T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Türk kamuoyu "Bebek Evi"nde

İbsen sever misiniz? Norveç'li yazar Henrik İbsen'i (1828-1906) Türk okurları da, tiyatro-severler de tanır.. Onun "Per Gynt"ünü, "Bebek Evi"ni, "Halk Düşmanı"nı, "Hedda Gobler"ini, bizim kuşak çocukluğumuzda okumuş, ya da izlemiştik..

Türkiye'yi izlerken, hep aklıma İbsen'in "Bebek Evi" (veya Nora) ile "Per Gynt"ü (Per Günt okunur) geliyor..

Dış dünyanın gerçeklerinden ötürü huzursuz olmasın diye, kocası tarafından izole edilmiş bir ortamda (Bebek Evi), yaşatılır Nora.

Ve sonunda Nora, gerçek-ötesi bu pembe dünyayı terk eder.. Kocasından ayrılır..

İbsen "Nora"yı 1879'da yazdığı zaman, çevresinden ve eleştirmenlerden çok baskı görmüş.. "Mutlu Son'la bitir.. Nora kocasının yanında kalsın" demişler İbsen'e..

Ama İbsen bu işte.. Modern dramanın öncüsü olmak kolay mı? Daha sonra yazdığı "Hedda Gobler"de, Nora'dan da güçlü bir kadın kimliği çizmiş..

Türk halkı da, bir çeşit "Nora"dır..

"Resmi İdeoloji", "Tekel Medyası" ve "Siyaset Esnafı", biz Türkler'e pembe bir Türkiye çizer hep..

-Dünyanın en önemli ülkesi Türkiye..

-Attığı her adım, dünyada ilk olan Türkiye..

-Ekonomik mucizeler yaratan Türkiye..

-Yurta sulh-cihanda sulh ilkesi uygulayan tek dünya ülkesi Türkiye..

-Bereketli toprakları ve aynı anda dört mevsimi yaşayan coğrafyası ile, eşsiz ülke Türkiye..

-Adaletin mülkün temeli olduğu ve egemenliğin ulusa ait bulunduğu hukuk devleti Türkiye..

İçinde bulunduğumuz bu son dönemde, "medyatik çağ" ve "post-modern süresiz müdahale"ler yüzünden, bu Nora'cılık oyunu daha da yoğunlaştırıldı..

Tekelleşmeyi ve medya sermayesine "devlet içinde devlet" olma imkanını getiren RTÜK Kanunu, "şeffaflık"ın teminatı olarak gösteriliyor..

Levni'nin minyatürlerinden Devlet Dans Topluluğu'na kadar yansıyan "Oryantal Dans"lar, Turizm Bakanı tarafından "Bizi Arap gibi gösteriyor" gerekçesiyle yasaklanıyor..

Tek-kanal TRT'nin uyguladığı müzik sansürleri, Basından Sorumlu Bakan tarafından, "Ben Arabesk'i sevmiyorum" gerekçesiyle canlandırılıyor..

Ve çeşitli yan-etkileri olan "Kortizon"un, ülkenin Başbakanı'na sürekli uygulandığı, o Başbakan hastaneye düşünce, kazara öğreniliyor..

"Kadın başını açarsa uygar ve çağdaş olur" diyen kesim, sürekli "çağdaş ve uygar kadınlar"ın, skandalların, aile içi rezaletlerin ve hatta fuhuşun merkezinde bulunduğu haberleri yapıyor..

"İmam-Hatip Okulları"na karşı kampanya açanlar, yerli ve yabancı tüm laik okullarda, Satanizm'in, intihar teşvikçiliğinin yaygınlaştığı bilgisini pompalıyor..

İşsizliğin, durgunluğun kol gezdiği piyasaya, "Ekonomi çok başarılı" masalları, her akşam tele-vole-ekonomi programlarında anlatılıyor.

"Nora" yerine koyulan Türk halkı, ilk genel seçimde "Bebek Evi"ni bırakacak..

Ve yalan söylemeyi bir alışkanlık haline getiren "Per Günt"ler, iktidarları ve medyaları ile, yapayalnız kalacaklar..

İbsen, bugünün Türkiye'sini görebilseydi, kimbilir daha neler yazardı..

ŞAKA

Ağrılardan ağrı beğen!..

Bir yabancı ülkede, hasta yatağındaki bir başbakanın eşi, doktora telefon etmiş..

-Doktor, eşime yanlışlıkla Aspirin verdik, ne yapalım, demiş..

Doktor soruyu cevaplamış..

-Hanımefendi.. Bu durumda eşinize biraz da başağrısı verin..

Başbakanın eşi gülmüş,

-Başağrısının hepsini vatandaşlara verdik.. Acaba eşime karın ağrısı versek olur mu?

KİM HANGİ TARİKATTAN

Fatih Altaylı, T.V. sahiplerini merak ediyor

Fatih Altaylı, genel olarak, aklına gelen, hatta dilinin ucuna gelen herşeyi yazıya döken, oto-sansürsüz bir yazar..

Bu yüzden, gönül verdiği ve yönetimine bile girdiği Galatasaray'ın, çeşitli yetkili-yetkisiz isimleri ile de, arası açılmadı mı?

Ancak dünkü RTÜK konulu yazısı, sanki Fatih Altaylı'nın değil gibiydi.

Birincisi yanlış teşhislerle doluydu..

Örneğin, "RTÜK'ü engellemeye kalkanların hangi partilere ve hangi tarikatlara mensup olduklarına bakarsanız, zaten işi çözersiniz" diyordu..

RTÜK'ün engellenmesini engellemeye çalışanların hangi "Holding Tarikatları"na mensup olduğunu biliyoruz..

Ama Cumhurbaşkanı Sezer'in, AB. Temsilcisi Karen Fogg'un, RTÜK Başkanı Nuri Kayış'ın, DSP'li Uluç Gürkan'ın ve mesela bu satırların yazarının hangi tarikattan olduklarını Sayın Altaylı yazarsa, mutlu oluruz..

Cem Uzan'ın, Aydın Doğan'ın, Mehmet Emin Karamehmet'in, Ferit Şahenk'in, hangi televizyon kanallarına sahip olduklarının öğrenilebilmesi için RTÜK Yasası'nı savunan Fatih Altaylı'ya, bu yasa çıkmadan da, merakını giderebilecek bilgiler her an sağlanabilir.


7 Mayıs 2002
Salı
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED