T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Dünya egemenleri ne yapacak?

NEW YORK- Toplantının düzenleyicisi Klaus Schwab, bunu, 11 Eylül uğursuz darbesinin etkisini azaltacak bir 'dayanışma gösterisi' olsun diye düşünmüş olabilir... Küreselleşme karşıtları, Seattle ve Cenova'dan sonra, daha merkezi olduğu için, New York'taki toplantıyı protesto ederken, seslerini dünyaya daha güçlü duyurma fırsatı yakalamış sayılabilir... Ancak, 32 yıl, İsviçre'nin kış sporları merkezi Davos kentinde biraraya gelen dünya egemenleri açısından, 'World Economic Forum' (WEF) toplantısının New York'ta yapılıyor olması, çok daha derin bir anlam taşıyor: Ürettikleri ve gelişmesine katkıda bulundukları 'küreselleşme' süreci, 11 Eylül sonrasındaki gelişmelerle yaralı bugün...

Küreselleşmenin herkese dönük farklı yüzleri var; ancak New York'ta biraraya gelen 100'ün üzerindeki ülkeden 2500 siyasetçi, uluslararası bürokrat, işadamı, sanatçı için 'duvarların kalktığı bir dünya' anlamı taşıyor 'küreselleşme'... Ülkeleri, milletleri, ırkları, kültürleri, hatta dinleri birbirinden ayıran duvarlar, ya ekonomide olduğu gibi bütünüyle iniyor, ya da kültür alanında yaşandığı üzere biri diğerini derinden etkileyerek dönüştürüyor. Dünyanın neredeyse bütün dengeleri, başta WEF olmak üzere dünya egemenlerinin biraraya geldikleri toplantılarda pişen 'küreselleşme' eksenli bir zeminde oluşmuş durumda. Oysa, 11 Eylül sonrası gelişmeler yüzünden, o dengeler büyük çapta darbe yedi.

Demokrasi, insan hakları, sivil toplum, hukukun üstünlüğü gibi bireyleri özgür ve devletler karşısında güçlü kılan ilkeler, bu ilkeleri 250 yıl önce anayasasına işlemiş ABD tarafından, 11 Eylül sonrasında rafa kaldırıldı. Bu çok önemli bir gelişme. Küreselleşme, dünyanın belli bölgelerindeki ihtilâfları çözüp kalıcı bir barışı gerçekleştirmenin peşindeydi; bugün ihtilâflı hemen bütün bölgeler kan denizine döndü, 'sürekli barış' yerine 'sürekli savaş' halinde dünyamız... 'Küreselleşme' denilince akla gelen ilkelerden sadece ekonomik olanı -serbest piyasa ekonomisi- yürürlükte bugün. New York'ta biraraya gelen dünya egemenleri, 'sürekli savaş' ortamının piyasayı derinden etkilediğini bilecek kadar deneyimli insanlar...

Bu sebeple, başlangıçta hangi sebeple Davos yerine tercih edilmiş olursa olsun, New York, bu toplantı için, şu zamanda en uygun sembol... Kapitalizmi temsil eden ikiz kulelerin temelinden tüten dumanlar, ABD'nin şu anda kendini teslim ettiği ruh hali süregiderse, küreselleşme idealinin de köküne kibrit suyu döküleceğinin işareti. Dünyanın egemenleri zenginliği doğuranın özgürlükler olduğunu biliyorlar; özgür olmayan insanın üretmeyeceğini de...

WEF'nin tartışmaya açtığı konular duyulan endişeleri dışa vuruyor zaten.

İsviçre Federasyonu başkanı Kaspar Villiger, "Küreselleşmenin devam etmesi gereken bir süreç olduğunun" altını çizme ihtiyacı duydu. Şu sözleri de önemliydi: "Dikkatli olmamız gereken bir nokta da, dünya nüfusunun üçte ikisinin henüz küreselleşmenin hiçbir yararını görmediğidir." Küreselleşme, yararlanamayanların zarar gördükleri bir süreç.

İlk gün için planlanan panellerden birinde konuşan Ürdün Kraliçesi Rania da, küreselleşmenin içerdiği tehditlerden 'bir dini diğerine yeğleme' konusu üzerinde durmak ihtiyacı duydu. Dünyada bazı olumsuzluklarla karşılaşıldığını belirten Kraliçe, "Ancak bunların İslâm dini ile bir ilgisi yok; gerilim ve şiddetin kökeninde fukaralık yatıyor" dedi...

Toplantıyı düzenleyenler, ABD'nin iş başkentinden siyasi başkentine önemli bir mesaj teşkil edeceğini de düşünerek, Davos için bir 'ilk' planlamışlar: Din temsilcileri olarak toplantıya dâvet edilen 40 dinadamı-düşünür, dünyanın karşı karşıya olduğu tehlikeleri tartışacaklar... Aralarında Müslüman dinadamları da bulunan –maalesef Türkiye'den hiçbir dinadamı çağrılı değil– bu grup, sadece kendi gündemlerini tartışmakla kalmayacak, başka panellere de katılıp görüş açıklayacaklar...

WEF toplantısında, Türkiye'den her yıl katılan işadamları dışında, bu yıl özellikle çağrılan üç isim dikkat çekiyor: Tayyip Erdoğan, İsmail Cem ve Kemal Derviş...

Dünya egemenlerini buluşturan toplantılar hep tepki doğurur. WEF, bu defa, geniş kitlelere kendisini hoş gösterebileceği 'olumlu' bir misyon yakaladı: Dünyanın kritik bir dönemeçten geçtiği şu günlerde, vereceği mesajlarla, yanlışlıkları engelleyebilir... Bakalım, bu misyonu yerine getirecek mi?


2 Şubat 2002
Cumartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED