|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Aylardır gazeteleri ve televizyonları aracılığı ile birbirine küfreden Aydın Doğan ve Uzan grubu sonunda darbe sevicilikte buluştu. Bildiğiniz gibi, üniversitelere demokrasi gelmesine fena halde "kıl" olan Gürüz ve avanesi geçtiğimiz Cumartesi günü Ankara'da Cumhuriyet Bayramı'nı vesile ederek çok renkli bir "cüppeli şaklabanlık" gösterisi yaptı. Gerçi bilimsel hiçbir marifetleri olmayan, sırf koltuklarını korumak için "cumhuriyet değerlerini" bile darbe çağrılarına alet etmekten çekinmeyen Gürüz'ün bu "cüppeli eğlence takımı"ndan da bu beklenirdi. Ayrıca, "kışla düzeni" mantığı ile çalışan üniversite hocalarının, "içtima" saatleri dışında genellikle böyle "çelik-çomak" işleriyle uğraşmaları da normal... Aslında Gürüz ve avanesi dalgasını geçiyor. Daha doğrusu, biraz askeri, biraz da cumhuriyeti kullanarak milletle kafa bulduklarını, "Ordu göreve" pankartları taşıyarak halkı korkuttuklarını sanıyorlar. Milletin de çok umurundaydı sanki... Aslında her şey yolunda gidiyordu, Gürüz'ün "manga komutanları" bir günlüğüne de olsa kışlalarından çıkmış ve Ankara'da "darbe soslu" bir yürüyüşte gönüllerince eğlenmişlerdi. Doğrusu iyi de etmişlerdi. Çünkü eğlenmek onların da hakkı, her gün YÖK'ün büyük 'Başbuğ'u Gürüz'ün önünde hazırolda bekleyecek halleri yok herhalde. Ancak ne var ki, içtima aralarında Ankara'da "cüppeli eğlence" düzenleyen rektörlerin ertesi günü pek de mutlu başlamadı. Zira, yıllardır darbelerden canı yanan Türk toplumu, (darbe sevici bazı gazeteler ve CHP hariç) "asker göreve" çağrısına çok sert tepki gösterdi. Anlaşılan bu tepki, "Gürüzgiller"in ve "darbe sevici" gazetelerin canını fena halde sıkmış olmalı ki, dün hep birlikte günah çıkartmak için epey uğraştılar. Mesela, yürüyüşün organizasyonunda yer alan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Nusret Aras, "valla billa biz yapmadık, marjinaller yaptı" derken, darbe çağrılarının yapıldığı yürüyüşü ertesi gün sempatiyle yansıtan Doğan grubu gazeteleri ise olayda abartılacak bir yönün olmadığını ve bunun küçük bir "provokasyon" olduğunu topluma yutturmaya çalıştılar. Hele bu gazetelerin yazarlarından biri var ki, doğrusu beni çok eğlendirdi. Sayın yazar, bu işin aslında çok masum ve küçük bir olay olduğunu anlatmak için adeta kan ter içinde kalıyor. Aslında büyütülecek bir şey yokmuş, bir adet pankart açılmış ve hemen anons yapılıp kaldırılmış... Acaba sayın yazar, bütün okuyucuları "salak" filan mı zannediyor? Yoksa birilerinin algılama sıkıntısı mı var? Oysa, bu yazar kendi gazetesinde yayınlanan resimlere bile baksa orada onlarca "ordu göreve" pankartını görebilir bu bir, ikincisi yürüyüşe katılan üniversite hocaları ve darbe çağrısı yapan pankartlar taşıyanlar, dakikalarca omuz omuza ve elleri havada slogan atarak yürüyorlar. Herkesin televizyonlardan seyrettiği bu "çoğul" görüntüleri, gözünde gözlük olduğu halde sayın yazarın "tekil" görmesi doğrusu çok ilginç. Muhtemelen yazarımızın gözlük muayenesinin günü geçmiş olmalı. Ayrıca sayın yazara göre, bu darbe çağrısı pankartlarını bu kadar abartmak, "oyuna gelmek" miş... İşte esas eğlence bu... Şimdi bu olayda, Uzan grubunun "darbe" pankartlarını alkışlamasını anlıyorum. Çünkü onlar şu anda hortum iddialarıyla yargılanıyorlar. Dolayısıyla bu süreçte, fazlaca darbe çığırtkanlığı yaparak kendilerine korunaklı bir alan bulmaya çalışıyor olabilirler, bu mümkün. Peki ya Aydın Doğan grubu?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |