|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hece dergisi, Türk romanını zaman, sosyal vâkıalar, roman türleri, teknikleri ve yazarları gibi zaviyelerden tetkik ve tahlil eden bir sayı hazırlamış. Matbuâtın, kitabın, edebiyatın doğduğu, piştiği ve bereketlendiği mekân olarak akla hep İstanbul gelse de Ankara'dan da zaman zaman bir fikir ve san'at kaynağının fışkırdığı ve bütün memlekete yayıldığı, görülmemiş şeylerden değildir.. 6 yıldır yayınlanmakta olan Hece dergisinin, (ÖZEL SAYILARI) da bu çeşit mahsüllerden birisidir.. Bu defaki Roman özel sayısı lügat gibi, ansiklopedi cildi gibi kocaman bir kitap tam 840 sayfa.. Üç sayıyı birleştirmişler, Türk romanını çok çeşitli açılardan tetkik ve tahlîl eden, onu zaman, sosyal vâkıalar, roman türleri, roman teknikleri, roman yazarları, Batı ile roman alışverişi gibi zaviyeler bakımından enine boyuna didikleyen bir büyük kitap vücuda getirmişler... Kitabın bütün bölümlerini bir çırpıda okumak ve incelemek elbetteki mümkün değil.. Hattâ, içindeki birçok hükümlere ve değerlendirmelere katılmak da mümkün olmayabilir.. Fakat elinize alıp şöyle bir göz gezdirdiğiniz zaman anlıyorsunuz ki, bu kitap; ele aldığı konuya ciddiyetle yaklaşan hem ihlaslı, hem de hükümlerinde cesaretli ve sarih olabilen, çoğu genç kuşağa mensup edebiyatçılar tarafından hazırlanmıştır.. Kitabı dikkatle taradım, romanla ilgili inceleme ve değerlendirme yazıları tam 65 yazar ve edebiyatçı tarafından yazılmış.. Herbiri, romanı başka bir cepheden ele almış veya romana ait değişik bir konuyu incelemiş.. Eserin sonuna doğru 30 romancı ve edebiyatçı roman hakkında kısa beyanlarda bulunmuşlar.. En sonda da Türk romanları bibliyoğrafyası verilmiş (1872-2002 arası); Ertuğrul Aydın hazırlamış.. Ayrıca İlyas Dirin'in hazırladığı roman üzerine yayınlanmış telif kitapların listesi, tercüme kitapların listesi dercedilmiş.. Romancılar hakkında yazılan yazıların listesi, romancılarla yapılan konuşmaların listesi, roman sanatı hakkında yazılan yazıların listesi, bazı romanlar hakkında yazılan makaleler listesi, romana dair tertiplenen açık oturum ve soruşturmaların, romancılara ait özel sayıların listeleri, roman özel sayıları listesi gibi herbiri gayret ve emek isteyen bilgi öbekleri verilmiş.. Takdire ve tebrike lâyık.. Bu güzel eserin içindeki bölümleri burada bir bir saymanın imkânı yok. Biz dikkate değer bulduğumuz birkaç bölüme ait bazı tesbitlerimizi kaydederek eser hakkındaki sözümüzü noktalayalım: Romancı ve yazar Ahmet Kekeç, (Roman Özel Sayısı)na, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi demokrasi kesintilerinin Türk romanına, hangi romancıların hangi eserlerine, ne suretle yansıdığını münakaşa ve müzakere eden bir yazı yazmış.. Bunu yaparken, bu çeşit eser yazmış bulunan 21 romancıya âit eserlerin müsbet-menfî özelliklerini tesbit ve beyan ediyor.. Hiç şüphe yoktur ki görüşlerine iştirak eden de, etmeyen de bulunacaktır.. Ancak dikkati çeken birşey var ki, o da, fikirlerinin, elastikiyyetten uzak, kesin hükümler halinde ifade ve va'zedilmiş bulunmasıdır. Tenkid (eleştirme) namına mühim olan, lüzumlu olan da budur. Kekeç'in görüşlerini, Murat Belge, Fethi Naci, Berna Moran ve Tevfik Çavdar gibi münekkidlerin fikirleriyle mukayese ederek sevketmesi, ayrıca bir doğrulama ve sağlamlaştırma metodunu kullandığı izlenimi yaratıyor. (Roman Özel Sayısı)nda dikkati çeken bir başka yazı, tecrübeli edebiyatçı Necmeddin Türünay'ın, eski edebiyatımıza ait mesnevîlerin, hamselerin birer hikâye, hattâ roman sayılması gerektiğini ileri süren makalesidir.. Ona göre Tanzimatla beraber bizde başlayan roman tarzının, Hüsnüaşk, Leyla ve Mecnun, Ferhat ile Şirin, Köroğlu, Dedekorkud hikâyeleri ve hamselerle hikâye ve romanın esas mânâsı ve sağladığı bedîî zevk bakımından bir farkı yoktur.. Binaenaleyh "roman bize Batıdan gelmiştir" deyip durmanın bir âlemi yoktur..
Kitaba Orhan Pamuk'un da kısa bir yazısını almışlar.. Cümlelerinden anlaşılan odur ki, bu yeni romancımızın kafası bir hayli karışıktır.. Sebebi, mânâsı anlaşılamayan bir çok cümle, hattâ bozuk cümleler, acayip fikirler okuyanı şaşkına çeviriyor. Edebiyat, psikoloji, sosyoloji ve tarih vadilerinin klasik bilgilerine, geleneklerine uymayan tuhaf iddia ve hükümler.. Bu tuhaflık ve saçmalıkları bir başka yazıda delilleriyle objektif analizlerle tesbit etmek bir vazife olsa gerektir..
|
|
|
|
|
|
|