|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta çıktığı Kırgızistan ve Tacikistan gezisinde heyet üyelerinin ikâmet düzenleri herkesi şaşırtmış... Başbakan ve bakanları devlet konukevlerinde misafir etmişler; işadamlarıyla gazeteciler ise beş yıldızlı otellerde kalmış... Geziyi Türkiye adına planlayanlar, "Ne lüzum var, herkes otelde kalsın" dedikleri halde, evsahipleri, "Öyle şey olur mu? Çok darılırız" ısrarını sürdürmüşler... Gezi sonrası bu olayı işittiğimde güldüm. Konukevinde kalmış bir dostum gülüşümün sebebini sorduğunda Tayyip Erdoğan'ın önceki gezisinde tanık olduğum olayı anlattım... Başbakanı Punjab House adlı devlet konukevinde ağırladı Pakistanlılar, biz gazetecileri de Holiday Inn otelinde... Oysa işadamları, İslamabad'ta yeni yapılan beş yıldızlı bir otelde kaldılar... Onların kaldığı otelde boş oda olduğu ve kurumlarımız seyahat için işadamları kadar ödemede bulunduğu halde bizim dökülen Holiday Inn'e götürülmemiz dikkat çekiciydi... Vehbi'nin kerrakesi ertesi gün anlaşıldı. Otelin çatısında kahvaltı ederken yanıma gelen bir meslektaş yanlışlıkla kapısını açtığı bir odada bilgisayarlara gömülmüş görevlilerle karşılaşmış... "Adamlar, bizi izliyorlar galiba" dedi arkadaş. Görevliler, dinleme cihazı kurdukları o odayı bizim ayrılmamızdan bir saat önce boşalttılar... "Sen de çok kuruntulusun" demeyin sakın; bu yazıyı bana yazdıran haberi gözünüze sokarım sonra... Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah geçen hafta İslamabad'taydı. Bazı yayın organlarında, "Suudi Arabistan Pakistan'dan nükleer silâh temin etme peşinde" yorumlarının çıkmasına sebep olan âni bir ziyaretti bu. Dün, bir gazetede, "Prens Abdullah'ın kaldığı odada böcekler bulundu" haberi ile karşılaşmayayım mı? Haberde 'böcek' olarak geçen aslında küçücük cihazlar; odanın herhangi bir yerine yerleştirdiğinizde konuşulanları uzaktan izlemenize yarıyor. Hani, geçenlerde sağlık bakanının makam odasında üç adet bulunmuştu ya, işte onlara 'böcek' deniyor... Böcekleri odaya yerleştirenler konuşulanları dinleyip kaydediyorlar... Pakistanlılar Prens Abdullah'a Punjab House'ın kraliyet dairesini tahsis etmişler. Onlarda âdetmiş, prensin gelişi öncesi korumaları kalacağı daireyi baştan ayağa ararlarmış... Bu defa da öyle yapınca dehşete kapılmışlar. Tarama amaçlı kullandıkları âletlerle Punjab House'daki dairenin her köşesinde 'böcek' keşfetmiş Suudlu korumalar... Varlığından haberdar oldukları böceklere ulaşmak için duvarları tahrip etmeleri, eşyaları parçalamaları gerekmiş... Gazete Suud istihbaratının olayı Prens'e ayrılmadan az önce aktardığını bildiriyor... Prens Abdullah cömertliğinden yararlanmayı bekleyen hizmetine tahsis edilmiş personeli hayal kırıklığına uğratacak biçimde davranmış... Bekledikleri bahşişten mahrum kalan hizmetliler, ziyaretten sonra istihbaratçılarla bu yüzden kavga etmişler... Muhtemelen olayın kokusu dışarıya bu kavgayla yansımıştır... Bu tür olayların sadece Orta Asya ülkelerinde veya ne bileyim Pakistan'da yaşandığını sanmayınız. Hemen her ülke yabancı devlet adamlarını tâkibe alır; hatta bu tür izleme ve dinlemeler her ülkede herkese karşı yapılabilir. Bildiğim kadarıyla Çankaya Köşkü ile genelkurmaya ait bina ve tesislerde dinlenmeyi önleyici cihazlar var; sağlık bakanlığındaki böceklerin tesadüfen bulunuşuna bakılırsa, hükümet, buna fazlaca aldırmaz görünüyor... Oysa, Irak'a savaş ihtimalinin ufukta görünmesiyle birlikte, karar mekanizmasında bulunan pek çok kişinin, yerli-yabancı güçler tarafından tâkibe alındıklarına eminim... Paul Wolfowitz'in pazar günü saldırıya uğradığı Al-Rashid Bağdat'ın beş yıldızı hak eden neredeyse tek oteliydi yıllar ve yıllar boyu... Orada yer bulmanın ne kadar güç olduğunu hatırlıyorum. Herhalde şimdi de Amerika adına ülkeyi yöneten ekiple belli-başlı medya kuruluşlarının temsilcileri kalıyordur Al-Rashid Oteli'nde... Irak'ta yönetim değiştiğinde, Al-Rashid Oteli'ndeki 'böcekler' Amerikalılar tarafından bulundu mu acaba? Otelin şimdiki yöneticileri dinleme ve izlemeden vaz mı geçmişlerdir, yoksa odalara kulak vermeyi sürdürüyorlar mı? Bu keskin sorulara şaşırmış olabilirsiniz, ama şaşırmayın. Diplomasi muhabirlerinin en kıdemlilerinden BBC'den John Simpson, 'Strange Places, Questionable People' (Acayip yerler, kuşkulu insanlar) adını taşıyan anılarında (s. 377), bir dostunun, kendisine, "Bağdat'a gidiyorsun, aman Al-Rashid Oteli'nden uzak dur" dediğini naklediyor... "Londra'daki bir bankacı dostum, Al-Rashid Oteli'nde kalmamamı tavsiye etti. Oteli yapan şirketi dostumun bankası kredilendirmiş. Şirketin bankaya sunduğu bütçe rakamları arasında İsveç'te üretilen kameralar da bulunuyormuş. O kameralar her odadaki televizyonlara kuruluymuş, sen televizyon izlerken (veya başka bir iş yaparken) istihbarat görevlileri de seni izliyorlarmış. Ben Bağdat'tayken küçük çaplı bir skandal yaşandı. Zengin Iraklıların balayı için seçtikleri otelde kalmış biri, çarşıda kendisiyle eşinin videosuyla karşılaşmış; meğer istihbaratçılar onları da izleyip kaydetmişler..." Gördünüz, konukeviyle beş yıldızlı otel değişmiyor; büyük kulaklar ve gözler her yerde gözetliyor...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |