T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

S P O R

Süper Lig dersimizdi

Her şeyi gördük, duyduk, yazdık ve konuştuk. Hatalar çoktu, düzelten yoktu... Geçmişte kaldı. Ama geçmiş diye de unutacakmıyız? Geçmişten ders alarak aynı hatalara düşmeyelim ve güzellikleri 'çamur at izi kalsın' diyerek kirletmeyelim.

Her şeyi gördük, duyduk, yazdık, konuştuk. Hatalar çoktu ama düzelten yoktu... Geçmişti kaldı. Ama geçmiş diye de unutacakmıyız? Yeniden yazarak, her yanlışı hatırlatıp içinizi karartmak niyetinde değilim. Zaten kolayca unutulmayan olaylardı. Kimileri rezil oldu, kimileri vezir. İstiyoruz ki, bundan böyle şaibe patentli vezirler ve rezilliklerle işimiz olmasın. Geçmişten ders alarak aynı hatalara düşmeyelim. "Çamur at izi kalsın" diyerek güzellikleri de kirletmeyelim.

Şaibe ne demek?

Spor yazarı ağabeyim Eyüp Karadayı önceki gün katıldığı bir televizyon programında "şaibe"nin lugat anlamını açıkladı. M1 Televizyonu'nda Ümit Aktan'ın yönettiği program son derece düzeyli ve aydınlatıcıydı. İzleyenler bilgilendiler ve telefonla katılanların M1 Televizyonu'nun santralını kitlediler. Şaibenin, şike gibi yorumlandığı atmosferden kurtulanlar programın ilerleyen saatlerinde uzlaşma noktasına geldiler. Çünkü fanatik düşüncelerinden biraz uzaklaşıp şaibenin var olduğunu kabullendiler. Şaibenin lugat anlamı, kir ve lekeydi. Mecazi anlamı ise, eksiği, kusuru, ayıbı olan. Şike'nin Fransızca kökenli ve çıkar karşılığı, danışıklı iş yapmak, aldatmak olduğu programda verilen bilgiler arasındaydı. Var olduğunu söylemek için de kanıt gerektirdiği konuklara ve programı izleyenlere anlatıldı.

Lig kirli mi?

Süper Lig bir şampiyon. Şampiyonlar Ligi'ne katılan ikinci bir takım, UEFA Kupası'na katılan 4 takım ve küme düşen 3 takım doğurdu. Kuşkusuz hedeflerinden uzak kalan takımlar ve küme düşenlerin sonuçlardan mutlu olduğu söylenemez. Yaşanan onca hakem hatalarından sonra "Bu lig şaibelidir" demelerini de olgunlukla karşılamak yanlış olmayacaktır.

"Bu lig şaibeli midir?" sorusuna yanıt veren binlerce sporsever Türkçe karşılığı olan kirli, lekeli midir? sorusunun karşılığı olarak çoğunlukla (yüzde 53'e yüzde 47) şaibeli demiştir. Bir Galatasaraylı dinleyici olaya oldukça ilginç yaklaşmış ve "Evet şaibelidir. Şaibeli olmasaydı, Galatasaray en az 10 puan farkla şampiyon olurdu" demiştir.

Büyüklerin görevi

Üstüme vazife değil. Üstelik kim ne yaparsa kendine yapar. Ancak Türk futbolunun atılım yaptığı şu yıllarda daha çok maddi problem de yaşanmaması adına "Büyük" kulüplerimizin artık alt yapıya önem vermeleri gerektiğine inanıyorum. Her takımda genç takımlardan gelmiş en az üç futbolcunun yer alması gerektiğini düşünüyorum. İnandığım bir başka konu da kesinlikle takımlarımızın başında Türk hocaların bulunması yönünde. Fatih Terim'in izinden yürüyecek, onunla yarışacak, rekabet edecek hocaların artması yönünde. Geçmişinden ders alan, inandığından ödün vermeyen, bilgisini sürekli artıran ve uygulama alanına koyan antrenörlerle Türk futbolunun Avrupa'da da söz sahibi olması kaçınılmaz olacaktır. Türk futbolcusu artık uyanmıştır. Kültür düzeyi ve profesyonellik anlayışı değişmiştir. Allah vergisi yeteneği de uluslararası platformda yerini bulmuştur. Bunu işlemek, hazırlamak, motive etmek yerli hocalara görev vererek yönetimlere de sorumluluk yüklemektedir.

Özetle artık geçmişten ders almalı, yanlışları yanlışlarla onarma yoluna gitmemeliyiz.

Şaibesiz ligler dileğiyle...



7 Mayıs 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED