T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
3 yılda nasıl batırdık şu koskoca ülkeyi

Bugün 28 Mayıs 2002. Ecevit'in 78'inci doğum günü, hükümetin ise 3'üncü kuruluş yıldönümü. Bugün saat 13.00 de Başbakan Ecevit, televizyonların canlı yayınıyla ulusa seslenerek, rahmetli Turgut Özal'ın başlattığı "İcraatın İçinden" programını anlatacak.

Ecevit, muhtemelen "Uyum içersinde giden bir koalisyonla ülkeyi esenliğe çıkardık. Bu üç yılda, yaklaşık 400 yasa çıkardık. 120 genelge, 4 binden fazla kararname yayınladık." falan diyecek.

Zaten hükümetin 3 yılı, Türkiye için sanki 300 yıl gibi geçti. Bu üç yılda 10 bakan değişti. Ekonomi, IMF emrine verilerek Kemal Derviş'e bağlandı. Bakanlar Kurulu yaklaşık 100 kez toplanıp, IMF'nin istediği yasaların çıkarılması için ter döktü.

Ecevit bu üç yıl içersinde 300'den fazla konuda "içime sindiremiyorum" dedi. Sindirim sistemindeki rahatsızlık giderek bütün vücuda yayıldı ve Başbakan Bülent Ecevit bu üç yıl içersinde, iki kez "çok ciddi" rahatsızlık geçirdi.

"Uyum içersindeki koalisyonun" ortakları arasındaki "şiddetli uyumsuzluk" nedeniyle, Bakanlar Kurulu toplantısı kadar "liderler zirvesi" yapıldı. Başbakan Bülent Ecevit'in say say bitmez rahatsızlıkları nedeniyle, belki de dünyada ilk kez "liderler zirvesi" hastane odasında yapıldı. Sanırım bu toplantı Guinness rekorlar kitabına, "bu kadarı da olmaz" başlığıyla geçecektir.

Bugün 28 Mayıs 2002, Başbakan Ecevit'in 78'inci doğum günü. "Bugün 28 Mayıs 2002, Demirbank hayırlı işler diler" diyen reklam artık yapılamıyor. Bu hükümetin icraatlarından biri de yılların Demirbank'ını batırmak ve "üç kuruşa" İngilizler'e satmak oldu.

Bugün hükümetin 3'üncü kuruluş yıldönümü. Bu hükümetin "beceriksizliği" yüzünden Türkiye "dünyanın en borçlu ülkesi" oldu. Sanayi kuruluşları battı. Milyondan fazla kişi işsiz kaldı. İlk kez bu hükümet döneminde "nitelikli" insanlar da işsiz kaldı. Bir gecede Türk halkı yüzde 60 fakirleşti. İnsanların "gelecek umudu" yok oldu. Geleceği karamsar gören, kendilerine bir "ufuk" bulamayan gençlerde "intihar vakaları" arttı.

Bu hükümetin 3 yılında Türk halkı, "tarif edilmez acılar" içersinde kaldı, ama hükümet mensupları bunun farkına varamadılar.

IMF'den gelen 9.1 milyar dolar borç ödemesi olarak yine IMF'ye gitti

Bu hükümetin 3 yıl içersinde yaptıklarından birini, geçenlerde, İmedya haber sitesinden öğrendim. Orada "çok ilginç" bir bilgiye ulaştım. Okuyunca siz de şaşıracaksınız. Bu, Kemal Derviş'in bir milletvekilinin sorusu üzerine, "IMF kredileri" ile ilgili verdiği yazılı bir bilgi. Okuyun ve ne hallere düştüğümüzü görün.

  • IMF'den sağlanan kaynaklar doğrudan istihdam ve üretimi artırmaya yönelik olmayıp, uygulanan ekonomik politikaların sürdürülmesi içindir. (borç alıp, borç ödenebilmesi için)

  • IMF'nin verdiği kredi, dünyada kullanılan en pahalı kredi. Normal faize 200 baz puan eklenmiş.

  • Kredinin faiz ödemeleri 3 ayda bir olacak. Ödenmezse faize faiz uygulanacak. Üstelik faizler çekiş dilimlerine göre haftalık hesaplanıyor.

  • Türk bankalarının, vatandaşın döviz mevduatından 20 milyar dolar kaynağı var. Bu kaynağı Hazine kullanamayacak. (Türk bankaları bunu çok düşük faizle yabancı bankalara satıyorlar. Yani Türk vatandaşının dövizi, düşük faizle yabancılara kredi olarak veriliyor.)

  • Alınan kredinin 6.2 milyar doları IMF'ye olan borçların ödenmesinde hemen kullanılmıştır. (Yani bu para tekrar geriye gitti.)

  • Bu kredinin 3.5 milyar doları Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na devredilen bankaların açık pozisyonlarının kapatılması için Merkez Bankası'na aktarılmıştır. (Yani banka batıran patronların borçları ödenmiş.)

    IMF'den alınan kredinin şartları bunlar. Bu bilgiler Kemal Derviş imzasıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, bir milletvekilinin sorusu üzerine yazılı olarak açıklanmış bilgilerdir.

    Bu bilgilerden çıkan sonuç: IMF kredileri ile Türk ekonomisinin kaynak üretme kabiliyeti yaratılamamıştır. Üretim ve işsizlik için bu kredi bir çare olamamıştır. Sadece Türkiye eski kredilere nazaran, daha pahalı kredilerle borcunu erteleyebilmiştir. En önemlisi bu kredileri alabilmek için, IMF'nin bir şartı gereği Türk vatandaşlarının 20 milyar doları dış bankalarda yabancılara düşük faizle kredi olarak veriliyor.

    İşte IMF'nin hükümete imzalattığı kredinin şartları. Kapitülasyonlarda bile bu kadarı yoktu.


  • 28 Mayıs 2002
    Salı
     
    CAN AKSIN


    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED