|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ahmet Kekeç geçen günkü yazısında "Emekli bir orgeneralin psikololoji"ni doğrusu çok iyi çizmişti... Yazarımız bu "psikoloji"yi, konusunun kimi açıklamalarıyla destekleyerek o kadar güzel çiziyordu ki, yazıyı bitirdikten sonra, Radikal gazetesinin açıkladığı "gizli" yönetmelikte "psikoloji" sözcüğünün niçin bu kadar sık geçtiğini daha iyi anladım... Kekeç'in konusundan aktardığı açıklamalar içinde benim dikkatimi özellikle şunlar çekti: "Bizi AB'ye almayacaklar. Zaten 33 bin insanımızı AB öldürdü, PKK örgütünü AB kurdurdu." "Düğüne giden dindar bir kadın ısrar üzerine oynamaya başlar; önce 'Allahım günah yazma' der, müzik hızlanınca da 'Allahım ister yaz, ister yazma' der." "Dünyanın hiçbir yerinde rastlamadığım yobazlığı Brüksel'de gördüm; bayanların pantolon üzerine etek giydiği tek yer burası." Hepsi de gerçekten çok güzel açıklamalardı bunlar... Dahası, hepsi birlikte hoş bir "psikoloji"yi çağrıştırıyordu hemen... Söyledim ya; Kekeç'in yazısını okuduktan sonra Yönetmelik'te "psikoloji" sözcüğünün niçin bu kadar sık geçtiğini daha iyi anladım. MGK Genel Sekreterliği Yönetmeliği'den Radikal gazetesinin yayınının bize aktardığı bölümlerde "psikoloji" sözcüğü en az on kere geçiyor.... Sizi bilmem ama, Yönetmelik'in beni an çok etkileyen özelliği bu oldu. "Yahu", dedim kendi kendime, "Bu Genel Sekreterlik psikolojiye ne kadar meraklıymış!" "Psikoloji" sözcüğü Yönetmelik'te şu kılıklara girmiş olarak yer alıyordu: "Psikolojik harekât ihtiyacı", "psikolojik harekât planları", "psikolojik tebdirler", "psikolojik istihbarat", "psikolojik savaş". Benim sayabildiklerim bunlardı; gözümden kaçanlar olabilir... Hatta öyle ki, artık Yönetmelik'i bulup açıklayan Radikal'den Deniz Zeyrek, tekrarlardan sıkıldığı için mi, yoksa aslında böyle geçtiği için mi bilmiyorum, ikide bir karşımıza çıkan "psikolojik harekât" ifadesini yazımı daha bir kolay olsun, okuyan ya da yazanın "psikolojisi" hepten bozulmasın diye "PH" rumuzu ile veriyordu! Peki Yönetmelik, haddinden fazla tekrarlandığı için "kabak tadı" veren "psikoloji" meselesini niçin bu kadar önemsiyordu? Bu soruya verilebilecek en iyi cevabın, Yönetmelik'le MGK Genel Sekreterliği'ne verilen ve içinde o mahut sözcüğün geçtiği iki temel görevin aynen aktarılmasıyla verileceğini sanıyorum. Bu görevler şunlar: "Türk toplumunun Atatürkçü düşünce, Atatürk ilke ve inkılapları, milli ülkü ve değerler etrafında birleşerek milli hedeflere yönlendirilmesinde gereken milli birlik ve bütünlüğü sağlayıcı her türlü psikolojik tedbirlerin alınması...." "...devlet çapında her türlü psikolojik harekât ihtiyacını tespit eder, değerlendirir, psikolojik istihbarat organları ile koordinasyonda bulunur; psikolojik harekât planları hazırlar..." Görüyorsunuz, siz de şahitsiniz, nedir bunlar böyle? Devletin bir güvenlik kuruluşunun aklını bu derece "psikoloji"ye takması normal midir? Sanırsınız ki, milletçe psikolojik danışmanlık hizmeti almaya karar vermiş ve bu işi için MGK Genel Sekreterliği'ne başvurmuşuz! Ayrıca, bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi, ağzına kadar "psikoloji" ile dolu olan Yönetmelik'te bir kez olsun bile "sosyoloji"nin adı geçmiyor. Sen tut Yönetmelik'i tıka basa "psikoloji" ile doldur, ama "sosyoloji"ye tamamen sırtını dön... Oysa biliyoruz ki, "devletler"in -eğer "psikolojileri" bozuk değilse!- ihtiyacını karşılayacak asıl şey "sosyoloji"dir Aman her neyse de... Yönetmelik'e daha fazla zaman ayırıp, şu bunaltılcı günlerde millet olarak psikolojimizi daha fazla bozmayalım.... Ama sizden ricam; Yönetmelik ve "psikoloji" sözcükleri birlikte anıldığında Kekeç'in yazısını da hatırlamanız....
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |