T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Globalizim sizin olsun ama ütopyalarımıza dokunmayın!

Artık nereye gittiğinden bir türlü emin olamadığım bu acayip dünyanın ortasında yapayalnız kalmış gibiyim sanki... Bu kadar saçma sapan bir dünyada, çok önemliymiş gibi önümüze sunulan, üzerine "globalizim" etiketi yapıştırılmış "zerzavat" işlerle uğraştığım için kendimi aptal gibi hissediyorum.

Dünyaya nizamat vermekle yükümlü olduğuna inanan bilumum krallar ve kralcıklar için her şey çok önemli bu dünyada... Ancak insan ve insani değerler hariç...

Bu yüzden, globalleşmeden demokrasiye, "özgürlük" sloganlarından "insan hakları" masallarına kadar birçok palavrayla uğraşmak zorunda kalıyoruz her gün...

Oysa, ne globalleşmeye ne de demokrasiye karşıyım, ama özgürlüklerin ve insan haklarının katledilmesine de dayanamıyorum.

Eğer, Usame Bin Ladin ve adamlarından oluşan üçbeşbin kişiyi yakalamak için koskoca Afganistan'ı bombalamanın ve yüzlerce çocuğu katletmenin adı globalizim ise istemem onu "küresel talibanlar"a verin...

Eğer, Filistin'de çocukları katleden, evlerini masum halkın başına yıkan İsrail terörü globalizmin bir göstergesiyse, istemem bu "haydutluğu" George dabılyu Bush'a ve "savaş suçlusu" Şaron'a hediye edin.

Şimdi Amerika'da ve tüm demokratik dünyada sanki demokrasinin sonbaharı yaşanıyor... Çünkü, dünyanın içine sokulduğu yeni "küresel kavşak"ta kitaplar, filmler, düşünceler yasaklanıyor, insanlar "güvenlik" gerekçesiyle etiketleniyor. Hani globalizim özgürlük demekti?

İşte bu yüzden, globalizmin aptalca bir kavram olduğuna ve kesinlikle insanları aptallaştırmak için kullanıldığına inanıyorum.

Biliyorum bu aptallık işi, dünyadaki "global 28 şubat"a ağzının suyunu akıtarak bakan, "28 Şubat"ı bir "halk devrimi" olarak tanımladığı için büyük bir keşif yaptığını zanneden bazı "zerzavat yazarlar"ın hiç hoşuna gitmeyecek.

Gerçi onlar için, kendi zekalarıyla dünyanın farkında olmak değil, "global masallar" adına kullanılıyor olmak bir meziyet zaten...

Kim ne derse desin, ben bu dünyada yaşıyorum ve "insan" gibi "insan" olmak istiyorum.

Bu yüzden, insanı yoksayan ideolojileri de, "kan" üzerinde yükselen bütün "global haydutlukları" da sorgulamanın insani bir görev olduğuna inanıyorum.

Çünkü, özgürlüklerin ve hakların çiğnenmesi pahasına kurulacak "yeni küresel dünya", olsa olsa "global" bir "diktatörlük" olabilir ancak...

Global diktatörlüklerinizi alın ama aşklarımızı ve ütopyalarımızı bize geri verin... Kimsenin global ahmaklığına karışmayız, hatta global diktatörlükleri gördükçe ağzının suyu akan bütün zerzavatlara da bir sözümüz olamaz, yeterki ütopyalarımıza karışmayın...

Hemen, "bu küresel çağda ütopyalara yer yok" diyerek özgürlüklerimizin önünü kesmeye çalışmayın... Bilin ki, ütopyaların ve aşkların olmadığı bir dünya acayip sıkıcı bir dünya olur.

Bir an için, kaleydeskopik, şekilden şekile girebilen, olabildiğince ölümlü, tüm sözlerin ve kuralların eriyip gittiği, dilin patlayarak anlamın, politik olanın, tabu olanın ötesindeki çığlıklara dönüştüğü bir alemde seyretmenin kime ne zararı olabilir ki...


6 Ocak 2001
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED