AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
"Ayrılacağım" diyor, ama...

O tuzağa bir kez düştüm, bir daha tekrarlanmasına müsaade etmem. 1987 seçiminden hemen sonra, sandıktan ağır bir yenilgiyle çıkan DSP'nin genel merkezine çağrıldık. Genel başkan Bülent Ecevit'in tarihî bir karar verdiğini ve o gün bunu açıklayacağını biliyorduk. Eşiyle birlikteydi Ecevit ve hüzünlü bir ses tonuyla siyasete veda ettiğini hepimizin önünde açıkladı. Olayları Ankara'dan izleyen yorumcuların hepsinin arşivinde, o günün anısına, o duygulu ânın esinlendirdiği coşkulu bir "Ecevit'e övgü" yazısı mutlaka vardır.

Bülent Ecevit'in 1987'de siyasetten 'kesin' ayrılışı bir yıldan biraz fazla sürdü; 1989 yerel seçimi öncesinde, partililerin sürekli ısrarlarını kıramayarak, DSP'nin başına yeniden geçti... Sonrasını biliyoruz: İlk genel seçimde 7 milletvekili çıkardı DSP, sonrasında gelişen şartlar Bülent Ecevit'i tam iki kez başbakanlığa taşıdı.

Her şeyden önce, geçmişi 'taktik ricatlarla' dolu olduğu için, Bülent Ecevit'in "Artık çekiliyorum" demesi beni heyecanlandırmıyor. Fırsatı yakaladığında, dayanamayıp siyasete yeniden dönecektir Ecevit. O fırsat, kitlesi kendisini yeniden isteyeceği için, yakalanabilir bir fırsattır... DSP'de politika yapan kadro ve partinin tabanı açısından, Ecevit, vazgeçilmez bir liderdir çünkü...

Artık örneklerine üçüncü dünya ülkelerinde bile pek rastlanmayan 'karizmatik lider partisi' örneği bizdeki DSP. Belli bir felsefesi olmak zorunda değildir 'karizmatik' partilerin; politik çizgileri liderin günün anlam ve önemine uygun olarak benimsediği görüşlerden oluşur. Bu tür partilerin bildik anlamda bir 'örgütü' olması da gerekmez; lideri temsil eden bir sembolün (Ecevit örneğinde birden fazla sembol var: Güvercin, mavi gömlek, siyah kasket) bulunduğu her yerdeki insanlar partinin örgütüdür... Oyların yüzde 4'ten yüzde 23'e yükselip oradan yüzde 1,5'a gerilemesinin de gösterdiği gibi, böyle bir partinin çok akışkan bir tabanı olması yadırganmamalı...

Her siyasi parti liderinin hayali Bülent Ecevit'inki gibi bir partiye sahip olmaktır: Kimsenin lidere itiraz etmediği, politikaların tartışarak belirlenmediği, tamamen kendisine bağlılık duyacak ve bakan olduklarında sorun çıkarmayacak kişileri eliyle seçip Meclis'e taşıdığı bir parti... Ecevit'in bir de fazlası var: Kendisi gibi politikaya meraklı eşi... Arjantin'deki Peron Ailesi bilinen bir örnektir de, Türkiye'nin özendiği Batı ülkelerinde karı-kocadan ibaret bir parti ve yönetim tarzına pek rastlanmaz.

Karizmatik partilerin sürekliliği liderin karizmasının çizildiği noktaya kadardır. Liderin karizmasını, biraz da görüntüsü, hitabeti ve önüne çıktığı kitlelere güven telkin edebilmesi sağlar; Ecevit'in karizması 'sağlık sorunları' yüzünden çizildi en fazla; karizmaya önem veren kitleler liderde dirilik de ararlar çünkü. "Siyasete elveda" demeye hazırlanan Ecevit'in yeniden gençleşebilmesi mümkün olamadığı sürece, kitlelere umut verebilmesi hayli zor. Ancak yine de belli olmaz...

Ayrılmayı düşündüğü haberinin ihtiyatla karşılanması gereği, kendisi kenara çekildiği zaman eşinin partiyle ilgisini sürdüreceğini duyurması yüzünden biraz da. Karı-koca Ecevitler çok uzun yıllardan beri ayrılmaz bir ikili teşkil ediyor; birinin olduğu yerde diğeri mutlaka bulunuyor. Doğru olan da bu; iki Ecevit'in birden ayrıldığı bir partinin varlığını sürdürebilmesi düşünülemez...

Bu satırları biraz da "Bülent Ecevit siyaseti terk ediyor" denildiğinde üzülen artık sayıları azalmış hayranlarını rahatlatmak üzere yazıyorum. Bülent Ecevit, kararını açıkladığı gün verdiği bir mülâkatta, emektar daktilosunu bağışladığına göre yazı ve şiirlerini bundan böyle bilgisayarla yazmayı düşünüp düşünmediği sorulduğunda, "Bilgisayar kullanmayı öğrenmek istiyorum" cevabını verdi. Bu cevap, size, siyasete havlu atmayı düşündüğü izlenimini veriyor mu?

29 Kasım 1987 tarihinde, benim de aralarında bulunduğu gazetecilere, "Siyasetten ayrılıyorum" açıklamasını yapan Bülent Ecevit'e o zaman inanmıştım; şimdi inanmıyorsam, kusuruma bakacağını sanmam...


4 Aralık 2003
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED