|
|
|
|
İyi oldu, hem de çok iyi. Ben böyle söyleyince bazı Fenerli taraftarlar "Yahu neresi iyi oldu, Terim'in dönmesi ile Galatasaray gücüne güç kattı, sen neyi savunuyorsun" diye soruyorlar. Şunu savunuyorum: Terim bir yabancı kulübe, bir yabancı ülke futboluna hizmet edeceğine Türkiye'de kalsın, Galatasaray'a hizmet etsin; bu hem ülke futboluna yararlıdır, hem de biz futbol seyircilerine daha seviyeli, çekişmeli maçlar seyretme imkânını getirecek. İyi oldu, çünkü Terim "imparator" lakabının hâlesi içinde bir kez daha kendini isbatlamak zorunda kalacak; bu onu daha bir motive edecek. Terim hayranları meseleyi bir adım daha ileri taşıyorlar. Yani şu: Fatih Hoca'nın (Ve de üç yıldızı takan Galatasaray'ın) karşısında zaten kimse tutunamaz; bu çerçevede hoca ancak kendisiyle yarışabilir. I. Terim dönemi ile II. Terim dönemi'nin kıyası seyir-heyecan-kalite-başarı açısından hayli ilginç olacak. Terim'i bir nevi "ferdî sporcu"ya benzetiyorlar. Önceki yarışmada kırdığı rekoru, bakalım bu yarışmada tekrar edebilecek mi? Ardından süslü cümleler, hayranlık alametleri beliriyor: "İmparator yuvasına döndü. İnce koyu gözlükleri (Police?), hafif janjanlı takım elbisesi (Corneilani?), uçuk tek renkli kravatları (Valentino?) ile Mercedes'ten inip Florya'ya muzaffer bir giriş yapıyor. Eski askerlerini bir bir topluyor." Basında İtalya'dan pek çok şöhretli futbolcuyu Galatasaray'a getireceği belirtiliyor. Oysa Terim gerçekçi ve ihtiyatlı konuşuyor. Bazı isimlerin ortaya atılması çok sakıncalı diyor. Hani alacağız deyip taraftarın hissiyatını havalandırdıktan sonra o kişiyi transfer edemezseniz insanların duygularıyla oynamış olursunuz. Bu iyi değil diyor. Türkiye'nin ve Galatasaray'ın ekonomik şartlarını da gözönüne alarak "Ayağımızı yorgana göre uzatacağız" diyor. Ona göre Galatasaray için pek böyle "bomba transfer"den ziyade şunlar önemli: İlki Sergen'i istiyor. Bir nevi yarım Hagi sayılır çünkü. İkincisi Galatasaray'ın kanatlarında zafiyet var, kanatlar işlemiyor, buralara adam lazım diyor. Üçüncüsü "joker" tabiatlı, her mevkide görev alabilecek bir futbolcu istiyor. Bir de "atak" adam. Muhtemelen forvette kullanacak. Terim'in ifadeleri arasında Galatasaray'ı bir "dünya takımı" yapmak da geçiyor. Bildiğiniz gibi bir ara İstanbul için "dünya şehri" deniyordu; ama kangren olmuş binlerce meselesi ile İstanbul'un bu sıfatı yakalamasının zor olduğu anlaşıldı. Galatasaray'ın da netice itibarı ile bir Türk takımı olduğu; Türkiye'nin genel dertlerini taşıdığı su götürmez. Eğer Milli Takımımız Dünya Kupası'nda belirli bir başarı kazanırsa -meselâ en azından bir çeyrek final-, Galatasaray'ın (veya Avrupa kupalarına iştirak eden herhangi bir Türk takımının) bu sıfata ulaşması kolaylaşacak. Dünya'ya açılan yollar bu kapılardan geçiyor
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |