Filistin lideri Yaser Arafat, Aralık ayında İsrail tarafından Ramallah kentinden çıkışı yasaklandığından beri ilk kez kentten çıktı. İsrail'in yoğun saldırılarına maruz kalan Batı Şeria'nın kentlerini ziyaret etmek için çıktığı turuna 5 hafta İsrail kuşatması altında kalan Beytüllahim'deki Doğuş Kilisesi'ne gitti. Arafat, Beytüllahim'in ardından, İsrail ordusunun operasyonu sırasında en büyük yıkımın ve katliamın yaşandığı Cenin mülteci kampına geçti.

2 Nisan'da Filistinlilerin sığındığı kilise, 5 hafta İsrail askerlerinin kuşatması altında kalmıştı. Arafat, 200'den fazla Filistinlinin 39 gün kuşatma altında yaşadığı kilisenin altındaki mahzeni gezdi. Arafat'ın daha sonra da Rum-Ortodoks Kilisesi Patriği ile kiliseden çıktığı ve Milad Kilisesi'nin yanındaki Azize Catherine Fransiskan Kilisesi'ne girdiği kaydedildi.

Cenin'e gitti, kampa gitmedi

Filistin lideri, buradan sonra İsrail'in katliamları araştırması için BM heyetinin girişine izin vermediği Cenin'e gitti. Ancak Arafat, mülteci kampını ziyaret etmeden Cenin'den ayrıldı. Cenin milletvekili Cemal Şatti, Cenin mülteci kampındaki "düzensizlik" dolayısıyla Arafat'ın burayı ziyaretinin iptal edildiğini belirtti. Konu hakkında resmi bir açıklama yapılmadı.

Arafat, daha sonra Nablus kentini ziyaret etti. Beytüllahim, Cenin ve Nablus, İsrail'in Batı Şeria saldırıları boyunca en fazla çatışmanın yaşandığı kentler olma özelliği taşıyor. Cenin ve Nablus'ta yüzlerce Filistinli öldürülmüş, Cenin mülteci kampı haritadan silinmiş, onlarca insan enkaz altından çıkarılamadığı için hayatını kaybetmiş, binlerce Filistinli ise elleri ve gözleri bağlanarak Negev çölünde kurulan toplama kamplarına götürülmüştü.

Filistin liderinin Beytüllahim ziyareti öncesinde, kent yakınlarındaki bir Filistinli öldürüldü. Öte yandan, Batı Şeria'da Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde bulunan bir İsrail askeri üssüne sızan Filistinlinin de öldürüldüğü bildirildi. İsrail savaş uçakları ise dün Lübnan hava sahasını ihlal ederek yerleşim birimleri üzerinde uçtu.

AB: FİLİSTİN DEVLETİ TEK SEÇENEK

İsrail'de Başbakan Ariel Şaron'un lideri olduğu Likud Partisi, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını hiçbir zaman kabul etmeyeceği yönünde karar aldı. Partinin merkez komitesinde yapılan oylamada, bağımsız Filistin devletinin kurulması fikri reddedildi. Dışişleri Bakanı Şimon Peres, karara rağmen, İşçi Partisi'nin hükümetten çekilmeyeceğini söyledi.

Arafat: Oslo'nun inkarı

Filistin lideri Yaser Arafat ise, "Bu karar, Oslo ve Wye River anlaşmalarının yıkımı anlamına gelmektedir. İsrail Yahudi Devleti'nin yanında bu bağımsız Filistin devletine sahip olacağımıza inanıyorum" dedi. Filistinli müzakereci Saib Erekat, "Kaç tane Filistinli yarın, 'kaybedecek bir şeyimiz yok' diyerek uyanacak? Umarım bu karar, dünyanın kimlerle uğraştığımızı kavramasını sağlar" dedi. ABD yönetimi ise, Likud Partisi'nin kararına rağmen, Filistin devleti fikrini desteklediğini açıkladı.

AB, Filistin'i savundu

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana, "Herkes, barışa sadece Filistin devletinin kurulmasıyla ulaşılacağının farkında" derken İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, "Krizin çözümü için en geçerli yol bir Filistin devletinin kurulması olduğunu" söyledi.

AB dönem başkanı İspanya Dışişleri Bakanı Josep Pique, "Barışın sağlanması için Filistin devletinin kurulmasının tek çözüm" derken, İran ve Ürdün Likud'un kararını kınadı.