AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Kodadı 'Abu Nidal'

"Bana kodadını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" diye bir deyiş var mıdır? Yoksa bile anlatacağım kişiye ve olaya fazlasıyla uyduğuna eminim bu deyişin...

İstanbul'a yönelik ikiz saldırıların merkezî kişiliği Azad Ekinci'nin kodadı neymiş, öğrendiniz mi? Ben söyleyeyim: Abu Nidal. Gazeteler "İstanbul saldırılarının mimarı" diye söz ediyor ondan. Mimarlık gibi 'yapım' sanatını 'yıkım' ile irtibatlamak bize özgü bir hoşluk... Neyse, Azad Ekinci'nin kendisine 'kodad' olarak Abu Nidal'i seçmesini çok mânidar buluyorum...

Asıl adı Sabri al-Banna olan Abu Nidal'in adını en son geçtiğimiz yılın Ağustos ayında, Bağdat'ta intihar ettiği açıklandığında duyduk. Irak polisi, "Ülkemize yasadışı yollardan girdiği anlaşılan Abu Nidal'in Bağdat'ta olduğunu öğrenince kaldığı eve gittik, kapıyı açmak yerine intihar etmeyi yeğledi" diyordu... Ancak, "İntihar etti" açıklaması ABD Başkanı George W. Bush'u bile tatmin etmedi; Irak'a saldırmak için gün saymakta olan Bush, "İntihar ettiğinden, hatta öldüğünden kuşkuluyum" dedi olayı işittiğinde...

Bush kuşku duymakta haklı; çünkü "İntihar etti" denilen Abu Nidal'in üzerinde birden fazla kurşun deliği bulunuyormuş; nasıl intiharsa artık...

Kuşku insan aklının ne doğal işlevidir. Bazıları, cereyan eden olayların yansıtıldığı gibi olduğundan kuşku duyanları, "Komplocu, sen de" diye susturuyorlar ya, aslında görüyorsunuz, Bush'un zihni de, kendisine kabul ettirilmek istenen öyküye inanmak yerine 'komplo' üretiyor... Haklı olduğunu da biliyoruz: Ortadoğu uzmanı İngiliz gazeteci Robert Fisk, "Abu Nidal intihar etti" haberi üzerine yazdığı yazının girişine, "Daha önce de iki kez ölmüştü" ayrıntısını kaydetti... On yıl önce, "Kanserden öldü" denilmiş hakkında; ondan önce de Libya'da öldürüldüğü duyurulmuş...

Ortadoğu ile ilgilenen herkesin çok iyi bildiği bir kişidir Abu Nidal. Filistinli'dir ve Fatah-Devrim Konseyi adlı örgütü adına, 1972 ile 1988 yılları arasında, dünyanın dört bir köşesinde, düzinelerce eylem düzenlemiştir. Bu eylemlerden biri, 1985 temmuzunda, Ankara'da, Ürdün büyükelçiliği başkâtibinin öldürülmesiydi; diğeri de, 1986'da, Neve Şalom Sinagogu'na düzenlenen saldırı...

"Daha önce iki kez öldürülmüştü" kaydını düşen Robert Fisk, Abu Nidal'in 'terörist' kimliği için bir not daha sunmaktan kendini alamıyor ve 'kiralık silâh' diyor onun için... Fisk'e göre, Abu Nidal, parayı sayan herkes için eylem düzenlemiş; "Hayatı boyunca bölgedeki hemen bütün istihbarat örgütleri tarafından kullanıldı" diyor onun için...

Patrick Seale de Ortadoğu uzmanı kıdemli bir melektaşımız. Suriye ve Filistin ile ilgili, bölge şahsiyetlerini konu aldığı sayısız eseri var. Yazdığı kitaplardan biri de Abu Nidal ile ilgili ve "Abu Nidal: Kiralık silâh" (Abu Nidal: A Gun for Hire) adını taşıyor. Ölümü üzerine yazan Fisk ile hayattayken hayatını kaleme alan Seale'in tespitleri onun kapanın elinde kalan, sahibinin teröristi olduğu...

Çok keskin mi geldi bu hüküm size? Oysa, Seale, özellikle Abu Nidal için, ama onun durumundaki herkesi de içine alacak tespitlerde bulunmaktan geri durmuyor kitabında. Şu satırlar o kitaptan: "İsrail'in Filistin örgütlerine sızması vukuat-ı âdiyedendi; ancak hikâyenin bütünü bundan ibaret değildi. Danıştığım istihbarat kaynakları, 'sızma ajan' kullanımının yalnızca düşmanı etkisizleştirmek veya yoketmek için yapılmadığını, bazen farkında bile olmadan başkasına âlet olunduğunu da kabul ettiler. Arap destekçileri için neler yapmış olursa olsun, pek çok pis iş yaptığı biliniyor, yalnızca İsrail'in çıkarına sayısız eylem gerçekleştirmiştir Abu Nidal." (s. 1312).

Abu Nidal Mossad ajanı da öldürmüş, hem de kendi elleriyle... Ancak Seale'in konuştuğu Filistinli bir kaynak, "Öyleleri eline düştüğünde alelacele öldürürdü; büyük ihtimalle konuşturup bildiklerini ağzından alamayalım diye" demiş... FKÖ'nün istihbarattan da sorumlu üyesi Abu Iyad'ın şu sözleri de aynı kitapta yer alıyor: "İstihbarat alanında çalışan her İsrailli, Abu Nidal'in eylemlerinde İsrail'in kocaman bir eli olduğunu bilir..."

Patrick Seale'in görüştüğü Filistinli kaynaklar, "Kesinlikle İsrail operasyonu" dedikleri bir Abu Nidal eylemine işaret etmişler: 1988'de Yunanistan'ın Poros limanındaki bir turist gemisine saldırıp dokuz kişiyi öldürüp 80 kişiyi yaralamıştı Abu Nidal örgütü; "O güne kadar Filistin davasına sempatiyle bakan Yunanistan'ın tavrı o olayla değişti" diyerek... İsraillilere yapılan saldırılara veya çıkarlarına verilen zararlara derhal karşı saldırıyla mukabele eden İsrail, uzun terörist hayatı boyunca, bir kez bile Abu Nidal'i ve örgütünü hedef alan eylem yapmamış...

Ne kadar ilginç bir hikâye değil mi? Eğer Bush'un kuşkusu yanlışsa ve Abu Nidal geçen yılın ağustos ayında Bağdat'ta gerçekten ölmüşse, Irak işgal altına düştüğünde ele geçmesi muhtemel bir eski teröristten dünyayı sarsacak çapta şeyler işitme fırsatını da kaçırmışız demektir... Bakalım, Suriye'ye kaçtığı söylenen yerli Abu Nidal'in başına ne gelecek?

Azad Ekinci, adı ve kendisine biçilen rolle adını duyduğum ilk günden olağanüstü ilginç biri görünmüştü gözüme; kendisine 'Abu Nidal' kodadını seçmesi gözümdeki ilginçliğini daha da büyüttü.

Akıbetini daha bir merakla bekleyeceğim...


4 Aralık 2003
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED