İnsan art niyetli ya da şartlanmış olunca her şeye farklı yorumlar getirmekten çekinmiyor. AB'ye uyum yasaları bağlamında apartmanlara mabed meselesi de bu kabilden bir mesele.

AB'ye uyum için hazırlanan 6. pakette apartmanlara mabed yapılmasına imkan sağlanmasının öngörüldüğünü herkes medyadan öğrendiği kadarıyla biliyor.

Bilgi böyle ikinci üçüncü elden olunca, paketi getiren de muhafazakar kimlikli AK Parti olunca önyargılı çevreler hemen "AK Parti apartmanlara cami/mescit açıyor, irtica geliyor" diye vaveylayı koparıyorlar.

İş yasasının 7 gün çalışanların 24 saat izin kullanma hakkını içeren maddesi hakkında da "Cuma tatili geliyor, laiklik elden gidiyor" telaşına kapılarak hezeyanlarını ve evhamlarını açığa vurmuşlardı.

Apartmanlara mabet meselesinin aslında cami ya da mescitle doğrudan bir ilgisi yok. Aslında bu haktan yararlanacak olan kesim Müslümanlar da değil, gayri müslimlerdir.

Sadece AK Partililer değil Türkiye'deki bütün Müslümanlar'ın apartmanların bir köşesine cami yapmak gibi bir düşüncesi yoktur olamaz. Bizim bırakın lüks apartmanlarda oturan dindarları, gecekonduda oturanlarımız bile semtlerine kubbeli minareli ve biraz da aşırı dozda gösterişli cami yapma yarışındadırlar. Minaresinin komşu köydeki ya da semtteki minareden daha yüksek olmasını isteyecek kadar anlamsız rekabeti de içeren müstakil cami geleneği yerleşmiş olan Türkiye Müslümanları'nın apartmanlara mescit yapması bir artı değil eksidir. Ben şahsen apartman altlarına ya da üstlerine mescit yapılmasını doğru bulmayan biriyim.

Millet olarak da bizim apartmanlara mescit açtırmak gibi bir yasaya ihtiyacımız zaten yok.

Bu apartmanlara mabed meselesinin özünde mescit değil farklı inançlara mensup cemaatlere mabet imkanı tanımak olduğunun altını bir kez daha çizip AK Parti'yi karalamak isteyenleri insafa davet etmek isterim.

İşin özü, Türkiye'de yaşayan farklı inançlara mensup cemaatlerin ibadetlerini yapabilecekleri mekanları inşada zorluk çekmesinler diye İmar Kanunu'nda yapılacak küçük bir değişiklik teklifi.

Değişiklik teklifi de İmar Kanunu Ek Madde 2, deki cami kelimesinin "ibadet yerleri" olarak değiştirilmesinden, izin verme yetkisinin müftü yerine mülki idare amirine devredilmesinden ve ihtiyaç halinde sakinlerinin onaylarının alınması şartıyla apartmanlarda da mabed açma hakkının tanınmasından ibaret. Bundan da farklı din ve inançlara sahip bireylerin ibadet özgürlüklerinin genişletilmesi amaçlanmaktadır.

Aslında burada AK Parti iktidarını, apartmanlara mescit açmakla itham etmek yerine, halen apartmanlarda faaliyet gösteren çok sayıda kiliseye meşruiyet kazandırmayı amaçlıyor diye saldırsalar daha tutarlı olurdu. Ama bu konuda konuşan ya da yazanlar önyargılı oldukları için ne yaptıklarının farkında değil. Türkiye siyasetçisinin ve aydının en büyük sorunu da bu. Karşısındakini dinlemeden anlamadan, önyargılı olarak fikir ve davranış geliştirmesi.

Asıl sorulması gereken soru, misyonerler Türkiye genelinde gayri resmi olarak çok sayıda kilise açmışlar, bu yasanın çıkmasıyla o kiliseler meşruiyet kazanmaz mı?

Bu soruya da Avrupa'daki Müslümanlar'a karşı Batı hükümetlerinin takip ettiği politikaları gözden geçirerek cevap vermek gerekir.

Ben şahsım adına Hristiyanlar'ın kilise inşa etmesinden ve kilisesinde ibadet etmesinden rahatsız olmam. Benim inancım farklı inançlara hoşgörüyü esas alan bir inançtır.

Ben fikir, inanç ve ibadet özgürlüğünden yanayım.

Gelişen iletişim teknolojisi artık misyonerliği evlerimizin içine bile soktu. Önemli olan evlere kadar internet radyo ve televizyon aracılığıyla giren misyonerlik karşısında kendi çocuklarımızı hangi doğru bilgilerle donattığımızdır.

İmar Kanunu'ndaki bu küçük değişikliğin yasalaşmasında da geri çekilmesinde de bence hiçbir sakınca yok. Ama aydın geçinenlerin konuları saptırarak ülkeyi germesinde çok büyük sakıncalar var.

RESUL TOSUN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu