T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

RTÜK tartışmaları kitaplaştı

Gazeteci Bilal Çetin, RTÜK Kanunu'nun hazırlanmasından Meclis'te kabul edilmesine kadar gelişen olayları 'Kod Adı: RTÜK' adlı kitabında topladı.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmesine rağmen RTÜK Kanunu Meclis'te yeniden kabul edilirken, RTÜK Kanunu etrafındaki medya-siyaset ve ticaret tartışmaları kitaplaştırıldı. İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan RTÜK Kanunu'na karşı olması nedeniyle tasarıya imza atmadığı Tantan'ın yerine ise DSP'li Hüsamettin Özkan'ın tasarıya imza atığı ortaya çıktı. Kitapta Nuri Kayış 'RTÜK'ün Don Kişot'u olarak nitelendiriliyor.

Gazetemizin Parlemanto Muhabirlerinden Bilal Çetin'in kaleme aldığı "Kod-Adı: RTÜK" isimli kitap yayınlandı. Arşiv Kitapları tarafından yayınlanan kitapta RTÜK Kanunu'nun hazırlanması, Anayasa Komisyonu ve Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşülmesi aşamalarında yaşanan ve perde arkası bazı olaylara yer veriliyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 16 sayfalık RTÜK'ün veto gerekçeleri kitabın sonunda ek olarak verilirken, RTÜK Başkanı Nuri Kayış ile Yerel Televizyon Birliği'nin milletvekilerine gönderdiği mektuplara yer veriliyor.

13'ün laneti

Kod Adı: RTÜK kitabında RTÜK Tasarısı'nın hazırlanması sırasında yaşanan olaylara yer veriliyor. DSP İstanbul Milletvekili Erol Al'ın, tasarının hazırlanması öncesinde İstanbul'da bazı televizyonların merkezlerini tek tek dolaşarak tasarıda yer alması istenilen hususların kendisine bildirilmesini istediği belirtiliyor.

'13'ün Laneti' başlıklı bölümde RTÜK Kanunu'na 13 bakanın imza atmadığı belirtilirken, İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan'ın da imza atmayan bakanlar arasında yer aldığı ve Tantan'ın yerine DSP'li Hüsamettin Özkan'ın imza attığı yer aldı. Kitapta "Sadettin Tantan'ın, RTÜK Kanunu'nun değişmesine karşı olduğu için tasarıya imza atmak istemediği kulislerde konuşuluyordu" deniliyor.

RTÜK Kanunu'na karşı çıkanların nasıl bedel ödedikleri de kitapta anlatılıyor. Anayasa Komisyonu eski Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır'ın RTÜK Kanunu'na karşı çıkmasının bedelini komisyon başkanlığından, Sadık Yakut'in ise Anayasa Komisyonu üyeliğinden alınarak ödediği anlatılıyor.

FP ve Ilıcak, bedel ödedi

RTÜK Kanunu'na Meclis'te en sert muhalefet yapan Fazilet Partisi ile Nazlı Ilıcak'ın da bedel ödedikleri, RTÜK Kanunu'na karşı çıkması nedeniyle Fazilet Partisi'nin kapatıldığı, Nazlı Ilıcak'ın milletvekilliğinin düşürüldüğü aktarıldı.

DYP lideri Tansu Çiller'in RTÜK Kanunu'na örtülü destek verdiği, RTÜK Kanunu aleyhine konuşmak isteyen eski DYP'li Meral Akşener'e söz verilmediği, AK Parti'ye geçen Hüseyin Çelik'e ise Çiller'in tepki gösterdiği anlatılıyor.

RTÜK Kanunu'na karşı Murat Sökmenoğlu'nun tepkisine de yer verilen kitapta Sökmenoğlu'nun yakın çevresine, "Beni Ali Ilıksoy ile karıştırıyorlar. Ali Ilıksoy onların istediklerin yapıyor. DYP'linin vefat etiği görüşmeler sırasında 'Ali okut, oylat' notu üzerine okutup oylattılar. Ama olanları gördüler. Ben Ali değilim" dediği aktarılıyor.

 
Hasta oğul acısıyla..
Oğlu için çırpınan bir babanın yaşadıklarını konu alan John Q.'da Oscar ödüllü oyuncu Denzel Washington'a Robert Duvall, Anne Heche, James Woods eşlik ediyor.
70-80 arası ortak dil Pankart'la sergileniyor Karşı Sanat Çalışmaları 1 Mayıs-11 Haziran tarihleri arasında "Pankart"adlı sergi ile Türkiye resminin yakın dönemine ışık tutmayı amaçlıyor. Sergi cumhuriyet tarihinin en çalkantılı dönemi olan 1970-80 arasındaki on yılı konu alıyor. Bu dönemin başını ve sonunu belirleyen iki askeri darbe etkisi nedeniyle, ülkemiz sanatçılarının 'kendi ideolojisi' doğrultusunda dışarıda ve içeride yaşanan gerçekliğe dayanarak geliştirdikleri sanat dili sorgulanıyor. Sergi yaşanan gerçekliğe toplumsal sorumlulukla yaklaşan, sanatında dile getirdiği söylemi davranış olarak da benimseyen sanatçıların o dönemde ürettikleri yapıtlarda bulmaya çalıştıkları "ortak dil" arayışının tarihsel sürecini gözler önüne seriyor. Bu anlamıyla sadece sanatsal değil aynı zamanda sosyolojik bir bakış açısı da sunan "Pankart 78" içinde bulunduğumuz post modern çağ ve yeni bir ideoloji olarak görülen "popülerizm" ile 1970-80 dönemindeki düşünce ve yaşam biçimi arasında bir karşılaştırma fırsatı yaratıyor.
20 Mayıs 2002
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED