T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Övünmek gibi olmasın, ama...

Beyaz Saray açıklamasının yapıldığı akşam, bir dostum, "Gerçek çok kısa zamanda ortaya çıktı" dedi. Hiç durmadan şu cevabı verdim: "Bir de bana sor; dokuz ayda dokuz doğurdum."

Ülke çapında dağıtılan günlük gazetelerin sayısı daha fazladır, ama biz hesap kolaylığı olsun diye "10" diyelim. Her gazetede daha fazla köşe sahibi var, ama yine aynı sebeple hergün veya sık yazanların sayısını "20" ile sınırlayalım. Bu ikisini çarpınca ortaya çıkan 200 rakamını 30'ar günden oluşan sekiz ayın toplamıyla çarpın. 30 bine yakın bir yekün ortaya çıkıyor değil mi? Bir elin parmaklarını geçmeyecek nedrette yazarı bir tarafa bırakacak olursak, dünyayı sarsan 11 Eylül uğursuz saldırıları karşısında aynı telden çalan yazarların bu süre zarfındaki ürünlerinin sayısı işte bu. O yazılardan 11 Eylül'e ilişkin olanların hepsini çöpe atabilirsiniz...

Ben gazete patronu olsam, yazarlarımın 11 Eylül'e ilişkin yazılarının listesini çıkarır, yazı başına ödediğim toplam ücretten o yazıların karşılığı olarak verdiklerimi geri isterdim.

Sekiz ay boyunca neredeyse tek başına mücadele vermek epey ürkütücüydü. Bunca yıllık meslek hayatımda hiç bu kadar yalnız kaldığımı hissetmemiştim. Dünyanın her tarafındaki gerçek avcılarıyla hergün internette geçirdiğim birkaç saatlik birliktelik de olmasa, yalnızlığın sağırlaştırıcı etkisini daha fazla hissedecektim. İyi ki daha fazla uzamadı...

George W. Bush yönetiminin 11 Eylül saldırılarından önceden haberdar olduğu konusunda hiç kuşku duymadım. "Eğer gerçekten bir istihbarat zaafı yaşandıysa, CIA ve FBI'ın en tepe yöneticileri nasıl koltuklarını koruyor?" sorusu en baştan itibaren rehberim oldu. Eylemlerde kullanılan uçakların bağlı oldukları havayolları firmalarının hisselerinde tam da 11 Eylül öncesinde yaşanan hareketlilik, o bilgiye sahip olanların bazılarının açgözlü olduklarının işaretiydi. CIA ile irtibatlı yabancı istihbarat örgütlerinin, aylar öncesinden, "ABD dehşetengiz terör eylemlerine muhatap olacak" bilgisini Washington'a aktardıkları gazetelere yansımıştı zaten...

Yönetim de, dışarıya farklı bir yüz gösterse bile, davranışlarıyla 11 Eylül'ü bildiğini gösterir tarzda davranıyordu. 11 Eylül sabahı Orlando'da bir ilkokulu ziyaret eden George W. Bush eylemleri ânında izleyebilsin diye okula bir kapalı devre televizyon kurulduğunu iddia eden bile çıkmıştı. Bush'un kendisi, eylemden ilk nasıl haberdar olduğunu anlatırken, "İlk uçağın binaya saplandığını görünce, kendim de pilot olduğum için, 'Ne kötü uçak kullanıyor' tepkisini verdim" demişti. Oysa, 'ilk uçağın saplanışı' diye bir görüntü televizyon ekranlarına yansımadı; hepimiz ilk uçağın 'saplandıktan sonraki görüntülerini' izledik ekranlarda...

İşte size, "11 Eylül öncesi" ile ilgili bir haber. CBS televizyonunun internet sitesine girdiğinizde, 26 Temmuz 2001 tarihli (11 Eylül'den 1,5 ay öncesine ait) bu haberi bulabilirsiniz. Haberde, adalet bakanı John Ashcroft'un elinde oltası ve yemleri olduğu halde tatile gittiği anlatılıyor. Târifeli uçak yerine devletin özel jetini neden kullandığını merak eden CBS muhabiri Jim Stewart şu cevabı almış: "FBI'ın tehdit değerlendirmesi sonucu, adalet bakanı bundan böyle bütün seyahatlerine resmi uçakla gidecek..."

Bu eski haber hatırlatıldığında, adalet bakanlığı yetkilileri, "O tehdit değerlendirmesinin 11 Eylül türü bir eylemle ilgisi yoktu" diyorlar. Ancak, bu yalanlama da yalan. Bush'un ulusal güvenlik danışmanı, "Bize terör ihbarları gelmişti, ama uçakların bomba gibi kullanılacağını bilmiyorduk" diyor ya, o da yalan. Çünkü, Rus, Alman, İngiliz, Filipinler istihbarat örgütleri, CIA'ye, "Bomba gibi kullanılacak uçaklarla eylem yapılacağını" bildirip durdular...

Ulusal güvenlik danışmanı, adalet bakanı, Beyaz Saray sözcüsü, üç maymunları oynamaya devam etseler bile, gerçekler artık ortaya çıkmaya başladı. Her zaman, "Gerçeklerin mutlaka ortaya çıkmak gibi bir alışkanlığı vardır" derim ya, bu sözlerimi câhillerden oluşan Bush yönetimine kadar ulaştıramadım maalesef...

Eylül 1999 tarihini taşıyan, "Terörizmin sosyolojisi ve psikolojisi: Kim, niçin terörist olur?" başlıklı bir resmi raporda, "Al-Kaide örgütü militanları çok miktarda patlayıcı (C-4 ve Semtex) yükledikleri uçaklarla CIA ve Beyaz Saray'a saldıracaklar" yazılı. Şimdi, "Evet, bazı istihbarat bilgileri almıştık, ama uçakların bomba gibi kullanılacağını nereden bilelim?" diyenlerin elinde de bulunuyor iki yıl önceki o rapor...

Şu ana kadar bilinenleri yanyana yazalım: Bush yönetimi, Amerika'ya karşı 11 Eylül türü eylemler yapılacağını biliyordu. Ashcroft'un balık avına devlet uçağıyla gitmesinin gösterdiği gibi, eylemlerden şahsen zarar görmemek için, tedbir de aldı yönetim. Hedefin 'büyük' olduğundan da haberdardı. Bush'un o gün Washington'dan çok uzağa gitmesi, eylem tarihinin bile bilgileri dahilinde olabileceğini gösteriyor. "Havaalanları ve havayolu şirketlerini uyardık" dedikleri halde, şirket ilgilileri, "Öyle bir uyarı almadık" cevabını veriyorlar. Bazı istihbarat örgütleri, sonradan "Eylemci" diye ilân edilenlerden bazılarının adlarını bile bildirmişler Bush yönetimine; ilgi görmemişler...

Çok uzun ve ürkütücü bir sekiz aydı; ama her ânından keyif aldım.


19 Mayıs 2002
Pazar
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED