T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

D Ü N Y A

Dostum'un Auschwitz'i

Cenk Kalesi'ndeki korkunç katliama imza atan Dostum'a bağlı Şibirgan cezaevi Auschwitz gibi. AB delegesi Kleiber, "İnsanlar hayvan muamelesi görüyor, inanılmaz bir şey bu, korkunç" dedi.

Afganistan'a yönelik saldırılar sırasında binlerce sivilin ölümüne neden olan ABD ve müttefikleri, Taliban'ın iktidardan düşürülmesi sonrası uygulamalarıyla vahşi insan hakları ihlallerine imza atıyor. ABD-İngiliz özel timleriyle birlikte Cenk Kalesi'nde 21. yüzyılın en vahşi katliamlarından birini yapan Özbek General Raşit Dostum'un kontrolündeki Şibirgan cezaevinde tarihin en ağır insani trajedilerinden biri yaşanıyor. Binlerce Müslüman genci barındıran Şibergan cezaevi, inanılmaz yaşam koşulları ve ağır insan hakları ihlalleriyle Nazilerce Polonya'da kurulan Auschwitz toplama kampınndan hiç farklı değil.

"İnanılmaz bir vahşet bu..."

Afganistan'ı ziyaret eden AB delegesi Klaus-Peter Kleiber, kuzeyin en büyük kenti Mezar-ı Şerif'in güçlü ismi Raşid Dostum ile birlikte, resmi rakamlara göre 2 bin kadar Taliban üyesinin tutuklu bulunduğu Şibergan'a gittiğinde gördüklerini, "Burası Auschwitz'e benziyor" diyerek tanımladı. Kleiber, "İnsanların sırtlarında bir şey yok, hayvan muamelesi görüyorlar, çadırlarda üst üste yaşıyorlar, inanılmaz bir şey bu, inanılmaz. Mutfağı tasavvur edemezsiniz. Çorbayı karıştıranlar sanki hayaletti; korkunç" ifadesini kullandı.

Mahkumların çoğu öldü

Aralarında çocukların da bulunduğu binlerce Taliban üyesi, Ekim ve Kasım aylarında Kunduz'daki uzun çatışmalardan sonra yakalanmıştı. Bunlardan çoğunun öldüğü sanılıyor. Yüzlerce mahkumun hasta olduğunu, bunların başka bir bölümde tutulduğunu, diğerlerinin de daracık bir hücrede bulunduğunu belirten Kleiber, Pakistan kökenli Taliban üyelerinin serbest kalması için bir çaba bulunduğuna işaret ederek, ancak Peştu Afganlar için böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ve geçici Afgan hükümetinin stratejisini anlayamadığını söyledi.

"Onları düşünecek halimiz yok"

Dostum'un sözcüsü Feyzullah Zeki de Dostum'un mahkumları bırakmaya hazır olduğunu, ancak tehlikeli sayılanların içeride kalması garantisinin verilmesini istediğini ve birinci önceliğinin mahkumların değil, sivil halkın durumunu iyileştirmek olduğunu belirtti. Kuzeyin merkezi hükümetten hiç para almadığını söyleyen Zeki, "Çok az fon ve çok fazla acil ihtiyaç var, şimdi cezaevi için para istenecek zaman değil, bizim okul ve hastane için paraya ihtiyacımız var" diye konuştu.

 
Cenin kampına gitmedi
6 ay sonra Ramallah'tan ilk kez çıkan Arafat, önce Doğuş Kilisesi'ni ziyaret etti. Ardından Cenin ve Nablus'a giden Arafat, en vahşi katliamın yaşadığı Cenin mülteci kampını ziyaret etmedi.
FRANSIZLAR'I CIA MI ÖLDÜRDÜ?
Pakistan'da 11 Fransız'ı CIA'nın öldürdüğü iddia edildi. Ölen Fransızların, Pakistan'ın Fransa'dan aldığı denizaltıların teknoloji transferi üzerinde çalışması iddiayı güçlendiriyor.
TERÖRÜ BAHANE EDİP BASKIYI ARTIRIYORLAR
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), dünya hükümetlerini, terörizm bahanesiyle temel hakları sınırlamaya çalışmakla suçladı. Slovenya'daki konferansta, 50 ülkeden editör ve gazeteciler, bir ortak bildiri yayınlayarak, terörizme karşı açılan savaşın, bağımsız gazeteciliğe karşı bir savaşa dönüşmemesi için çağrıda bulundular. Bildiride, güvenlik kaygıları yüzünden, yerleşik demokrasiler dahil devletlerin bilgi akışına tehlikeli kontroller getirmeye çalıştıkları belirtildi. Medya özgürlüğüne karşı sürekli saldırıların gerçekleştiği ülkelerden İsrail, Nepal ve Filistin topraklarına özellikle dikkat çekildi.
14 Mayıs 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED