Ersun Yenal sonunda Gençlerbirliği'ne geçti.

Geride bıraktığımız sezonun ortalarında Fenerbahçe, daha sonraları Beşiktaş ve Trabzonspor'dan teklif alan "Süper ligin" vitrinindeki Teknik Direktör sonunda, Ankara'da kaldı.

Verdiği karar, hayırlı olur.

Ben Ersun Yenal'ı, dalında olgunlaşmaya başlayan meyva olarak görürdüm.

Her şeyi futboldu. Çağdaş bir kafa yapısına sahipti.

Futbolcularının hafta içindeki çalışmalarını tek tek değerlendirip, sahaya sürerdi. Bir hafta önce mükemmel oynayıp, golleri sıralayan futbolcusunun, bir sonraki hafta içindeki çalışmasındaki performansını iyi bulmadığı zaman, kadro dışı bıraktığını bilirim. Hatta bu konuda "falanca futbolcun geçen hafta çok iyi oynadı ve gol attı. Neden bu hafta oynatmıyorsun" diye de feryat ettiğimiz çok oldu.

Sonradan öğrendik ki, hafta içi performanslara göre futbolcularını değerlendirirmiş.

Bunu gerçekleştirdiği için, geçen sezon Ankaragücü flaş takım oldu.

Buraya kadar tamam.

Ama...

Ersun Yenal'ın arkasında da kuvvetli bir yönetim kurulu vardı. 7 hafta üst üste "sıfır" puanla görüntü veren Ersun Yenal'ın arkasında, Ankaragücü yönetimi aslanlar gibi durdu. Her oku göğüslerine siper ettiler.

Aynı düşünceleri Gençlerbirliği yöneticileri ve bilhassa İlhan Cavcav'ın gerçekleştireceğini zannetmiyorum.

Bu konuları erken gündeme getirdiğimi de biliyorum.

Bilirken de, İlhan Cavcav'ı da çok yakından tanırım.

İşler iyi gitmediği zaman, bir üst kattan odacı vasıtasıyla gönderilen takım kadrosu, Ersun Yenal'ın eline geçtiğinde, bu başarılı Teknik adamımızın, durumunu şimdiden düşünmek bile istemem.

Bu konuda erken düşündüğümü tekrar ediyorum.

İnşallah ben yanılırım.

GÜRAY SOYSAL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu