T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bu kadar da 'fetişist' olunmaz ki...

Herkesin derdi aynı değil; kimi geçim derdinde, kimi siyasette yükselme peşinde, kimi ise Atatürk'ün en büyük anıtını dikme peşinde... Gazete (Radikal) "Manisa'da bir dev" başlığını atmış. Eğer işler yolunda gider, beklenmeyen bir aksilik çıkmazsa, Manisa'nın kurtuluşunun kutlanacağı önümüzdeki eylül ayında Manisa-İzmir karayoluna 65 metrelik dev bir anıt yükselecekmiş.

Gazete söz konusu anıtın maketini de fotoğraflamış. Projenin sahibi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Prof. Tankut Öktem, anıt hakkında şu açıklamayı yapmış: "65 metre yüksekliğinde bir bayrak stilizasyonu üzerinde yedi metre boyunda bir Atatürk büstü yer alacak. Beton stilizasyon ve Atatürk büstü tamam. Şu anda, ön cephede yer alacak olan Manisa Efesi ile modern giyimli bir genç kız heykelleri üzerinde çalışıyorum."

Hadi bakalım, kolay gelsin....

Anıt mütehassısı olmasam da, gazetede yer alan maketi hiç mi hiç beğenmediğimi söylemeden duramayacağım. Her ne kadar profesör anıtçı "65 metre yüksekliğinde bayrak stilizasyonu" diyorsa da, doğrusu ben o şeyi bayrağa filan benzetemedim. Basbayağı 65 metre yüksekliğinde bir beton... 65 metre yüksekliğinde beton bir kulenin üzerine 7 metrelik bir "Atatürk büstü" yerleştirme fikrini de tutmadım. Çünkü herşeyden önce, boyu ister 1 metre isterse 7 metre olsun "Atatürk büstleri"nin artık bir sanat değeri yok. Al kalıbı, ver dökümhaneye yapsınlar sana 107 metre boyunda bir Atatürk büstü... Demek ki, gazetenin "görkemli" olarak nitelediği bu anıtın sözünü ettiğimiz üst bölümünde bir yenilik yok; o kadar malzemeye ve emeğe yazık... Şimdi gelelim anıtın orta ve alt bölümlerine:

Aktarmıştım, profesör anıtçı anıtın cephesine iki adet de heykel yerleştiriyordu. "Manisa Efesi" ve "modern giyimli bir genç kız" heykelleri. Gazetede Efe heykelinin belden aşağısının şimdiden hazır bölümünün fotoğrafı da var. Profesör anıtçıyı Efe'nin çizmesinin üzerine çıkmış olarak görüyoruz. "Efe heykeli" deyip geçmeyin; tam 18 metre... Profesör anıtçı Efe'yi ve "modern giyimli genç kız"ı eylül ayına kadar tamamlayabileceğini söylemiş. Ben Efe heykeli mütehassısı da değilim ama yine söylemeden edemeyeceğim: Şimdilik ancak belden aşağısını görebildiğimiz bu Efe heykelinde de iş yok gibi... "Atatürk büstü"nde karşılaştığımız durumun aynısı: Al kalıbını yolla dökümhaneye...

Şimdi de gelelim bir başka meseleye. Önce şu soru: Profesör anıtçı "Manisa Efesi"nin yanına niçin "modern giyimli bir genç erkek heykeli" değil de, "modern giyimli bir genç kız heykeli" yerleştiriyor? Bu birlikteliğin nedenini gerçekten anlayamadım. "Genç erkek heykeli" seçilirse cinsler arasında eşitsizlik yapıldığı akla gelebilir diye mi acaba? Yoksa doğrudan, "Efe"nin dağın başında canı sıkılmasın diye mi? Profesör anıtçının seçimini yadırgadım, çünkü doğrusu ne kadar kafa yorduysam da "Manisa Efesi" ile "modern giyimli bir genç kız" arasında en ufak bir ilişki kuramadım... Ayrıca, bakalım "modern giyim"den anlaşılan şey nasıl ortaya çıkacak? Haksız mıyım, çünkü modern var modern var... Benim tahminime göre, bu "genç kız" heykeli de diğerlerinden farklı olmayacak; yani bir sanat eseri değeri taşımayacak. "Modern giyimli genç kız" heykelinin de, bugüne kadar temaşa ettiğimiz pekçok anıtta karşılaştığımız gibi yine Alman-Rus karışımı (daha doğrusu Nazi-Bolşevik karışımı) "genç kızlar"dan birisini önümüze getireceğini sanıyorum. Hani şu kaslı, boylu poslu, saçlarını genellikle arkada toplamış, iyi beslenmiş, etekleri rüzgarda uçuşan, elinde meşale taşıyan ve "bizim kızlar"a hiç mi hiç benzemeyen "genç kızlar"....

Peki bu "görkemli" anıtı kim finanse ediyor? Gazetenin bu konuda verdiği bilgi de şöyle: "Görkemli eserin boyutları kadar finansmanı da ilgi çekici. Çünkü finansman Muzaffer Ecemiş'in valiliği zamanında araçlardan alınan egzoz pullarıyla elde edilmiş!" Gerçekten çok "ilgi çekici"! Konu "egzoz pulu" olduğuna göre, büyük ihtimalle "çevre kirliliğiyle savaş" filan gibi anlamlı bir amaç için toplanan paralar doğru "görkemli" anıta...

Gazetenin profesör anıtçının ağzından aktardığı şu yorum da dikkatimi çekti: "Bunun bütün idarecilere örnek olmasını dileyen Prof. Dr. Öktem, yerel yönetimlerin her yıl 100 metre asfalta harcadıkları parayı sanata ayırmaları halinde, yeni nesil sanatçılar için imkanlar yaratılmış olacağını sözlerine ekledi." Çok hoş değil mi? Ülkenin karayollarını mümkünse baştan sona "Manisalı Efe" ve "modern giyimli genç kız" heykellerinin benzerleri ve 7 metrelik "Atatürk büstleri" ile donatmak, çok hoş bir fikir değil mi? "Görkemli anıtlar" dururken bu dünyada "asfalt"ı ne yapacaksın?

Gazete Manisa-İzmir karayolu için hazırlanan anıtla dünyadaki diğer "görkemli anıtlar"ı karşılaştırmayı da unutmamış. New York'deki "Özgürlük Heykeli" kaidesiyle birlikte 93, Taliban'ın dinamitlediği "Buda heykeli" 53, artık hayatta olmayan "Rodos heykeli" 33.5, Volgagrad'daki "Rusya Ana" heykeli 52, Tayland'daki "yere uzanmış halde" duran "Buda heykeli" ise 46 metreymiş. Görüyorsunuz, bizim anıt 65 metre ile şimdiden ikinciliği kapmış bile... Dikkat ettiniz mi bilmem, "Buda"lar hariç adları sıralanan bu "heykeller"in hepsi şöyle ya da böyle bir ideolojinin dökümhaneden ya da taş ocağından çıkmış birer sembolüdür ve bütün "görkemleri"ne rağmen gerçek birer sanat eseri değil. Ayrıca yine dikkat ettiğiniz gibi, bu görkemli heykelleri tasarlayan Akıl artık çok geride kalmıştır. Bugün aklı başında hangi ülke 65 metrelik "görkemli anıt" dikmek için emeğini ve sermayesini harcamayı aklından geçirir? Dağı taşı bu tür anıtlarla donatmaya doymayan tek "Eski Rejim" olarak bu dünyada bir tek biz mi kaldık? Hem unutmayın ki, "65 metrelik görkemli anıtın" yükseleceği bölge âlâsından bir "deprem bölgesi"!

Bir ülke bu kadar da "fetişist" olmaz ki...


7 Mayıs 2002
Salı
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED