AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Olacak olacak...

Demek ki, gayret edince oluyor... Ona, hep, düz okumalardan ve hazır kalıp yargılardan kaçınmak gerektiğini, meselelerin "tekil bakışla" kavranamayacak boyutları bulunduğunu/bulunabileceğini anlatmaya çalıştım ve galiba biraz da hırpaladım. (Kule-minare ve Adonis tartışmasını hatırlayalım.)

Boşuna değilmiş...

İkidir, altına imza atacağım yazılar yazıyor.

"Kartezyen mantığı ve telmaşa pozitivistlerce iğdiş edilmeş kafası, soyutlayarak/fehmederek elde edeceğimiz bilgileri anlamaktan uzak" demiştim ama, şimdilik geri alıyorum; artık Tevrat dışındaki kutsal metinleri de okuyor ve mealle tefsirin, "verilen"le "yorumlanan"ın farklı sonuçlara işaret edebileceğini görüyor. Yazarken de, basbayağı epistemolojik bir çaba gözetiyor...

Şu satırlar örneğin:

"Düz okumayla, dört bin yıl önce yazılmış bir metnin (Ey sen, yıkılası Babil'in kızı, bize yaptıklarını sana ödetecek olana ne mutlu! Ne mutlu senin yavrularını tutup kayalarda parçalayacak insana!) intikam almayı yüceltmediğini kim söyleyebilir. Ama bir din bilgini, bir haham 137. mezmuru başka bir eksende yorumlayabilir. Ancak bu bir Yahudi fanatiğin 2003 yılında intikam almaya kalkışmasına engel olamaz ve bu fanatik 137. mezmuru cinayetine gerekçe tanığı yapabilir."

Aynı şekilde, Kur'an'dan da üç ayet (Bakara 216, Bakara 208, Tevbe 5) aktarıyor ve "Kur'an'ın hem savaşı, hem barışı önerdiğini, ama bu iki eylemi koşullara bağladığını" söylüyor.

Ee bravo!

Bu işte...

Karşı karşıya bulunduğumuz güncel terörü İslam'dan türeyen bir "sorunsal"mış gibi sunanlara ve "İslam eşittir terör" genelmemesini yapanlara bundan daha güzel cevap olabilir mi?

Yaşa Özdemir İnce.

Yalnız anlayamadığım bir nokta var:

İnce, "Belli bir kesimi kollamak, geçmişte yapılan yanlış iş ve yorumların üzerini örtmek için yanıltıcı genellemeler yapılmasın" derken, bundan "İslami terör" kavramlaştırmasına tepki gösterenlerin alınganlık çıkarmasını bekliyor.

Ne ilgisi var?

Kendi ifadesiyle, "Yeryüzünün en budala insanı bile bir din ile o dini kullanan terörü birbirine karıştırmazken", cari budalalıklara tepki gösterenlerin alınmasını beklemek niye?

Aslında, Özdemir İnce'yle anlaşıyoruz.

Ama o "anlaşamadığımızı" sanıyor.

Zamanla bu sorunu da aşacak. Ümitvarım.

Gerçi (son yazısı için çok geçerli değil) giderek "külhan" bir üslubu benimsiyor, arada kendini tutamayıp argo kelimeler patlatıyor ya; bunu, bu tarz yazarlarda sıkça görülen "dikkat çekme çabası"na veriyorum.

Eski Özdemir İnce, daha nezih, daha ölçülü bir "cedel dili"ne sahipti.

Şimdi bakıyorum da, içinde bol bol "kuş beyinli", "palavra", "geri zekâlı", "ahmak" geçen ve meseleye bodoslamadan dalan yazılar.

Son yazısının başlığı da şu:

"Terörün parlattığı palavralar..."

Bence nafile bir kendini gösterme çabası; bu konuda Engin Ardıç'la yarışabileceğini düşünmüyorum. Eskiler, "üslubu beyan, ayniyle insandır" derlerdi ama, bu Engin için çok geçerli değil; çünkü argo onda önemli bir işleve sahip; Özdemir İnce'nin anlayacağı dille söylersek, "bir sorunsaldan kaynaklandığı ve giderek bir sorunsala bağlandığı" için işlevsel, hatta gerekli...


4 Aralık 2003
Perşembe
 
AHMET KEKEÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED