenmiş bulunan kültürden oluşmuş değerleri toplumun yüksek değerleri olarak muhafaza edilecek, bunlara ters düşen değerler toplum tarafından reddedilecek, dışlanacaktır. İslam toplumu bir erdemli insanlar toplumu olacak, bu nitelikleriyle diğer insan gruplarına örnek olacaklardır. Müslümanların dinleri ve şereflerine ilave olarak hayatları, akılları, malları ve nesilleri korunacaktır. Bir müminin yakından uzağa bütün diğer insanlara karşı ödevleri ve sorumlulukları vardır ve o bu dünyayı geçici bir imtihan yeri olarak bilir, nihâî amacı Allah'ın rızasını, O'nun cennet ve cemalini elde etmektir...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |