T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

Anadolu'nun deli yürekleri

Anadolu'daki yüzlerce halk kahramanından biri olan Seyrek Basan hayatı boyunca halkı haraca kesen çetelerle mücade etmiş. Bir kıza aşık olan Seyrek Basan'ın sonu ise hazin bir şekilde öldürülmek olmuş...

Başrolünü Kenan İmirzalıoğlu'nun oynadığı Deli Yürek dizisindeki "Yusuf Miroğlu" benzeri çok sayıda halk kahramanının efsanesi Anadolu'da yıllardır dilden dile dolaşıyor. Bunlardan biri olan Seyrek Basan da, Köroğlu gibi fakire, fukaraya, kimsesize, düşküne yardım eden ancak yöneticiler ve zenginler tarafından "eşkiya" olarak görülen bir kahraman.

Seyrek Basan Efsanesi Antalya'nın Akseki ve Konya'nın Ahırlı ilçelerinin bulunduğu bölgede 200 yıldır kuşaktan kuşağa anlatılıyor. Seyrek Basan'ın asıl adı Mustafa'dır.

Uzun boylu olması, büyük adımlar atması ve normal bir kişinin yürüyerek 2 saatte gittiği yolu bir saatte aldığı için Mustafa'ya bölge halkı "Seyrek Basan" adını yakıştırmışlar. Anlatılanlara göre; 16-17 yaşlarındayken ak sakallı bir ihtiyar Mustafa'nın yanına gelip, ona bir muska verir ve "Bundan böyle yaşadığın sürece kimsenin malına, namusuna göz koymaz, kimseye kötülük yapmazsan bu muskanın gücü sayesinde sana kurşun işlemeyecek" dedikten sonra kaybolur.

Tılsımlı aba onu korur

Bu olaydan sonra girdiği çatışmalarda Seyrek Basan'ın, üzerindeki normal aba yanar dönerli parlak bir elbise haline alıp, kurşun geçirmez olurmuş. Seyrek Basan'ın bu özelliği bölgede yayılmaya başlar. O dönemde Antalya yöresine hakim olan bir efe pazara gelen halkın mallarına elkoymaya başlar. Halkın yardım istemesi üzerine Seyrek Basan, halkla birlikte Akseki'ye dogru yola koyulur.

Akseki dağlarında önlerine efenin adamları olan 9 eşkiya çıkar. Seyrek Basan hepsini öldürür ve silahlarını alır. Bir süre sonra Akseki pazarına gelirler, halk getirdikleri ürünleri sergilerken, efenin adamları gelir ve pazardaki ürünleri almak ister. Seyrek Basan gelirken öldürdüğü eşkiyaların silahlarını efenin adamlarından birine gösterir ve "Git efene söyle; bugüne kadar aldiğınız mallar hemen buraya gelmezse iki günde Antalya'yı ve Akseki 'yi başınıza yıkarım" der. Adamının söylediklerini duyan efe, Akseki Pazarı'na gelerek Seyrek Basan'a, "Ben seni gökte ararken yerde buldum" der ve halkın mallarını tekrar verir. Seyrek Basan kötülerin düşmanı, iyilerin dostudur, zorda olan herkese yardım eder, en çok da yoksulları korur. Halk tarafından çok sevilen Seyrek Basan, her geçen gün daha da ünlenir.

Bugün Konya'nın ilçelerinden olan Ahırlı'da, o günlerde kurulan pazarlarda zengin Ermeniler mal satarmış. Ermenilerin mallarına elkoyan Seyrek Basan'ın, bu malları fakirlere, ihtiyaç sahiplerine dağıtması Ermenilerin düşmanlığını kazanmasına neden olur. Ermenilerin dışında zenginler de Seyrek Basan'a düşmanlık beslemeye başlar.

Çeteleri temizler

Bir sorunu olan halk Seyrek Basan'dan yardım istemeye başlar. Bir süre İzmir'e giden Seyrek Basan burayı Rum eşkiyalardan ve Ermeni çetelerdan temizler. Uzun bir süre sonra tekrar memleketine dönen Seyrek Basan, giderken çok sevildiği yörede beddualarla anılmaya başladığını görür.

Aşkı sonunu hazırlar

Tekrar memleketinde yaşamaya başlayan Seyrek Basan, Gökçe adlı bir kıza gönlünü kaptırır ve kızı babasından istetir. Ancak kızın babası, kızının hasta olduğunu söyler ve "Benim kızım Seyrek Basan'a yaramaz" der. İllede "o kızı isterim" diyen Seyrek Basan, bir gün kızın karşısına çıkar ve "Neden beni istemedin?" diye sorar. Zor durumda kalan kız, hasta olduğunu kanıtlamak için sol göğsünü Seyrek Basan'a gösterir. Evine dönen kız olayı abilerine anlatır, çok kızan kardeşler Seyrek Basan'a pusu kurar ve onu vururlar. Ancak vurduklarına kendileri de inanmazlar, çünkü Seyrek Basan hiç sendelememiştir ve kurşundan koruyan bir tılsımı vardır.

GÖKÇE KIZI DA VURURLAR

Kimseye kötülük yapmadığı sürece kurşuna karşı korunan Seyrek Basan, Gökçe kızın önünü kesip, göğsünü açtırınca tılsımı bozulmuştur. Dalamaz Dere çıkışındaki söğüt ağaçlarının dibindeki çeşmenin yanında oturan kadınlardan su ister. Kadınlar su verecek bir kaplarının olmadığını söylerler. Bunun üzerine Seyrek Basan atından inmeden ayakkabısını çıkarıp kadınlara verir. Yaralandığı için yarasından akan kan ayakkabısına dolmuştur. Bunu gören kadınlar Seyrek Basan'ın vurulduğunu anlarlar. Yaralı olarak Arvana'ya giden Seyrek Basan, bir mağaraya gizlenir. Seyrek Basan'ın vurulduğunu duyan Bozkır Karakolu komutanı mağaraya gelir. Komutan Seyrek Basan'ı öldürmek istemez ancak askerler arasında bulunan Ermeni asıllı biri mağara girişinde ateş edince çatışma çıkar ve Seyrek Basan ölür. Seyrek Basan'a kin güden Ermeniler Seyrek Basan'ın cesedini ele geçirip başını gövdesinden ayırırlar. Ermenilerin yaptıklarını duyan Gökçe kızın abileri, olaya neden olduğunu düşündükleri kız kardeşlerini de vururlar.

 
Felç eden hapşırık
Hapşırırken ağzını ve burnunu kapayan genç kadın, felç oldu. Böyle bir vakayla ilk kez karşılaştıklarını söyleyen doktorlar, hastalığın hapşırmayı engellemek isterken oluşan basıncın beyni etkilemesinden kaynaklanabileceğini söylediler.
MANÇO, DUALARLA ANILDI
Sanatçı Barış Manço, ölümünün 3. yılında, Kanlıca Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen törenle anıldı. Sanatçının eşi ve Barış Manço Derneği Başkanı Lale Manço, babası Muhittin Kocataş, Tuzla Barış Manço İlköğretim Okulu'ndan öğrenciler ile dostlarının katıldığı tören, Kuran -ı Kerim okunmasıyla başladı. Sanatçının eşi Lale Manço, anma töreni sonrasında yaptığı açıklamada, Barış Manço Derneği'nin kurulduğunu hatırlatarak, "Ama bu sefer daha anlamlı, daha da vicdanımız huzurlu, daha da görevlerimizi yerine getirmiş olarak onun karşısındayız. Barış Manço Derneği'ni kurduk. Onun ilkeleri, çok daha özel hedeflere gidecek" dedi. Bütün Türkiye'nin yürekleriyle burada olduğunu hissettiğini kaydeden Manço, dernek olarak bir hedeflerinin de 1 Şubat'ın "Ulusal Barış ve Sevgi Günü" ilan edilmesi olduğunu vurguladı.Tören sonrasında kabristana gelenlere helva ve tulumba tatlısı dağıtıldı. Sevenleri, Barış Manço'nun kabrine, sevgi sözlerinin yazıldığı notlar bıraktılar.
Bel sağlığı için haydi okula
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi bünyesinde hizmet veren Bel Okulu'nda isteyen herkese haftada iki gün ücretsiz bel sağlığı dersleri veriliyor. EÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Simin Hepgüler, derslerde omurganın yapısını ve belin nasıl korunması gerektiğini anlattıklarını belirterek "Derslerde bel sağlığını korumak için yapılması ve yapılmamaması gereken hareketleri gösteriyoruz" dedi. Prof. Dr. Hepgüler, şu bilgileri verdi: " Derslerde önce belin normal yapısını slayt gösterisiyle gösteriyoruz. Daha sonra da bel sağlığını korumak için yapılması gereken hareketleri öğretiyoruz. Son olarak da aldıkları eğitimi kontrol etmek amacıyla sınav yapıyoruz." KALP YETERSİZLİĞİ YAPAN HORMON
Kalp karıncığı tarafından salgılanan bir hormonun, congestive heart failure (CHF) diye anılan, kan ve su toplanması ile ilgili kalp yetersizliğine neden olduğu saptandı. Nefes darlığı nedeniyle hastaneye başvuran 325 hasta üzerinde araştırma yapan San Diego Veterans Tıp Merkezi uzmanları, hastaların BNP (B-Type Natriuretic Peptide Predics) hormonu oranlarını test etti. Uzmanlar, BNP hormonu seviyesinin fazla bulunduğu hastaların, 4 kat daha fazla congestive kalp yetersizliği (CHF) riski altında bulunduğunu belirledi.

2 Şubat 2002
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED