Genel kurul salonu Türk bayrağı, TOBB flamaları ve çiçeklerle süslenirken salonda, 3 büyük 4 tane de küçük ekran yerleştirildiği dikkat çekti. Salonda Atatürk'ün değişik boyutlarda posterlerinin de yer aldığı dikkat çekti.

Silahlı olarak gelen delege ve konukların silahları güvenlik kuvvetleri tarafından sonradan verilmek üzere alındı.

Otelin önüne parkeden ve sahibi bulunamayan bir Mercedes marka otomobil, Başbakan Erdoğan gelmeden önce bir vinçle çekildi. Genel kurula gelen siyasi parti liderlerinin ise kendi aralarında futbol konuşmaları dikkat çekti.

Trabzonlular Derneği'nden yöresel giysiler giymiş iki hostes kızın, ellerindeki sepetten Başbakan Erdoğan ile siyasi parti başkanlarına fındık ikramında bulunması, televizyon kameramanlarının büyük ilgisi ile karşılaştı.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun Başbakan Erdoğan ile siyasi partilerin genel başkanlarına elleri ile cezerye ikram emesi dikkat çekti.

Ecevit bu yıl davet edilmedi.

TOBB'un 58. Genel Kurulu'nun onur konuğu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geçen yıl yeterli ilgi gösterilmediği için salonu terketmişti. Geçen yılın onur konuğu Bülent Ecevit'e ise bu sene davetiye bile gönderilmedi. Geçen yıl TOBB'un toplantısına katılan dönemin Başbakanı Ecevit toplantı gününün gecesi hastaneye kaldırılmıştı.

Baykal: Faiz yasayla değil, güvenle düşer

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin ekonomide, dış politikada ve iç siyasette güven vermediğini söyledi. Baykal, "İçeride ortaya çıkan güven tartışmalarını bertaraf etme sorumluluğunu, herkesten önce Sayın Başbakan'dan rica ediyoruz. Önce Sayın Başbakan güven vermelidir'' dedi.

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ise konuşmasında, Türkiye'de siyasetçinin koltuğunun altına girme döneminin kapandığını söyledi. "Sokaktaki vatandaşın sabrı taşana kadar biz de sabırlı davranacağız'' diye konuşan Ağar, dövizdeki gelişmelere de işaret ederek, Merkez Bankası yöneticilerinin uzaydan gelmediğini söyledi. Anavatan Partisi Genel Başkanı Ali Talip Özdemir de "Dün Bursa'daydım, sanayiciler (Bu cari işlem açığı ne olacak? Bu gelin gibi süzülen bir ekonominin gelişi değildir) dediler" ifadesini kullandı.

Yıldırım: Faiz yemekten bıktık

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Mehmet Yıldırım, sanayici ve işadamları olarak artık nemalanmaktan, faiz yemekten bıktıklarını söyledi. Türkiye'de milyonlarca insanın imar mevzuatı yüzünden Hazine ve Vakıflar'la mahkemelik olduğunu hatırlatan Yıldırım, bu konuda CHP'den yardım istediklerini belirtti.

İstanbul'daki yapıların yüzde 65'inin kaçak göründüğünü hatırlatan Yıldırım, orman arazileri ve imar affı gibi aflarla toplam 100 milyar dolar gelebileceğini hatırlattı ve "bu para (Türkiye'yi uçurur) diyorsanız, buralardan gelecek parayı çok görüyorsanız, (hayır) deyin'' şeklinde konuştu.

Eximbank'ın 1 milyar dolarlık kredi açmadan Türk işadamlarının Irak'ta pay almasının mümkün olmadığını söyleyen Yıldırım, "Kerkük ve Musul'a bilinçli konsolos, Bağdat'a ise işadamlarının önünde koşacak büyükelçi gönderin'' diye konuştu.

Faizlere de değinen Yıldırım, "biz sanayici ve işadamları olarak artık nemalanmaktan, faiz yemekten bıktık, çok kazandık, haram olduğunu da öğrendik. O bakımdan faiz aldığımız müddetçe günahımız sizin'' dedi.

ATO Başkanı Sinan Aygün: Sıcak paraya önlem alın

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ise reel faizler düşürülmeden hiçbir şey yapmanın mümkün olmadığını söyleyerek, "eğer bu reel faizler düşürülmezse, bu ülkede yatırım yapacak kimseyi bulamazsınız'' dedi. Ülkede sıcak para oyununun hâlâ oynanmaya devam ettiğini savunan Aygün, "sıcak paraya önlem almazsanız, istediğimiz kadar üretelim, istediğimiz kadar vergi alın, altından kalkamayız'' dedi.

İŞADAMLARI NASIL BİR TÜRKİYE İSTİYOR?

TOBB Başkanı, işadamları ve iş kadınlarına nasıl bir Türkiye'de çalışmak istediklerini sordu ve bu soruya kendisi yanıt vererek, şunları kaydetti:

Biz artık ilişkilerin değil kuralların belirleyici olduğu bir Türkiye istiyoruz.

Eşit şartlarda rekabete dayalı piyasalar istiyoruz.

Teşebbüs hürriyeti dahil özgürlükler alanının genişlediği bir Türkiye istiyoruz.

Siyasi partilerin siyaseti kendi zenginlerini yaratmak için kullanmadığı, devlet eliyle sermaye birikiminin yaşanmadığı bir Türkiye istiyoruz.

Siyasetin siyasi platformlarda yapıldığı bir Türkiye istiyoruz.

Vehimlere kapılıp kendi yarattığı korkularına esir olmayan, kendine güvenen bir Türkiye istiyoruz.