AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y E M E K
Bir lezzet bahçesi

Yaz sıcağını fırsat bilerek bahçeli mekanlara atmaya başladık kendimizi… İlk durağımız ise Pendik sahilindeki Gülistan Sofrası… Deniz kıyısında Şark lezzetlerine ulaşmak hayli keyifliydi…

Ne de sert oldu bu sene kış ayları değil mi? İlikleri dondurdu ve alışılmışın dışında hayli uzun sürdü. E bahar derseniz o da pek bir nazlı. İki gün göründüyse on gün yoktu ortalıkta. Bir tereddüt bir tereddüt. …Neyse ama sonunda güneş göründü. Havalar iyiden iyiye ısınmaya başladı… Bize de kapalı mekanlardan kaçıp, bahçeli mekanlara gitme olanağı doğdu. Açıkhavada nerede yemek yiyebiliriz diye düşünürken, aklıma Gülistan Sofrası geldi. Mekanın bir de fazlası vardı… Deniz manzaralıydı …

Evet, Pendik sahilindeyiz bu hafta… Havada martılar çığlık çığlığa, akşamüstü esintisiyle hafif ürperiyor insanlar... Şairliğim tuttu gene. Ama durmalı ve Gülistan Sofrası'dan bahsetmeye başlamalıyım hemen. E 5 veya TEM otoyolundan Kartal Sahil Yoluna inildiğinde, Pendik yönüne ilerlerken karşınıza çıkan dev köşkün adı Gülistan Sofrası…

2 yıldan beri hizmet vermekte olan Gülistan Sofrası 2 bin 500 metrekare kullanım alanı bulunan 4 katlı muhteşem bir dinlenme tesisi. Çok güzel palmiye ağaçlarıyla süslü göz alıcı bir bahçesi bulunuyor. Bahçesi olan pekçok tesis gezdim ama, bu kadar bakımlı ve çok sayıda palmiye ağacı bulunanına rastgelmedim. Yemyeşil bakımlı çimlerin arasına yerleştirilmiş masaların eskitilmiş ahşaptan seçilmiş olması, dekoratörün yerinde bir seçim yaptığını düşündürüyor. Tesisin bahçesindeki diğer önemli detay da çocuk oyun alanı.

Bahçede devam ederiz diye düşünürken, Tesis Müdürü Taki Delibaş restoran servisinin bahçeye yapılmadığını belirterek, bizi balkonda misafir edeceğini söyledi. Taki Bey'in önerisiyle üst kata ilerlerken hafif bozulmuştum ama nefis deniz manzarasını görünce keyfim yerine geldi.

Artık servise başlanabilirdi. Önce tereyağı, Erzincan'ın meşhur tulum peyniri, dumanı tüten "hoş geldin" pidesiyle iştahımız kışkırtıldı. Ardından masaya yanaştırılan meze tepsisinin şıklığını anlatmakta biraz zorlanacağım. Çeşit çeşit mezelerden tercih etmek bir hayli zor oldu. Neyse ki Taki Bey yanımızdaydı. Israrla Antakya yöresi mezesi olduğunu belirttiği Muhammara'yı tavsiye etti.. Acılı bir meze çeşidi olan Muhammara'nın içinde ceviz, susam, süt ve biber salçası bulunuyor. Sadece Muhammara değildi tattığımızı mezeler; yoğurtlu semizotu ve peynir tabağı da masadaki lezzet geçidinin diğer enfes ürünleriydi.

GÖREV BİLİNCİYLE YEDİM

Gelelim, mekanın uzmanlık alanı olan kebaplarına. Gülistan Sofrası'nda 22 ayrı kebap çeşidi hazırlanıyor. Fıstıklısından patlıcanlısına, sarma beytiden çöp şişe, Adana'dan Urfa'ya her yöreden kebap çeşidi bulunabiliyor. Birbirinden lezzetli ürünlerden mümkün olduğunca tadabilmek için 7-8 çeşit kebabın bulunduğu özel ürün, Özel Gülistan Toplu Kebabı'nı şipariş ettik. Mekanın emektar aşçısı İsmail Ozan'ın mahir ellerinden çıkan nefis görünümlü kebabın masaya servis edilmesi çok gecikmedi. Özel folyoyla kaplanmış tepsideki kebapları görünce kalemi kağıdı bırakıp, yemeye giriştim. Kısa bir süre sonra koca tepside hiçbir şey kalmamıştı. Bu arada ortaya gelen çiğ köfte tabağını da hep beraber bitirdik, yalnız Taki Bey'e çiğ köfteye biraz kimyon konulmasını tavsiye ettim, fakat yine de tadı güzeldi, iyi yoğrulmuştu. Sevgili okurlarım, sakın beni obur zannetmeyin. Bu fedakarlığı sadece sizler için yaptım!..

Mekanın iddialı ürünleri arasında bulunan Gaziantep yöresine ait Abuganuç, Özel Gülistan Usta Kebabı'nı ise başka bir ziyaretime bıraktım. Müşterilerine lezzet çeşitliliği sunmayı hedefleyen Gülistan Sofrası'nda kafeterya bölümü İtalyan Mutfağı'na ayrılmış. Tercihe göre tavuklu veya etli ikram edilen Manzo Salatası, özellikle formunu korumak isteyen gençlerin rağbet ettiği ürünlerin başında geliyor. Kabak, havuç, mantar, biber, soğan, soya sosu ve özel baharatlarla tatlandırılmış Gülistan Böreği diğer iddialı ürünler arasında. Toplu rezervasyonlar için hazırlanan üçüncü ve dördüncü katta bulunan salonlar ise düğün, nişan ve toplantı yemekleri için ideal. Pazar günleri 60 çeşitten oluşan açık büfe kahvaltı servisi yapılan mekanda, dileyenler için bahçeye nargile ve semaver servisi de yapılabiliyor.

Ve tabii fiyatlar… Taki Delibaş'ın verdiği bilgilere göre, müessese her keseye uygun olabilecek bir fiyat politikası izlemeye gayret ediyor. Kebaplar, 4 milyon 5 yüz bin ile 8 milyon lira arasında değişiyor. Bize servis edilen toplu kebabın kişi başı 8 milyon 100 bin liraya satıldığı mekanın kafeterya bölümünde tost çeşitleri 1 milyon 800 bin lira. Yani ortalama kişi başı 13.000.000-15.000.000 lira arası güzel bir yemek yenilebilir. Fiyatlar hakkında yanlış bir değerlendirme yapılmasın diye verdim bunca detayı… Yani binanın muhteşem oluşu sizi yanıltmasın. Fiyatlar her bütçeye uygun.

Gülistan Sofrası geniş bir otoparka sahip. Siz yemeğinizi yerken aracınız emin ellerde. Bu arada, unutmadan Gülistan Sofrası çevre bölgelere paket servisi de yapıyormuş. Deniz kokusu, martı sesleri arasında güzel zaman geçirmek isteyenlere şimdiden afiyet olsun. Gittim, gördüm, tattım, memnun kaldım, lezzet keşfine çıkmak isteyenlere de tavsiye ederim...
Tel:0216 390 99 91

ELEŞTİRİLERİM

BAHÇESİ Gülistan Sofrası ismine yakışır biçimde güllerle bezenmediği için hayal kırıklığına uğradım.

TOPLU kebabın sunulduğu tepsinin alüminyum folyo ile kaplanması rahatsız edici. Doğu yöresi lezzetlerinin servis edildiği mekanda daha yöresel bir kap tercih edilebilirdi. Bakır tepsi gibi…

YAZ mevsimine uygun olarak mezeler sıcak değil soğuk ikram edilmeliydi…

LEZZET LATİFESİ

Sofrada elini,
Mecliste dilini tut!


1 Haziran 2003
Pazar
 
RAMAZAN BİNGÖL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED