[ Yeni Safak Online - Hayat

ŞİŞMANLIYORUZ

Önümüzdeki 25 yıl içerisinde Türk nüfusunun yüzde 70'inin şişman olması beklenirken, hastalıklarda en büyük riski çocuklar yaşayacak.

Obezite Araştırma Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Mücahit Özyazar, 2025 yılında Türk halkının yüzde 70'inin şişman olmasının beklendiğini söyledi. Prof. Dr. Mücahit Özyazar, 24 Ekim Dünya Obezite Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye'de ve dünyada şişman nüfusun giderek arttığına dikkat çekti. Prof. Dr. Özyazar, "Yapılan araştırmalara göre, 2025 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 39'unun aşırı şişman olması bekleniyor. Bu rakama kilolular da eklenirse, Türk halkının yüzde 70'inin şişman olması öngörülüyor" diye konuştu.

Şişmanlıkla ilgili Türkiye'deki en tedirgin edici boyutun, konunun estetik kaygılarla ele alınması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özyazar, önemli olanın şişmanlığın yarattığı komplikasyonlara karşı korunmak olduğunu söyledi.

Şişmanlığın artmasıyla birlikte tip2 diyabet sıklığının da arttığını kaydeden Prof. Dr. Özyazar, "Özellikle artık daha önce görmediğimiz şekilde çocuklarda, tip2 diyabete ve yüksek tansiyona rastlıyoruz" dedi. Halkı, kısa sürede kilo verdiren bitkisel ürünlerle ilgili olarak da uyaran Özyazar, "Bunların idrar söktürücü etkisi var. Kullanan kişilerin kısa sürede verdiği kilolar, ödemlerin boşalmasından kaynaklanıyor" diye konuştu.

MUTFAKTA FAZLA VAKİT GEÇİRMEYİN

Şişmanlığın, hareket zorluğu ve psikolojik bunalımın yanı sıra şeker ve kalp-damar hastalıklarına davetiye çıkardığını ifade eden Obezite AraştırmProf. Dr. Bağrıaçık, şişmanlık sorununun sık görüldüğü ev kadınlarına da tavsiyelerde bulundu.

Ev kadınlarına "mutfakta fazla vakit geçirmeyin" ve "yemek hazırlarken tadına bakmaktan vazgeçin" uyarısında bulunan Prof. Dr. Bağrıaçık, ev gezmelerinde yenilecek gıdaların iyi seçilmesini önerdi. Prof. Dr. Bağrıaçık, "Alışverişe tok karnınıza çıkın, hazır listeyle gidin, yanınızda fazla para bulundurmayın ve kesinlikle kredi kartı kullanmayın" dedi.

Yemek miktarının iyi belirlemesi gerektiğinin önemine işaret eden Prof. Dr. Bağrıaçık, "Küçük tabakta servis yapın, tek tabaktan kesinlikle yemeyin ve zararlı besinleri göz önünde bulundurmayın" diye konuştu.

Prof. Dr. Bağrıaçık ayrıca, ara öğünlerle takviye yaparak kadınların çok acıkmadan sofraya oturmalarını ve yemeğin ardından sofradan hemen kalkmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Sivaslı kadın ŞİDDET mağduru
Sivas'ta yapılan araştırmada, her 2 kadından birinin "şiddet mağduru" olduğu saptandı. Cumhuriyet Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk Kocacık, kent merkezindeki 10 mahallede bulunan 200 evde, aile içi ilişkilerde kadına yönelik şiddeti araştırdı. Araştırmada, kadınların yüzde 46.5'inin şiddete maruz kaldığı belirlendi. Aile içinde şiddeti uygulayan kişinin yüzde 98.5 gibi çok yüksek oranda "koca"nın olduğunun belirlendiği araştırmada, şiddetin "dövme", "tehdit" ve "küfür" şeklinde uygulandığı saptandı. Şiddet uygulama nedenleri arasında ilk sırayı yüzde 32.2 ile "kadının ev içi görevlerini yerine getirmemesi" alırken, bunu yüzde 21.6 ile "erkeğin ekonomik ve psikolojik sorunları" izliyor. Kadınların yüzde 19.7'si ise hiçbir nedene dayanmadan şiddete maruz kalıyor. Araştırmanın en ilginç sonucu ise eğitim düzeyi yükseldikçe şiddetin arttığının ortaya çıkması oldu.

24 Ekim 2003
Cuma

AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ