T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A

Krizler hükümeti

3 yılını, birçoğunu kendi çıkardığı krizlerle geçiren hükümet, Türkiye'yi de tarihinin en büyük krizine sokmayı başardı.

DSP-MHP ve ANAP tarafından kurulan 57. hükümet üçüncü yılını doldurdu. Hükümetin üç yılı da, birçoğu kendi aralarında çıkan krizlerle geçerken, ortaklaşa uyguladıkları ekonomik politika ve Başbakan Ecevit'in bazı tavırları nedeniyle ülkeyi tarihinin en büyük krizine sokmayı başardılar.

ANASOL-M, siyasetin itibarını da en alt düzeye indirdi; sivil siyasetin hareket alanını kendi eliyle daralttı. Yasama mekanizması, daha çok IMF ve AB talepleri doğrultusunda çalıştırıldı.

MHP KRİZİ: Ecevitler ilk krizi hükümeti kurarken çıkardılar. Hükümeti kurma görevi alan Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit'in MHP ile ortaklığı sindirmesi zaman aldı. Eski defterlerin açılması ve MHP'ye yönelik "değişti-değişmedi" tartışmalarına MHP "uyum" gösterdi ve hükümet DSP-MHP-ANAP ortaklığıyla kuruldu.

ÖCALAN KRİZİ: Başbakan Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Yılmaz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki dava sonuçlanana kadar idam kararının Başbakanlık'ta bekletilmesini istedi. MHP ise idamın hükümetten geçip Meclis'te beklemesi için ısrar etti. 12 Ocak 2000'de toplanan liderler zirvesinde "idam dosyası Başbakanlık'ta bekletilsin" kararı alındı.

CUMHURBAŞKANLIĞI KRİZİ: Demirel'in görev süresinin uzatılmasını sağlayacak 5+5 formülü ortaklar arasında tartışmaya neden oldu. DSP, Demirel'in süresinin uzatılmasını desteklerken, ANAP karşı çıktı. Reddedileceği anlaşılan Anayasa değişikliği paketi geri çekildi.

YÜCE DİVAN KRİZİ: ANAP lideri Yılmaz hakkında, SEKA arazisinin Ford otomobil fabrikasına devredilmesi kararı nedeniyle açılan soruşturmada, MHP'liler komisyon aşamasında Yılmaz'ın Yüce Divan'a gitmesi yönünde oy kullandılar. ANAP, MHP'ye rest çekti ve MHP'liler TBMM Genel Kurulu'nda Yılmaz lehine oy kullandılar. Yılmaz 'aklandı'.

KHK KRİZİ: İrticai ve bölücü eylemlere karışan memurların işten çıkarılmalarını kolaylaştıran kanun hükmünde kararname, Cumhurbaşkanı Sezer tarafından iki kez geri gönderildi. Ecevit, Sezer'i "rejimi tehlikeye sokmakla" suçladı. Bahçeli ve Yılmaz da Sezer'i eleştirdiler. Hükümet Meclis'ten destek alamayacağı için, konuyu Meclis'e gönderemedi, geri adım attı.

AF KRİZİ: Liderler birçok af taslağı üzerinde çalıştı. Sonunda çıkan affı ise kimse benimsemedi. MHP'liler "teröristler bırakılmasın" derken, DSP'liler de "eski MHP'liler bırakılmasın" tavrını takındılar. Cumhurbaşkanı Sezer yasayı geri gönderdi, ancak hükümet ısrar etti. Sezer, ikinci kez önüne gelen yasayı imzaladı.

MGK KRİZİ: Milli Güvenlik Kurulu'nun 19 Şubat 2001'deki toplantısı 10 dakika sürdü. Yolsuzlukla mücadele konusunda Cumhurbaşkanı Sezer'in eleştirilerine hedef olan Ecevit, toplantıyı terketti. Ecevit, "Sezer'in, kendisine Anayasa kitapçığı fırlattığını, MGK'yı arenaya çevirdiğini", "zaten sık sık hükümetin icraatını da engellediğini" açıkladı. Piyasalar alt üst oldu, kriz bir daha düzelmemek üzere derinleşti.

İDAM KRİZİ: MHP'ye rağmen idam cezalarının alanının daraltılması ANAP'ı tatmin etmedi. ANAP ve DSP, idamın tamamen kaldırılmasını istiyor ve bunun AB için şart olduğunu dile getiriyor. Kriz sürüyor.

KÜRTÇE YAYIN VE EĞİTİM: MHP, ANAP'ın AB'yi göstererek daha fazla taviz istediğini düşünüyor ve "Bizi değil AB'yi ikna et" diyorlar. ANAP, yine AB'yi gerekçe göstererek, Kürtçe yayına izin verilmesini istiyor. MHP ise şiddetle karşı çıkıyor. Bu kriz de halen sürüyor.

TELEKOM KRİZİ: Telekom'un özelleştirilmesi ve Telekom Üst Kurulu'na yapılacak atamalar ortaklar arasında üç kez krize neden oldu. Telekom Yasası'na rest çeken MHP'li Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'le sert tartışmalara girerken, bunun bedelini istifa ederek ödedi.

3 yılın özeti

  • 18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP 136, MHP 129, (kapatılan) FP 111, ANAP 86 ve DYP 85 milletvekili ile TBMM'ye girdi.

  • Ecevit, DSP, MHP ve ANAP 28 Mayıs'ta hükümeti kurdu.

  • DSP'li ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay, 6 Temmuz 1999'da tabanca ile evinde intihar girişiminde bulunduktan sonra istifa etti.

  • ANAP'lı Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik, 6 Mayıs 2000'de, Başbakan Ecevit'in tutumu nedeniyle istifa etti.

  • MHP'li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu, Çankaya için aday olunca, önce MHP'lilerin saldırısına uğradı, 8 Mayıs 2000'de de görevden alındı.

  • 2001 Şubat krizinden sonra Ecevit, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'i Türkiye'ye çağırdı. Derviş, 3 Mart'ta Devlet Bakanı oldu.

  • ANAP'lı Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, "Beyaz Enerji" soruşturması üzerine, 27 Nisan 2001'de istifa etti.

  • ANAP'lı Devlet Bakanı Yüksel Yalova, IMF'ye verilen niyet mektubunu eleştirdiği için Ecevit'in isteği üzerine 31 Mayıs 2001'de istifa etti.

  • İçişleri Bakanlığı görevinden alınan Saadettin Tantan partiden ve bakanlıktan istifa etti.

  • MHP'li Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, yolsuzluk iddiaları üzerine 5 Eylül'de istifa etti.

  • MHP'li Devlet Bakanı Abdulhaluk Çay, izinsiz Türk Kurultayı yaptığı için 24 Aralık 2001'de azledildi.

  • Kasım ve Şubat krizlerinden sonra bir esnaf yazarkasasını Ecevit'e fırlatırken, kendini yakmak isteyenler ve kendisini demirlere zincirleyenler ve petrol tankeri ile Başbakanlık'a gelenler birbirini izledi. Başbakanlık civarında yollar trafiğe kapatıldı.

  • TBMM'ye gönderilen 400'e yakın yasa tasarısından çoğu yasalaştı. 58 KHK çıkarıldı, 4 bin 293 kararname yayınlandı.

  • Önce Renault Safrane marka makam aracı kullanan Ecevit, sonra Hyundai marka zırhlı limuzinde karar kıldı.

  •  
    Meclis'te transfer kulisleri
    MHP, DSP'yi geçmek için yeni transferler bekliyor. Bayar da DTP'yi Meclis'e sokmak istiyor.
    'Allah bugüne nasip etti'
    ANAP vitrin peşinde ANAP, Kemal Derviş, Celal Doğan, Sami Selçuk, İbrahim Tatlıses, Rıdvan Dilmen ve Prof. Işıkara'yı markaja aldı.
    RTÜK incelemesi bugün
    Anayasa Mahkemesi, RTÜK Yasası'nın yürürlüğünün durdurulması istemiyle ilgili ilk incelemeyi yapacak.
    Ecevit, 'İyiyim, görevimin başındayım' dedi ama...
    Kıbrıs ve AB MGK'ya geliyor
    Kıbrıs ve Türkiye'nin AB üyelik süreci devletin zirvesinde ciddi sorun olarak duruyor. Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı iki ayrı raporda Kıbrıs'taki görüşmelere işaret edilerek, Kıbrıs Rum Kesimi'nin çözümü zorlaştırıcı tezler ileri sürmesinin Kıbrıs görüşmelerini tıkadığı belirtiliyor. 2001 yılı sonunda başlayan Kıbrıs müzakerelerinde 5. tur görüşmeleri yapılırken tarafların Haziran ayı sonuna kadar bir sonuç almaları bekleniyor. Kıbrıs görüşmeleri sırasında Genelkurmay Başkanlığı'nın üzerinde hassasiyetle durduğu üç konu bulunuyor. Bunlar yetki, toprak ve eski mal sorunu. Görüşmelerde adada eşitlik ilkesini kabul etmeyen Kıbrıs Rum Kesimi ayrıca KKTC'nin elinde bulundurduğu bazı toprakları istiyor. Genelkurmay tarafından tepki ile karşılanan bu teze göre Rumlar, Kıbrıs Türk Barış Gücü'nün kullandığı bina ve arazileri de istiyor. Rum Kesimi'nin bu tutumu üzerine maddeye ilişkin görüşmeler donduruldu. Bu arada 30 Mayıs Perşembe günü yapılacak olan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında AB konusu ağırlıklı olarak ele alınacak. AB konusundaki asıl zirve ise 7 Haziran 2002 tarihinde Cumhurbaşkanı Sezer'in başkanlığında gerçekleşecek.
    Baykal: Gündemimiz SHP değil CHP
    CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "CHP, Türkiye'nin sorunlarını çözecek partidir" dedi. İzmir'de, gazetecilerin sorularını cevaplayan Baykal, Murat Karayalçın liderliğinde kurulan Sosyal Demokrat Halk Partisi'ne ilişkin bir soruy üzerine, CHP'yi iktidara taşımaya çalıştıklarını kaydederek, CHP'nin Türkiye'de "büyüyen ve Türkiye'nin sorunlarını çözecek temel siyasi parti" olarak iktidara yürüdüğünü iddia etti. Baykal, "Türkiye'nin ve bizim gündemimiz budur" dedi. "Hükümet, sınıfta kaldı mı, geçti mi?" sorusu üzerine Baykal, en kısa zamanda hükümetin hatta parlamentonun yenilenmesinin zorunlu hale geldiğini söyledi.
    Sezer'den Paker'e teşekkür
    Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Atatürk'e ait mektup ve belgeleri, Cumhurbaşkanlığı Arşivi'ne bağışlayan işadamı Can Paker'e teşekkür etti. Sezer, Türk Henkel Kimyevi Maddeler Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker'in, Atatürk'e ait mektup ve belgeleri Cumhurbaşkanlığı Arşivi'ne bağışlaması konusunda yazılı bir açıklama yaptı. Paker'in, "Atatürk'ün mektuplarını doğru adresi neresiyse oraya vermek istiyorum" dediğini hatırlatan Sezer, Paker'in söz konusu mektupları ve diğer belgeleri Cumhurbaşkanlığı Arşivi'ne bağışladığını bildirdi.

    28 Mayıs 2002
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED